15,

949 150 19
                                    

Jeon Jungkook'un anlatımından,
Mutluluk geçicidir, bahar mevsimide öyle.

Her güzel şeyin bir sonu vardır derdi annem.

Buna asla inanmazdım.

Benim küçük dünyamdaki mutluluk ölene kadar sürecekti.

Sonsuza kadar bir prens gibi büyüyecek aldığım yüksek notlarla ülkenin en iyi doktoru olacaktım.

Ailem benimle gurur duyacak, insanlar onları tedavi etmem için sıraya girecekti.

Bunlar benim küçük dünyamın sonsuz mutluluk hikayesiydi.

Ve ben şuan askerî ücretle hastane temizliyordum.

Ama gerçekler her daim acıtırdı.

Hiçbir ağaç sonsuza kadar çiçek açmaz her yaprak bir gün ait olduğu yerle kavuşurdu.

Sonsuz mutluluk diye bir şey yoktu.

O gün -tarihini yine hatırlamıyorum gününe de zaten bu da pek önemli değil- senden gizlice biriktiğim parayla seni bisiklet parkına götürdüm.

Bana hiç belli etmesende ben mutsuz olduğunu her halinden anlıyordum.

Ama elimden hiçbir şey gelmiyordu Lalisa.

Seni mutlu edecek güce sahip değildim.

Arkamda gücüm yoktu, kollarım seni saracak kadar güçlü de değildi.

Sana adım atmak istediğim her an başını gökyüzüne çevirdin benleyken zorda olsa mutlu olmayı da seçebilirdin.

ama sen benimleyken mutsuz olmayı seçtin.

Seni suçlayamam zaten bunu bana asla belli etmedin.

Ama ben hissederdim.

O parkta gerçekten çok eğlendiğini hatırlıyorum.

Bisiklet kiralayıp sana onu sürmeyi öğretmeye çalışmıştım.

Ama sen her seferinde yere düşmüş çektiğin acıyı umursamadan tekrar bisiklete oturup sürmeye devam etmek istediğini söylemiştin.

Pes etmen gerektiğini söylediğim her an beni azminle susturmuştun.

Sende en başından beri sevdiğim bir diğer şeyde buydu işte.

Azmin.

Azmin arkasında yatan korkusuzluğun ve her şeye rağmen ayakta durabilmen.

Yaptın. En sonunda sürmeyi öğrendin.

Doğum gününü kutladığım günden sonra ilk defa seni gerçekten gülümserken gördüm.

Bunlar olmadan da bana gülümsemeni isterdim.

Tam sen yeni yeni sürmeyi bitirdiğinde vaktimiz dolduğu için bisikleti bırakmak zorunda kalmıştık.

Dizindeki yaraları umursamadan bana doğru koştuğunda sana canının hiç mi yanmadığını sormak istedim.

O yaralara alışık olduğunu o gün kestiremedim.

Seni mutlu ettiğim sayılı günlerden biriydi işte.

Yada değildi.

Yine aynı gün gülümsemen bile silinmezken yüzünden,

Taehyung'un annesini gördük.

Seni oraya hiç götürmemeyi diledim.

Sevincin bitmemişti.

Mutluluğun yüzünden silinmemişti.

Çocuk kahkaların kulaklarımın pasını silmeye bile yetememişti.

Çünkü o kadın küçücük bir mutluluğu bile sana çok görmüştü.

Otobüs durağında otobüs beklerken belirmişti ve herkesin duyması için, inadına yüksek sesle bağıra bağıra sana  " Oğlum senin yüzünden öldü. " diye bağırmıştı.

Yüzündeki tek gülümsemeyi o gün bunları söyleyerek almıştı.

" O gitti diye mi bu mutluluğun ?" üzerimize doğru yürümeye başladığı an seni arkama almıştım. " Senin yüzünden benim canımdan bir parça gitti ve sen böyle gülüyor musun? "

" Oğlum seni hakedecek ne yaptı söylesene. Onun suçu neydi de beni bırakıp gitti. Sen başka erkeklerle fingirdeşip bu hayatı yaşa diye mi ? "

Sen hayatı yaşamamıştın.

Sen onu düşünmeden bir gününü bile geçirmemiştin.

Sen o gittiğinden beri bir kez olsun bana gelmemiştin.

Ellerin sıkı sıkı tişörtümü kavrarken sırtımda hissettiğim ıslaklıkla ağladığını anlamıştım.

" Peki o bu sözleri hak etti mi ?" insan topluluğu başka hiçbir dertleri yokmuş gibi bizi izlemeye koyulduğunda sinirden yumruk yaptığım ellerimi serbest bıraktım.

" Sizi anlıyorum. Sizi elbette anlıyorum. Ama sizde bizi anlamalısınız. Onun ne yaşadığını bilmeden gelip bu cümleleri kuramazsınız. " dediğimdeki ses tonum hâlâ kulaklarımda çınlıyor.

Gülmekten gözünden yaş geldiği dakikalardan sonra üzüntüden akıttığın yaşlar sırtımı ıslatıyor.

Seni mutlu etmek istiyorum.

" Hakettiğini bul. " diyerek gittiğinde kollarımı sıkıca kavrayıp bir kez daha haykırdın.

Seni mutlu etmek istiyorum.

" O zaten bunu hak ediyor. Mutlu olmayı hak ediyor. " diye bağırdığımda başını sağa sola salladığını hissettim.

Seni mutlu etmek istiyorum.

" Ben hiçbir şey haketmiyorum. Ne mutlu olmayı ne de yaşamayı ben hiçbir şeyi hak etmiyorum. "

Seni mutlu etmek istiyorum.

Çünkü sen en çok bunu hakediyorsun.

stigma | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin