1.9.5

21.3K 2.1K 1K
                                    

~Selam, watty mala döndüğü için kendi yazdığım bölüme kendim ulaşamadım ve bu beni o kadar sinirlendirdi ki üç saat tom ve jerry izlesem yine rahatlayamam gibi geliyor, yine de bildirim israfı için çok özür dilerim. İnanın hiç hoşlanmıyorum ben de bu durumdan ama dediğim gibi, kendi hikayemin bölümünü ben bile göremeyince el atmak istedim
lütfen yorum yapın çünkü yorumlarınızı okuyamadığım her an ilham kaybediyormuşum gibi geliyor ve ben sizi bekletmeyi hiiiç istemiyorum 🥺

Bu, ev buluşmasının birinci partıdır...

İyi okumalar!

İyi okumalar!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

***

"Taehyung, arkadaşın sanırım biraz üşüyor..."

Jeongguk tereddüt içinde bana yaklaşıp Bogum'dan çekmediği gözlerini hafifçe kısarken bakışlarını takip ederek titreyen Bogum'a bakmış, onu başımla hafifçe onaylamıştım.

"Kombi son seviyede." dedim Jeongguk'a bakıp elimden bir şey gelemeyeceğini belli ederken. Sonra yeniden ağlak bir ifadeye bürünmüş Bogum'a döndüm hafifçe.

"Bogum, sana polar getirmemi ister misin?"

Sesimi duyduğu an olduğu yerde sıçrayan Bogum, korkuyla titreyen gözlerini önce sağındaki Jonglee'de, ardından sol tarafında kendisine acıyan bakışlar atan Jackson'da gezdirdikten sonra zorlukla yutkunmuş, başını hızla iki yana sallayıp bu önerimi şiddetle reddetmişti.

Pekala, benden çekindiklerini, özellikle gördüğünüz üzere Bogum budalasının, biliyordum, üstelik çekinmekte de haklıydılar, zira bir süre öncesine kadar şirketteki vazo bile benden daha canlı bir ruha sahipti. Hiç değilse onun göz alıcı renkleri vardı, bense tasarım ekibiyle iş dışında tek kelime etmez, mesai dışı etkinliklerin hiçbirine katılmaz, beni bu tarz etkinliklere davet ettiklerinde onlara öyle bir bakardım ki, çağırıp çağıracaklarına pişman olurlardı. Yine de benden bu kadar korkmaları...

Şöyle bir düşününce oldukça normaldi galiba ya.

Ortamdaki gergin hava, Jeongguk'un şaşkın ve sevimli bakışlarına rağmen yumuşamamış, üstüne bir de Bogum'un tir tir titremekten çarpan dişlerinin sesiyle oldukça garip bir hâl almaya başlamıştı.

Jonglee Bogum üzerine yoğunlaşan negatif ilgiyi dağıtmak adına hafifçe öksürüp geniş çantasının içinden çıkardığı saklama kabını Jeongguk'a uzatarak "Bunu senin için getirdim." dediğinde Jeongguk mahçupça teşekkür etmişti.

"Bu nedir noona?" dedi elindeki kabı hafifçe kaldırıp blurlu plastik yüzeyden içini görmeye çalışırken.

"Helva."

Jeongguk'un gülüşü yüzünde solmuş, bana yemeğin başından beri sıkça yaptığı gibi ufak bir bakış atarak tekrar Jonglee'ye dönmüştü.

blanco | taekook ✓Where stories live. Discover now