Bölüm 13: "Onu.. kovdun mu?!"

54 6 102
                                    

1. Kısım

"Hyung?"

Kedi bakışlı genç gözlerini daldığı noktadan çekti ve kaşlarını havaya kaldırarak soru dolu bakışlarla Jungkook'a baktı.

"İyi misin?"

Yoongi gözlerini yavaşça kapatıp dudakları arasından bir nefesi dışarı verdi. Ardından hızla yuvarlak masaya yaklaşıp eriştesini eline aldı.

"İyiyim. Sorun yok. Dalmışım." Saçları nemli genç hızla konuştu "Siz ne diyordunuz?"

"Yarın Paris'e gideceğiz." Seokjin hızlıca konuştu "Louve Müzesi'ne gitmek istediğimi söylüyordum." 

"Hmm? Olabilir mi?" Yoongi ağzındakileri çiğnerken kendini konuya vermeye çalışsa da aklı başka yerdeydi.

"Biraz sanatsal gezi fena olmaz doğrusu!" Seokjin esnedi "Bugün çok yoruldum."

Büyük olan söylediği şeyden sonra küçük olana mahcup bir şekilde baktı.

Jungkook hafifçe kıkırdadı.

"Sorun değil, sorun değil." Siyah saçlı genç gülümserken yemeğine bakmaya devam etti "Üstesinden geldim hyung."

Yoongi Seokjin ile bakışları buluştuktan sonra derin bir nefes aldı.

Jungkook şov boyunca sandalyede oturmak zorunda kaldığından kendini suçlu hissediyordu. Yoongi onun moralini yüksek tutmak için kendisininkini de yüksek tutması gerektiğini biliyordu.

"Vooğ!" Jungkook tabakta kalan iki tavuk göğsünü de ağzına sıkıştırdı "Yayın saatim geldi! Gitmeliyim!"

"Aiiiş!" Yoongi ayağına basan gencin poposuna bir şaplak indirdi "Serseri!"

İkili kapı çarpma sesini duyduktan sonra birbirlerine kısa süreli bir bakış attılar.

Ortamdaki sessizlik rahatsızlık vericiydi.

En azından... Yoongi için.

"Cevap yazmadı mı?"

Yoongi tam çubuklarına uzanmışken kısa süreliğine donup kaldı ve dudaklarını birbirine bastırıp bakışlarını yemeğinden çekmeden, kafasını olumsuz bir şekilde salladı.

"Bu oldukça tuhaf." Seokjin dudaklarını sevimli bir şekilde büzdü "Öyle değil mi? Angelina utangaç bir kız. Sana karşı da oldukça saygılı. En azından anahtar için teşekkür edeceğine eminim."

Yoongi suratına yamuk gülümsemesini koydu.

"Belki de.." Kedi bakışlı genç hıhladı "Benden utanıyordur."

Seokjin kaşlarını çattı.

"O da ne demek şimdi?"

"Neyse ne.." Yoongi çubukları birden masaya bıraktı "Yapacak bir şeyim yok."

Seokjin gencin hızla kalkıp banyoya doğru ilerlediğini gördü.

Ağzı açık bir şekilde hala orada oturan genç kurutma makinesinin sesini duyduğunda ağzını yavaşça kapattı ve derin bir nefes alarak gözlerini kapattı.

Banyodakinin duyamayacağını bildiği için seslice söylendi.

"Belki de senin sıran değildir.. Min Yoongi."

*flashback* 

(Birkaç hafta önce)

"Jeon Jungkook dedim! Hemen kapıyı aç!"

Life Of BTS ~for Violet FlameWhere stories live. Discover now