bathrobe

765 45 16
                                    

Sadece duraksayıp ona baktığım zaman diliminde, vücudum konuşma ya da hareket işlevini kaybetmiş gibiydi. Sabah zaten beynim çalışmamıştı, şimdi de bacaklarımın bu halde olması benim cidden canımı sıkıyordu. Ama o, bu halime çok bakmayarak hafifçe önüme geçti ve verilen proje eşine baktı. İsimleri görünce yavaşça bana döndü ve boğuk İngiliz aksanıyla konuştu. "Desdemona sen misin?"

Tanrım, ismim ne kadar da güzeldi öyle! O adımı telaffuz etmeyene dek, ismimin kulağa bu kadar hoş geldiğini bilmiyordum.

Benden bir cevap beklediğini hatırlayarak düşüncelerime kısa bir süre ara verdim ve boğazımı temizledim. "Benim."

"Ailen 1900'lu yıllarda mı yaşıyor?" Hafifçe güldü.

Kaşlarımı çattım. "Anlamadım?"

Ciddiyetimi farkedince gülüşünü yok etti. "Adın biraz eski bir isim, Othello'dan bir karakterin adı ya, ondan dedim." Sesi sona doğru kısıklaştı. Herhalde yeni tanıştığı birine neden böyle bir cümle kurduğunu düşünüyordu.

"Kulağa hoş geldiği için adımı o koymuşlar." Yüzüme düşen saçımı kulağımın arkasına attım ve bu sefer gülen ben oldum. Oysaki elim ayağım titrerken az önce kurduğum cümleyi nasıl kurduğumu merak etmiştim. "Yoksa, Shakespeare hayranı sayılmazlar."

Gülüşümle birlikte rahatladı ve dudaklarını yukarıya doğru belli belirsiz kıvırdı. "Niye?"

"Bilmem," dedim, omuz silkerek. "Neredeyse bütün eserlerinin sonu mutsuz bitiyor. Bu onlar için büyük bir sebep."

Kafasını geriye doğru çekip dişlerini göstererek gülümsedi. Tanrım, ne güzel bir görüntüydü bu! "Peki sen?"

"Ben ne?" Gülümsemeye hala devam ediyordu ve ben bence birazdan bayılacaktım.

"Sen Shakespeare hayranı sayılır mısın?" dedi sakince.

Sayılır mıydım? Hiçbir şey düşünemiyordum. Shakespeare'in kaç eserini okumuştum? Shakespeare neyi yazmıştı?

Sikeyim, Shakespeare kimdi?

"Hayranı sayılır mıyım bilinmez ama tarihin gördüğü en iyi yazarlardan biri olduğu gerçeğini inkar edemeyiz." diyiverdim birden. Bence bu cümle, beynini tam olarak çalıştıramayan biri için oldukça akıllıca bir cümleydi.

O ise bakışlarını gözlerime yoğunlaştırdı. "Katılıyorum. Can çekişmekte olan feodalite ve yeni yeni doğmaya başlamış olan kapitalizim arasında savaş vermiş bir yazar." dedi sıcak bir sesle.

"Sömürgelerin oluştuğu bir dönemde, tüm insanların eşitliğinden yana olduğunu Othello ile somutlaştırır hatta. Hamlet'te, Othello'da ya da diğer eserlerinde 'gerçek' olanı aradığı görülür." Gülerek başımı iki yana salladım. "Esaslı bir adammış gerçekten."

Bakışlarındaki pırıltıyı farkettim. Düşüncemi desteklediğini ve benim gibi düşündüğünü görebiliyordum.

Parlak gözlerini kısıp gülümsediğinde, içimden bir şeylerin kopup gittiğini hissettim. "Ben Zayn." dedi elini uzatarak. Sıcak gülüşünü yüzünden eksik etmemişti. "Düzgün ve iyi bir tanışma yapalım istedim."

Bu isteğini tabii ki de geri çevirmedim. Ama stresten nemlenen avuç içlerimi çok hissetmemesini umdum. Elimi, uzattığı eline yaklaştırdım ve sıktım. Ellerim alev alevdi. "Desdemona." dedim, gülümseyerek. Hafifçe tokalaşıp hemen geri çektim. Bu elimi asla yıkamayacaktım. 

Ama daha sonra kendime gelip bir sevgilim olduğunu hatırladım. Hem de çok sevdiğim bir sevgilim.
Gülüşüm soldu ve bir adım geri çekilerek uzaklaştım. "Konseptin grafiti olduğunu biliyor musun? Sen mi yapacaksın?"

like a miracle//zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin