16

22.1K 2.9K 1.5K
                                    

Keith Kenniff, Anyone.

"Kendini hiç bir filmde hissettiğin olur mu?" dedi Lee Ahn, yanı başımda, dizlerine sarılmıştı kolları. Öğle arasıydı, bahçede yan yana oturuyorduk. Bir süre öylece zemini izlemiş, dakikalar sonra konuşma kararı almıştı. Kapüşonu saçlarını gizliyordu, yüzüne düşüyordu usuldan, yağmur yağdı yağacaktı, gülümsedim. Başımı salladım usulca, gülümsedi. Fikirlerini paylaşanları düşündüm, empati kurdum. Yaşayabileceği her senaryoyu sıraladım art arda:

"Arka planda her hareketinle değişen, âdeta kalp ritimlerinle uyumlu, göğsüne heyecan tohumları bırakan bir müzik."

Bahsini ettiğim müzik âdeta aklında yankılanmış gibi söze girdi:

"Keith Kenniff, Anyone." dedi, gözlerine baktım. İç çekti, âdeta yaşıyordu ânı ânına. Kolu yüzünde iz yapacaktı ya zerre umurunda değildi. "Derdim, tasam yokmuş, öylesine bir başrolmüşüm ve bir kitapçıda hayatımın aşkını bulacakmışım hissiyatı veriyor. Öpüşür, sevişiriz, ayrılırız. Biraz yaşarım, özgürüm. Evening Of Roses'ı son kez çalar, ölürüm."

Bahsini ettiği besteyi bildiğimden mimiklerime oynadım hızla. Kaşlarım yay biçimde gerildi, gözlerine baktım.

"Çello çaldığını bilmiyordum." dedim, güldü. Besteyi bilmem onu memnun etmiş gibiydi, göz kırptı. "Hayatımda doğru yapabildiğim tek şey."

Bir süre cevabına gülümsedim.

"Doğru demişken," dedi, dakikalar sonra. "eğitmenine ne zaman gideceksin?"

Sorunumu hatırlatması derince soluklanmama sebebiyet verdi, gözlerim zemine düştü, düşündüm.

"Mümkünse, hiç." dedim, güldü.

"Söz vermişsin. Özür dilemen gerekiyor. İçin içini yer senin ama inadından vazgeçemezsin, biliyorum. En son ne zaman konuştunuz?"

"Bir hafta oldu."

Gözleri irildi, koluma vurdu, yüzümü buruşturdum hızla.

"Delirmişsin sen."

Omuz silktim, cevabımı vereceğim an gözlerim girişe takıldı. Bay Kim, kolunun altında Machiavelli'den Prens vardı, karamel rengine kaçan bukleleri alnını süslüyordu, kitabını okurken işaret parmağını o tutamlara doladığını bilerek saçlarını izlemek zordu, yutkundum. Çoğu zaman yalnız olmazdı, bir şekilde yanında bir eğitmen olurdu fakat o gün yanında gördüğüm kadını daha önce hiç görmemiştim. Bay Kim gülümsüyordu, kadın onu gülümsetiyordu, izledim. Kadın el salladı, çıkışa doğru yürüdü, Bay Kim o gidene dek ardından izledi. Sonra döndü, okula yürümeye başladı. Gözlerini öğrencilerin üzerinde gezdiriyordu. Yine analiz yaptığını kavramakta gecikmedim. Doğaüstü bir güzelliği olduğunu her daim düşünürdüm, zaten. Bir kez bakışlarınız değdi mi çekemezdiniz.

"Uç." dedi, Lee Ahn. Bir süre anlamlandıramadım, gözlerine baktım. Başıyla Bay Kim'i işaret etti, soludum. "Uç, uç, uç, haydi!"

Hareketlenmediğimi gördüğünde itekledi, onu hafifçe tekmeledim, ardından kalktım. Haklı olduğunu bilmek, haksız olduğumu bilmek, nefretimdi. Yetişmek için koştum, görüş açısına girdiğimde yavaşladı, ardından durdu. Başını hafifçe sol omzuna doğru eğdi, bukleleri gözlerine düştü, gelişimi izledi.

rüyalardaOn viuen les histories. Descobreix ara