Bölüm 6: "Hınkaği poing poing!"

104 10 298
                                    

"Ben geldim!"

Seokjin neşeli sesi ile eve girdiğinde mutfaktan kap çanak sesi geldiğini duydu. Birileri uyanmış olmalıydı. Uzun boylu yakışıklı genç küçük koridordan mutfağa doğru geçtiğinde Namjoon'un tezgahın arkasında olduğunu gördü ve kaşlarını şaşkınlıkla havaya kaldırdı.

"Ne yapıyorsun?"

Namjoon bakışlarını içeri girene çevirdi ve suratını buruşturdu "Hoseok ve Yoongi ile şirkete geçeceğiz. Diğerleri hala uyuyor. Öğleden sonra gelecekler mi emin de değilim."

Seokjin başı ile genci anladığını belirterek onayladı ve mutfağın ortasındaki ada tezgaha yaklaşıp, mermerin üstündeki yiyecek kalıntılarına baktı. Derslerini öğleden önceki saatlere almıştı ve diğer üyeler de bu durumu fırsat bilip o gelene kadar uyumaktaydı.

"Ne yapmaya çalıştın?"

Namjoon gencin imasını duyduğunda karşısındakine öldürücü bakışlarını sundu ve başı ile küçük fırını gösterdi.

Seokjin fırının ışığının yandığını gördüğünde, içerideki yemeği kontrol etmek için cama doğru yaklaştı.

"Sabahın köründe tavuk mu yaptın?"

"Ocak ile aram iyi değil." Namjoon atik bir şekilde mutfak tezgahını temizlerken konuşmaya devam etti "Fırın yemek işleri için daha kolay."

"Ki fırındaki yemek de yanabiliyor, biliyorsun, değil mi?"

Namjoon gözlerini devirdi.

"Alarm kurdum hyung. Artık teknoloji denilen bir şey var."

Seokjin dudaklarını burnuna doğru kıvırdı ve Namjoon'a 'çok biliyorsun sen' bakışları ile baktıktan sonra mutfaktan çıktı.

Yurda ilk geldikleri zamanı hatırlıyordu da... Namjoon gence mutfakta yardım etmek için çok hevesliydi fakat elini attığı her işi yüzüne gözüne bulaştırmaktaydı. Şimdi ki durumu daha iyiydi fakat yine de etrafında kırılabilecek şeyler bulundurmamak.. en iyisiydi.

"Uyanmışsın."

Seokjin odanın kapısını açıp içeri girdiğinde Yoongi'nin üzerine siyah tişörtünü geçirdiğini gördü. Yoongi içeri giren gence kısa bir bakış atıp yataktaki hırkasına doğru uzandı.

"Erken geldin hyung."

Seokjin derin bir nefes alıp çantasını yere bıraktı.

"Profesör bugün dersi erken bitirdi."

"Suratının şekline bakılırsa.." Yoongi hırkasını giyerken gencin yanına geldi "Yine ödev vermiş."

Seokjin yanındakine öldürücü bakışlarını sundu.

"10 sayfalık."

"Yuh" Yoongi fazla tepki verdiğini biliyordu. Aslında dışarıdan bakan biri onun bu konu ile neden bu kadar fazla ilgilendiğini ve dert ettiğini anlayamayabilirdi fakat bu odadaki Shooky'ler şahitti ki Seokjin aldığı her ödeve sevgili oda arkadaşı Yoongi'yi de katmaktaydı.

"Hoca 35 tane kelime verdi." Seokjin donuk bakışları ile karşısındaki duvarda olan bakışlarını Yoongi'ye çevirdi "Sırası ile bu kelimelerle mantıklı bir diyalog kurmamız lazım."

Yoongi gencin söylediği 'kurmamız' kelimesini duyduğunda ağlamalı bakışları ile sızlandı ve hızla arkasını dönüp kaçarcasına odadan çıktı.

"Günaydın hyung"

Yoongi salondaki Jimin'i eli ile kısaca selamladı ve hızla mutfağa girdi.

Life Of BTS ~for Violet FlameWhere stories live. Discover now