chapter 15

13.3K 1.6K 610
                                    

"Namjoon!Haberlerim var!"derken koşarak odaya girmişti hizmetkar.
Namjoon bu sırada arkasını dönmüş,pencereden dışarı bakıyordu.Hizmetkar nefes nefese konuştu. "Jeon!"dedi ve nefesinin düzelmesi için biraz bekleyip konuştu. "Jeon geri dönmüş!"

Namjoon sadece başını arkaya çevirerek gelen hizmetkarına baktı. "İznim olmadan odama girme."

Hizmetkar kapının önünde Namjoon'un dediği şey karşısında utanarak baktıktan sonra arkasından öfkeli bir ses duydu. "Taehyung nerede lan?" Hizmetkar bunu duyar duymaz arkasında öfkeli küçük kardeşi görmüştü. "Jeon,siz ne zaman...Size dışarıda bekleyin demiştim!"Jeon onu ittirip odaya girmişti,sinirli görünüyordu.
"Ben de beklerim,di mi?"dedi ve Namjoon'a döndü. "Namjoon,Taehyung nerede?"

"Taehyung mu?"dedi Namjoon gülümseyerek. "Kimden bahsettiğini anlayamadım."

Jeon onun bu tavırlarına karşı kaşlarını çatmış,öfkeli bakışlar atmıştı. "Kaçırmak için Kai'yi kullandığın insan."dedi ve kollarını göğsünde birleştirdi. "Emri sen verdin,değil mi?"

Namjoon tebessüm etmişti. "Verdiğimi hatırlamıyorum."dedi ve düşünür gibi yaptı. "Yoksa köpek mamasından mı bahsediyorsun?"

Jeon,duyduğu şeyle bağırmaya başlamıştı. "Namjoon,seni aşağılık!"

Namjoon ona aldırmadan devam etmişti. "Sadece emir vermemi bekliyor.Yemeğe başlamak için can atıyor gibi..."dedi ve karşısındaki Jungkook'a baktı,iblis hareket etmeden ona bakıyordu sadece,Namjoon şaşırmıştı. "Neyin var?Bana vurmayacak mısın?"

Jungkook sorduğu soruya cevap vermeyince Namjoon devam etmişti. "Çok şaşırdım doğrusu..."dedi ve onaylayan bakışlar attı. "Yani o insanın ölmesini istemediğini mi söylemeye çalışıyorsun?Tüm şeytanlar içinde sen?"dedikten sonra deli gibi kahkaha atmaya başlamıştı. "Bu inanılmaz!Senin bu kadar saplantılı olacağın aklımın ucundan geçmezdi!"dedikten sonra kapının önünde bekleyen hizmetkarlarına seslendi. "Onu kuzey kulesine kapatın."dedi ve Jungkook'a baktı. "Bunu söylememe gerek yoktur eminim ama tuhaf bir şeye kalkışırsan senin şu 'Taehyung'un ölür."

Adımlarını kapıya doğru atarken son kez Jungkook'a baktı. "Yine de endişelenme.Düğün törenini tamamladıktan sonra onu dünyasına sağ salim geri göndereceğim."

-

"Jeon iyi midir acaba?"dedi hizmetkar,Jimin'e bakarak.
Jimin bir koltukta oturmuş düşünüyordu.
"Bilmiyorum."diyip hizmetkarına baktı. "Namjoon ağabeyle arasının pek iyi olduğu söylenemez.Taehyung'u öylece bırakmasına imkan yok."

Jimin bunları dedikten sonra ayağa kalkıp bir sağa bir sola yürümeye başlamıştı. "Tekrar bir araya gelip bir plan bulmamızı önerdim ama o salak,başını aldığı gibi kapılara gitti!"dedi,yüzünden tedirgin olduğu çok belli oluyordu. "Umarım ona bir şey olmamıştır."

-

Jungkook,elleri kelepçeli bir şekilde hizmetkarın ardından uzun koridorda yürüyordu.Uzun bir sessizliğin ardından nihayet konuşmuştu. "Hey,bana gerçekten tutsak muamelesi mi yapacaksınız?"

"Lütfen şimdilik sabredin.Kuleye ulaşır ulaşmaz kelepçelerinizi çıkaracağım."dedi hizmetkar ona dönerek.

Jungkook'un aklında olan tek şey Taehyung'du.Şu an iyi miydi?Ne düşünüyordu?
Onu özlemişti.
Ve ona zarar gelmemesi için ne denirse onu yapacaktı.

-

"Taehyung,iyi misin?"diye sordu Hoseok,Taehyung'un kızarmış boynuna bakarken.
"Evet..."dedi oğlan ama hiç ikna edici değildi,bitkin görünüyordu.

No Sleep Tonight | Taekook Where stories live. Discover now