Violet Flame 🌈Bighit's New Girl Group (with BTS)

Gözlerindeki Ben

Bölüm başlıklarını neden numarayla paylaşmadım diye kendimi sorguladım dakikalar...

Sabah erkenden kalkan 4'lü kahvaltı ettikten sonra hazırlanmaya başladılar. Eunbyeol, Junho'yu getiren Seungho ile konuşuyordu kapıda. Her gün farklı bir yeme programı veriyordu Byeol'e. Kız da onu dinlerken uyumamak için bacağını sıkıyordu arada.

Soobin bugün Lina'ya yardım edecekti şirkette. Jaehee ise Jungkook'a gece mesaj atmış, konuşmaları gerektiğini söylemişti. Şirkette en sakin saatler sabah saatleri olduğu için de erkek bir saat seçmişlerdi.

Eunbyeol hala kapıdayken kızlar hazırlanmış, çıkmak için yanından geçmişlerdi. Seungho kızlara bakarak nereye gittiklerini sordu.

-Şirkete gidiyoruz.

-Ben bırakayım sizi.

Soobin bir yandan Luci'nin arabasına binmek istemiyor, diğer yandan ise kendi arabasıyla yola çıkmak istemiyordu.

-Teşekkür ederiz. Size zahmet olmasın.

-Aynı yere gidiyoruz. Arabada fazla yolcu olunca daha fazla efor sarfetmek gerekmediğine göre... Zahmet olmaz diye düşünüyorum..

3 kız istemeye istemeye genç adamın peşinden gittiler. Yolda sessizce koltuklarına sinip, tek kelime etmediler. İndiklerinde ise teşekkür ettikten sonra adamın onları dinlemeyerek onlardan uzaklaşışını izlediler.

-Dayanamıyorum şu adama. Bang PD nimin nasıl böyle bir çocuğu olmuş anlayamıyorum.

-Bence annesi çok güzel biri. Yoksa dediğin gibi PDnimden böyle bir çocuk çıkması imkansız.

Soobin Jaehee'ye baktı.

-Ben ne diyorum sen ne diyosun.

Lina ikisini kolundan tutup asansörün önüne çekti.

Otopark katından bindikleri asansör, giriş katında durmuştu. Girişte ise onları bir elinde değnekle Jungkook, diğer yanından da ona destek olan Yoongi karşıladı.

Yoongi bir kaç saniye içeri bakıp Jungkook'a döndü. Jungkook ise göz teması kurduğu kıza gülümsüyordu.

-Günaydın.

-Günaydın Kook. Geçmiş olsun. Nasıl oldu ayağın?

Jungkook topuğunu incittiğin için bir süredir destek alarak yürüyordu. Konserlere de oturarak katılmak zorunda kaldı. Her ne kadar zoruna gitse de.

-Daha iyi. Teşekkürler noona.

İçeri girdiklerinde Lina saçlarını karıştırdı onun.

-Ne kadar çok ağlamışsın konserlerde. Seni öyle görünce çok üzüldük.

Jungkook, Jaehee'nin onu ağlarken görmüş olduğu düşüncesiyle başını yere eğdi utançla.

-Hayranlar seviyo diye ağlıyor gibi yapıyorum biliyorsunuz.

Soobin bilerek takıldı ona.

-Yoo.. Bilmiyoruz. Gayet de ciddi bir şekilde ağlıyor gibiydin. Bana Jimin söyledi ona da sen söylemişsin.

Diye dalga geçti.

-Uğraşmayın çocukla.

Diye araya girdi Yoongi. Fakat onda eğleniyor gibiydi.

Koridorda hep beraber ilerlerken, Jungkook'un odasının önüne geldiklerinde durdular.

-Teşekkürler hyung. Beni buraya kadar getirdiğin için.