2.3.5

20.8K 1.8K 1.1K
                                    

bir haftalik gecikme icin cok özür dilerim ama kendi icimde ohal ilan edebileceğim kadar sorunlu bir zaman zarfiydi benim icin

Bence beklemenize değecek şeylerle geldim 😉😜😈

Bu bölümün birinci partidir

İyi okumalar!

louis armstrong-la vie en rose

louis armstrong-la vie en rose

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

***

Gün daha yeni yeni ağarırken ben, Jeongguk ve annesi -annemin uykusu ağır olduğu için akşam vedalaşmayı uygun görmüştük- arabanın yanında dikiliyor, susmamaya yeminli Bayan Jeon'u dinliyorduk.

"Jeongguk, varınca beni arıyorsun tamam mı? Bak konumu da at, merak ederim ben seni. Zaten hasta hasta nereden çıktı bu eğitim kampı anlamadım. Sınav sonuçların zaten mükemmel."

Bayan Jeon'un taramalı tüfek gibi sıraladığı sitem ve tembihleri, söylemiş olduğumuz yalanın gerginliğiyle Jeongguk'u daha büyük bir stres altına sokarken duruma el atma ihtiyacı duydum.

"Merak etmeyin Bayan Jeon, sadece iki hafta sürecek. İş gezisi için Japonya'ya gidiyor olmasaydım ben yardımcı olmaya devam ederdim fakat sınavına şunun şurasında üç hafta kaldı. Eminim ki o da son haftalarda kayıp yaşamak istemez. Öyle değil mi Jeongguk?"

Onay beklercesine Jeongguk'a bakıp annesinin bakmadığından emin olduğum an göz kırparak öpücük atmış, karşılığında gülüşünü bastırarak sabır dilenircesine gökyüzüne bakmasını keyifle izlemiştim.

"Sen yeterince yardım ediyorsun zaten Taehyung. Aranızdaki sorunlara rağmen onunla dile kolay bir seneyi devirdin. Biz annenle iddiaya bile girdik halbuki ilk kim üçüncü sayfa haberlerinde katil olarak çıkacak diye. Sen yine iyi dayandın."

"Ya aynen," Jeongguk bavulunu bagaja yerleştirmiş, kapattığı kapağın ardından imalı bir şekilde beni süzüp annesine yapayca gülümsemişti.

"Sinirden ne kumandalar kırdı, değil mi hyung?"

Hahaha.

Ne?

Jeongguk'un iması annesi hiçbir şey anlamadığı için havada öylece asılı kalırken hızlıca vedalaşıp arabaya bindiğimizde bizi izleyen Bayan Jeon'u göz önünde bulundurarak mimiksiz bir ifadeyle kontağı çalıştırdım.

"Hyung, dün gece ne oldu? Hyung kafam kazan gibi. Hyung ben hiçbir şey hatırlamıyorum, en son Jimin'i bar tezgahında uzanırken gördüğümü anımsayabiliyorum sadece. Hyung dün gece seni çok zor bir durumun içinde bırakmadım değil mi?"

Bana Küçük Taehyung İsyanı'nın ertesi gününde söylediği cümleleri incelttiğim sesimle tek tek sayıp henüz hareket etmememizden aldığı destekle beni hiç duymamışçasına ıslık çalan ve emniyet kemerini takan Jeongguk'u alayla süzerek gaza bastım. Tüm bu tavırları bana artık sökmüyordu pek, zira şu an utandığını, hatırladığı gerçeğine verdiğim tepkime yan aynadan bakmak isterken yakaladığım al al olmuş yanaklarından anlayabiliyordum.

blanco | taekook ✓Where stories live. Discover now