Bölüm 2 : "Ağzını kapat hyung.. Salyaların akıyor."

135 14 222
                                    

"Günaydın"

"Günaydın sunbaenim"

Kedi bakışlı olan neşeli sesi ile asansörden çıkarken, onun aksine asansöre binen donuk bakışlı çalışana selam verdi. Yüzündeki tuhaf gülümseme dışarıdan bakan biri için oldukça tuhaf karşılanabilirdi. En son ne zaman böyle gülümsemişti? Belki de ödül aldıklarında?

Yakışıklı genç sol eli ile ensesini rahatsız eden siyah deri ceketini düzeltti ve diğer elindeki karton torbanın içindeki kutunun düz durup durmadığını kontrol etti. En son ıslık çalmaya da başladığında, iç sesi ona delirmiş olduğunu söylemekteydi.

"Selam millet!"

Yoongi hızla kapıyı açıp içeri girdiğinde, içeride oturanlar irkilmişti.

"Hyung!" En küçük olan kalbini tutarak kocaman açtığı gözleri ile söylendi "Beni korkuttun."

Esmer ve sevimli olanın ise dikkati başka bir yöndeydi.

"Ne aldın?" Taehyung hızla gencin eline atıldığında Yoongi kocaman açtığı bakışları ile kükredi.

"Yah! Dokunma ona!"

"Ne var ki bunda?" Taehyung hala sağa sola eğilerek kutunun içindekini anlamaya çalışırken, Seokjin bıkkın bir şekilde gözlerini kapattı "Pasta mı o?"

"Cheesecake" Yoongi mükemmel gülümsemesini karşısındakine sunarken Jimin yaklaşıp büyük olanın elinden poşeti aldı.

"Kızlar için mi aldın hyung?"

Namjoon telefonunda olan bakışlarını büyük olana çevirip kaşlarını da hayretle havaya kaldırdı.

"Vay canına hyung. İçinden resmen bir baba çıktı. Kızları evlat edinmeye kalkmayacaksın değil mi?"

Yoongi söylenerek ceketini çıkardı.

"Sadece onlar için heyecanlıyım, ne var bunda?" Yakışıklı genç kollarını iki yana açıp gözlerini kocaman açtı "Siz de aynı şeyi yapmayı deneseniz?"

"Hyung ile konuştun mu?"

Yoongi bakışlarını Seokjin'e çevirdi ve gözlerini kıstı.

"Hyung mu?"

Seokjin bir anne edasıyla kollarını göğsünde birleştirdi ve bir ayağına doğru ağırlığını verdi.

"O pastayı alıp kızların yanına kutlama yapmak için gideceğimizi düşünüyor musun cidden?"

Ortamda kısa bir sessizlik olduğunda odada bulunanlar bu konuyu zihinlerinde tartıyorlar gibi görünmekteydi.

"Neden olmasın hyung?" Seokjin bakışlarını en küçük olana çevirdiğinde Jungkook bakışlarını kaçırdı. Bir yandan da gülmemeye çalışıyormuş gibi görünmekteydi "Artık onlar da birer idoller. Daha sık görüşmemiz normal olmaz mı?"

Jimin anında kahkahayı bastığında Taehyung bir süre yanındakinin neden güldüğünü anlayamamıştı. Gencin aklına dank ettiğinde ise esmer olanın yüzü güldüğünü belirtecek bir şekil almıştı.

"Koyun can derdinde kasap et derdinde!"

Seokjin de küçük olana kızsa da yüzü gülmemeye çalıştığını adeta gösteriyordu.

"Sen o işi hala bırakmadın mı kook?"

Namjoon karşısındakine baygın bakışları ile baktığında küçük olanın yüzü asılmıştı.

Neden kimse duygularını ciddiye almıyordu?

"Öyle deme Namjoon-shi.. Yoksa seni düğününe çağırmaz."

Life Of BTS ~for Violet FlameWhere stories live. Discover now