Bölüm 8 - "Sen kiminle uyuşmak istersin hyung?"

97 7 321
                                    

I. KISIM

"Durumu nasıl?"

Namjoon ayakkabılarını çıkarırken bir yandan da elindeki ilaç poşetini Seokjin'e uzatmıştı. Büyük olan poşeti hızla alıp içindekilere seri bir bakış attı.

"Ateşi düştü mü?" Sejin Namjoon'un arkasında göründüğünde Seokjin sesli bir şekilde yutkundu ve başı ile onayladı "Uyudu. Çok ağladı."

"Tanrım.." Namjoon ayakkabılarını yerine yerleştirdikten sonra gözlerini acı içinde kapatıp başını geriye bıraktı.

Jungkook hasta olduğunda hassaslaşıyordu. Gencin duygusal yoğunluktaki ruh hali tüm gençlerin enerjisini çekiyordu doğrusu fakat şu an odada bulunan bir kişinin içi diğerlerinden de fazla buruktu.

"Yemek var mı hyung?"

Seokjin Namjoon'u başı ile onayladı.

"Yosun çorbası yaptım. Git iç."

Seokjin yeniden salona ilerlerken esmer olan da koltukta uyuyan gence kısa bir bakış atıp mutfağa yönelmişti.

"Ateş ölçer nerede?" Sejin ceketini çıkarıp tekli koltuğun üstüne bıraktığında Jimin büyük olana cevap verdi.

"Az önce ölçtük hyung. Sorun yok. Şu an daha iyi."

Jimin menajerlerine rapor verdikten sonra Jungkook'un uzandığı koltuğun hemen yanında, yerde oturan kişi ile göz göze geldi.

Taehyung  oldukça endişeli bir şekilde Jimin'e bakarken, kısa boylu olan onun bu sabah olan şeylerden dolayı çok korkmuş olduğunu görebiliyordu.

Taehyung bakışlarını yeniden uyuyan kişiye çevirdi.

Jungkook fenalaşmış ve bayılmıştı. Esmer genç onu pek sık bu halde görmediği için oldukça endişelenmişti. Hastalık onu hassaslaştırmıştı, evet, fakat Taehyung gencin içinde birikmiş olan duyguların bu denli yoğun olduğunu bilmiyordu.

Jungkook Jaehee'yi sayıklayıp durmuştu.

Kendini berbat hissediyordu.

O iyi bir abi değildi.

"Hadi siz de bir şeyler yiyin." Seokjin gençlere söylendiğinde Hoseok da mutfaktan çıkıp salona gelmişti "Yemekleri ısıttım hyung."

Seokjin genci başı ile onayladıktan sonra diğerlerine döndü.

"Hadi"

Jimin ve Taehyung tembel bir şekilde yerlerinden kalkıp mutfağa yöneldiklerinde Sejin gence gülümsedi.

"Sen de geç. Ben buradayım Jinah."

Seokjin menajerlerine hızlı bir sevimli gülümseme sunup mutfağa doğru yöneldiğinde aklına gelen bir şey onu durdurmuştu. Yakışıklı genç yönünü değiştirerek odasına doğru yol aldı ve kapıyı sessiz olmaya çalışarak açtı.

İçerisi loştu. Yalnızca Seokjin'in tarafının ışığı yanmaktaydı.

Büyük olan derin bir nefes alıp gözlerini kapattı ve içeri girip yavaşça Yoongi'nin yanına yaklaştı. Yorgan tepesine kadar çekiliydi.

"Yoongi-shi"

Seokjin gence yumuşak bir şekilde seslendiğinde yorgan yığınında bir hareketlilik olmamıştı.

Büyük olan derin bir nefes alıp aynı sessizlikle odadan çıktı ve mutfağa yöneldi.

".....ne kadar erken gideceğiz?"

"Bir hafta önce gitsek iyi olur gibi. Biraz alışmış da oluruz. Olmaz mı hyung?"

Jimin sorusunu sorup Namjoon'a baktığında esmer olan cevapladı.

Life Of BTS ~for Violet FlameWhere stories live. Discover now