chapter 17

12.3K 1.6K 1K
                                    

"Bu sefer Jungkook'u ben kurtaracağım!"

Hoseok'un gerginlikten alnından terler akıyordu. "Sen mi gideceksin?Ama nasıl..."

Kai sözünü kesti. "Sanırım çatıdan girmeye çalışman lazım.Seni bariyere en yakın kısımdan çatıya bırakması için hizmetkarımı kullanabilirsin.Böylece sana tek kalan camdan girmek olur,seçim senin."

"Bu çok tehlikeli!Eğer kayıp düşersen sonun geldi demektir!"diyerek karşı çıktı Hoseok.

Taehyung karşısındaki Hoseok'a yalvaran gözlerle baktı. "Hoseok Hyung ama Jungkook'a iyi olduğumu söylemezsem..."

"Hayatının tehlikede olmadığını söylemek için hayatını tehlikeye atman çok saçma!"diye bağırarak sözünü kesti Hoseok.

Taehyung da ona bağırıyordu. "Eh,burada durmaya devam edersek de zaten öldürüleceğiz!O yüzden yapacağım!"dedi ve mırıldandı. "Hiçbir şeyden pişmanlık duymak istemiyorum."

-

Hoseok'un olayı anlatması bitince Jimin bağırmıştı. "NE?!Taehyung kuzey kulesine mi gitti!Nasıl bu kadar aptal olabilirsiniz!?"

Hoseok başını eğdi. "Gitmesine izin vermek aptallıktı,biliyorum ama..."

Jimin arkasını dönüp yürümeye başladı. "O zaman ben de gidiyorum."dedi ve başını çevirip Hoseok'a baktı. "Taehyung'un ölmesine izin veremem."

"Jimin..."

-

Zindana gelmiş olan hizmetkarlar,zindanın içini boş görünce ortalığı ayağa kaldırmışlardı. "Bütün bunlar ne anlama geliyor?!"dedi birisi.

"Bu imkansız,Hoseok ve o insan kaybolmuş!"diyerek içeri bakınıyordu bir diğeri de,belki saklanmışlardır diye düşünerek.

Namjoon kaşlarını çatmış,öfkeli bir şekilde boş zindana bakıyordu.
Hizmetkarlar tedirginlikle konuşmaya devam ettiler. "Hemen bulun onları!Nasıl kaçtılar?"

"Bekleyin."dedi Namjoon,hizmetkarlara. "Şimdilik onu bırakın ve kuzey kulesinin etrafındaki güvenliği arttırın.Kimsenin Jeon'a yaklaşmasına izin vermeyin!"

-

Taehyung,ip ile çatıdan aşağı sarkmış,pencerelerin önüne gelerek Jungkook'u bulmaya çalışıyordu.Kule çok uzundu ve bir çok pencere vardı ama bu onun için değerdi.Şu an pencerelerin birinin ardında Jungkook vardı.
Taehyung sadece ipe tutunmuştu,eğer ipi bırakırsa yere düşüp ölecekti.

-

"Siktir."dedi pencerenin karşısında etrafa bakan Jungkook,hapsedilmekten nefret ediyordu.

"Jungkook..."

"Jungkook nerede olabilir?"

"Hangi pencere onunki?"

Jungkook,düşünce sesleri duymaya başlamıştı ve bu düşüncelerin Taehyung'dan başkası olmayacağını anladı. "Taehyung..?"dedi odada kendi kendine. "Bir dakika...Yoksa?"

Sihirle pencerenin camını kırıp,pencereden sarktı ve bağırdı. "Taehyung!"

Başını sola çevirdiğinde masum bir ifadeyle ipe tutunmuş,pencerelere bakan bir Taehyung görmüştü.

Taehyung,kendisine bakan şeytanı görünce "Ah..."dedi ve kekeledi. "I-ım,kusura bakmayın.Jeon Jungkook adında birini arıyordum da..."

Jungkook ona kaşlarını çatıp bakmıştı,nasıl olur da tanıyamazdı,alt tarafı vücudu daha fazla irileşmişti ve ortaokullu çocuk görünümü yerine bambaşka birisi gelmişti o kadar.

Taehyung hala ona bakıyordu. "Onu tanıyor musunuz..?"diye sordu.

Jungkook gözlerini devirdi. "Salak herif."

Daha sonra zindanın dışından bir hizmetkar,Jungkook'un pencereden dışarı sarktığını görünce bağırmaya başlamıştı. "Ne yaptığını sanıyorsun!?"

Jungkook arkasını dönüp hizmetkara baktı ve mırıldandı. "Cık,hemen de geldiler"

Hizmetkar diğerlerine talimat veriyordu. "Çabuk anahtarları getir!"dedi ve Jungkook'a dönüp telaşla bağırmaya başladı. "Jeon!O insana ne olacağı umrunuzda değil mi yani?!"

Jungkook sırıttı. "O 'insan' mı?Ha ha."dedi. "Ne isterseniz yapın."

Taehyung hala iple sarkmış,olan olayları izliyordu.

Jungkook pencereden atlayıp uçarak Taehyung'un yanına gelmişti ve belinden tutmuştu.Bu sırada hizmetkar da zindana girmiş,pencereden bağırmaya başlamıştı. "Jeon!"

Taehyung,duyduklarıyla kısa çaplı bir kalp krizine girmişti. "Jeon mu..."dedi kekeleyerek.

Belinden tutmuş olan Jungkook ona kaşlarını çatmış bakıyordu. "Salak."dedi ve iyice yaklaşıp aralarındaki mesafeyi kapattı. "Sevdiğin adamı tanıyamadın mı yani?"

Taehyung her şeyi daha yeni yeni anlamıştı ve gözleri dolmaya başlamıştı.Kollarını Jungkook'un boynuna dolayarak sıkıca sarıldı. "Jungkook!Çok şükür!"burnunu çekerken devam etti. "Yakalanman hep benim suçumdu!"

"Evet,evet..."dedi Jungkook kafasını sallayarak. "Benim için bütün bunları yaptığına inanamıyorum."

Taehyung düşmemek için iblisin omzundan tutup ona bakmıştı.Hala deli gibi gözünden yaş geliyordu ve burnundan sümükler akıyordu. "Eh benim sihirli güçlerim yok.O yüzden bir tek ben yapabilirdim!"açıklama yaparken avazı çıktığı kadar bağırıyordu,heyecandandı herhalde.

"Anladım anladım,teşekkürler."dedi Jungkook,karşısındaki oğlanı sakinleştirmeye çalışıyordu ve akan sümüklerini görünce gülmeye başladı. "Iy,iğrençsin."

"Jeon!"
Jimin arkasına bir pelerin takmış uçuyordu ve onlara doğru geliyordu.Yanında da tekrardan kuş olmuş Hoseok vardı.

"Ah,selam."dedi Jungkook,yaşadıkları gayet normalmiş gibi.

Jimin hemen konuya daldı. "Bir an önce buradan çıkmazsak takviye birlikleri gönderecekler."

Bunu dedikten sonra havada bir sürü karga uçuşmaya başlamıştı ve kuleden sesler gelmeye başlamıştı. "Acele edin!Kaçmalarına izin vermeyin!"

Taehyung aceleyle Jungkook'a döndü. "Bekle Jungkook,dinle!"dedi.Jungkook da ona dönmüş,dinlemeye başlamıştı.
"Benle Hoseok'u Kai serbest bıraktı!Onu yüzüstü bırakırsak,Namjoon onu öldürür!Buna müsaade edemem!"dedi telaşla.

Jungkook şaşkınlıkla ona bakarken Taehyung devam etti. "Sen Namjoon'dan daha güçlüsün değil mi?Öyleyse kaçmayı bırakıp artık onunla yüzleşmelisin!"

Jungkook son derece şaşkın bir biçimde onu dinledikten sonra sırıttı ve konuştu. "Heh,böyle bir şeyi o kadar kişi varken senden duymak..."dedi. "Sen bu kadar güçsüzken bir de."

Lafını bitirdikten sonra Taehyung'un dudaklarına dudaklarını götürmüştü.Onu tutkuyla öpmeye başlamıştı.Taehyung olayı kavrayamadığından dolayı onun öpücüğüne karşılık veremiyordu.Jungkook tek taraflı öpüyordu ama hoşuna gitmişti.

Taehyung kollarını Jungkook'un boynuna dolayarak onun öpücüğüne karşılık vermeye başlamıştı.Daha böyle bir öpücükten bile inliyordu.

Jimin düşünceli bir şekilde onları izliyordu. "Bütün bunlar biter bitmez,Yoongi'yle ben de..."

Jungkook,Taehyung'un dudağından ayrıldıktan sonra onu Jimin'e doğru itmişti. "Tamam!"diye bağırdı. "Jimin,Taehyung'a göz kulak ol!"

Taehyung,Jimin'in kollarına düştükten sonra Jungkook iyice havalanmaya başlamış ve şeytan gülümsemesini yapmıştı. "Şimdi..."dedi heyecanla,iyice gaza gelmişti."Başlayalım mı öyleyse?"

No Sleep Tonight | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin