Life Of BTS ~for Violet Flame

Bölüm 1 : "Sinirli kertenkele"

Bu hikaye redmoonss'un Violet Flame hikayesindeki BİGHİT AU'da geçecektir.

Hikaye ile orantılı olarak ara sıra yeni bölüm gelecektir.

Hikayenin yan sanayisidir. Baş rollerde BTS vardır.

BİGHİT yeni kız grubu(tabi ki kurgu) olan Violet Flame'i de okumak isteyenler şuradan yol alabilir: redmoonss

Keyifli okumalar ~

-

-

Bölüm 1: "Sinirli kertenkele"

"Kaç kere banyoda giyin dedim Yoongi-ah!" Seokjin bakışlarını telefonundan çekip kapıdan bornozu ile giren kişiyi gördüğünde gözlerini acı içindeki surat ifadesi ile kapatıp söylenmeye devam etti "Ben senin o beyaz poponu görmek zorunda mıyım?!"

Yoongi umursamaz bir şekilde elini salladı.

"Sorun yok sorun yok! Deodorantım bitmiş. Seninkini alıyorum."

Seokjin söylenerek ve suratını buruşturarak sinirli bir şekilde odasından çıkıp ortak buluşma noktaları olan mutfağa gitti.

Salon mu?

Orası da neresiydi?

"Ne yapıyorsun?"

En büyük genç sorusunu sorarken buzdolabına doğru yaklaştı ve soğuk su sürahisini aldı.

Taehyung hala uyuduğunu gösteren kısık bakışları ve hafif açık ağzı ile büyük olana donuk bakışlar atarken içeri saçları ıslak diğer bir genç de girmişti.

"Ne oldu hyung?" Jimin masanın üzerinde duran küçük üzüm tanesini ağzına atıp, büyük olana bir göz kırpması sundu "Neden sinirlisin?"

"Sinirli değilim."

Seokjin kararlı bakışları ve havaya kaldırdığı kaşları ile söylenirken içeri diğer esmer kişi girmişti.

"Atıştırmalık bir şeyler kaldı mı?" Namjoon içeri girdiğinde bakışları Jimin ile buluştuğunda bir saniyeliğine dondu. Jimin bakışları ile su içen kişiyi gösterdiğinde Namjoon da kaşlarını kaldırarak kısa boylu olana 'Peki, ne boklar dönüyor, anlayalım.' bakışı atmıştı.

"Bugün yorucuydu ha?"

Namjoon amerikan bar iskemlesine oturup karşısındakini inceledi.

Seokjin Namjoon'un oturduğu barın arkasında dikilirken, kafasına diktiği bardağı masaya bıraktı ve hala yanakları şişkinken başını yorgun bir şekilde onaylar bir şekilde salladı.

"Provalar sıklaştı. Her dönüşümüzde biraz daha yoğunlaşıyoruz."

"Değil mi?" Jimin de Namjoon'un yanındaki sandalyeye yan bir şekilde oturup esmer olana döndü "Yorulsam da hoşuma gitmiyor değil."

Seokjin karşısındaki ikiliye bakmadan dalgın bir şekilde masaya bakarken, Taehyung tembel bir şekilde konuştu.

"Belki artık çok yorulmamız gerekmez, ha?"

Seokjin'in bakışları anında havaya kalkmış ve Taehyung'u bulmuştu. Ardından sert bakışları Namjoon'a döndüğünde esmer olan olup biten şeyi o anda çözmüştü.

"İyi geceler."

Seokjin tok bir sesle hızla mutfaktan çıkmaya çalıştığında Namjoon'un gür sesi yankılanmıştı.