9,

1.1K 169 28
                                    

Jeon Jungkook'un anlatımından,
O gece.

30/09/17

Bazen durup dururken odama asılı fuşya montuna bakarken veya tuvallerime çizdiğim görüntüsüne bakarken onu özlediğim olurdu.

Her gece uyumadan önce mutlu olacağının hayallerini kurar kendime böyle motive verirdim.

Ama bu gece öyle olmadı.

İçime öyle bir şey oturdu ki, konuşmam haramdı. Ne desem mekruhdu.

Moralim her zamankinin aksine daha da bozuktu. Kötü bir şeyler hissediyordum ve bu hiç normal değildi.

Düşüncelerim beni yanlış şeylere sevkediyordu.

Yanlış düşüncelere.

Belki de haklılardı.

O gece evden çıktım.

Evden çıktım ve düşüncelerimin beni götürdüğü yere doğru yol aldım.

Lalisanın evine.

Açık kalan kapıdan bağırma sesleri karşıladı beni.

Korktum.

Korktum ve hareket edemedim.

Polisi aradım.

Camdan bakmaya bile cesaret edemedim.

Acı dolu bir inleme yükseldi boyaları dökülmüş harabe evinizin arasından.

Bir çığlık daha koptu ve ben gidip bakamadım bile.

Senin sesindi.

Bu haykıran ses senin sesindi.

Ağlama seslerin Busan'ı inletmişti.

Ve ben sadece izlemiştim.

Dudaklarım birbirine yapışmış, gözyaşlarım yanaklarımda kurumuştu.

Bağıramıyordum.

İsmin dudaklarımın arasından dökülemiyordu.

Kendimi her şeye hazırlamıştım.

Ama öldüğüne asla inanmamıştım.

Çünkü sen yaşamı hakediyorsun Lalisa. Benim gibi birinin aksine sen yaşamayı hak ediyorsun.

Polisler evin önüne geldiğinde bile konuşmadım. Evinizi gösterdim ve asla içeriye girmedim.

Evinizin karşısındaki küçük bankta oturdum ve dakikalar boyunca sadece ağladım.

Kendimi her şeye hazırlamıştım diyorum ya, yalandı.

Ölü bedenini görmeye kendimi hazırlayamamıştım.

Çok geçmedi beyaz bir sedye göründü.

Ve birkez daha yalvardım inanmak istemediğim Tanrı'ya.

Bu adaletsizliği göremeyen Tanrı'ya.

" Tanrım yalvarıyorum o Lalisa olmasın. O olmazsa eğer yemin ederim bu sefer onu ben koruyacağım."

Ve arkadan senin baygın bedenin çıkıyor sedyeyi tutarken " Ölmeni istemiyorum. " diye bağırıyorsun.
"Taehyung, benim için her şeyi yapacağını söylüyorsun ama neden yapmıyorsun ?"

Bir çocuk vardı.

Kendi güzel, sevişi ayrı güzel.

Bir çocuk vardı.

Sadece bir an, bir anlığına ruha dokunan.

Dokundu ve izini tenimize kazıdı.

Tanıyalı çok olmamıştı ama yerini çoktan hazırlamıştı.

O senin için ölmüştü Lalisa.

Ya sen bu kaçıncı ölüşün oluyordu?

Tanrı, senin dışında neden tüm sevdiklerini elinden alıyordu ?

Sen kötü bir kız değildin ki.

Neden kimse sesini duymuyordu?

Kana bulanmış ellerin beyaz sedyeyi kirletirken arkandan baban çıkıyor. Ambulans onu arabasına yerleştirirken " Ne olur onu götürmeyin. Ne olur onu iyileştirmeyin. Ne olur, bırakın geberip gitsin. Ne olur.." diye haykırıyorsun.

Ama siktiğimin adaleti yine senin yanında olmuyor.

Kana bulanmış suratı ve patlayan dudaklarıyla yüzü bile gözükmeyen bedeni ambulansa yatırılıyor.

" Ölmeni istemiyorum. " küçük ellerin beyaz sedyeyi sıkı sıkı kavrarken durduğum yerden ayrılıyor ve yanına koşuyorum.

Ayakta durmaya mecalin kalmamış bedenini kollarımın arasına aldığımda yüzüme bakmaya bile yeltenmiyorsun.

Taehyung'un ölü bedenide aramızdan gittiğinde geriye sadece biz kalıyoruz.

Sen ve Ben.

Yanına bile yakışmayan bedenimle, seni sakinleştirmeye çalıştım.

Ama beceremedim güzelim.

Sen kollarımın arasında ağlarken sana motive veremedim.

Kırık kanatlarını saramadım.

Ben, hiçbir zaman sana gelemedim.

Ben, seni hiç hak etmedim.

stigma | liskookWhere stories live. Discover now