xvi - final

3.4K 325 233
                                    

















__başından beri, içimdeydi.




























Taemin'in hatırlayabildiği kadarıyla, Jimin'in en iyi ve en kötü hallerini görmüştü; ama hiçbir zaman alfanın böyle cansız göründüğünü hatırlamıyordu. Jiminle ilk tanıştığı zamanı hatırlıyordu - yapabildiği herkese yardım eden hırslı bir dişçiydi. Jimin'in onun da aynı türden olduğunu öğrendiğini ve sonra alfayı sürüye geri götürüp diğer kurtlarla tanıştırdığı zamanı hatırlıyordu - Jimin kibardı.

Sürünün Luna'sını gördüğünde sıcak parıltıların Jimin'in gözlerine yayılmasını hatırlıyordu - onu annesi olarak düşünmüştü. Daha sonra Taemin'e kadının aslında güney sürüsünün vahşi saldırısında ölen gerçek annesiyle bir sürü benzer yanı olduğunu söylemişti. Jimin'in yüzündeki ifadeyi hatırlıyordu - belki de daha önce hiç hissetmediği aitlik ifadesini.

Taemin her şeyi çok iyi hatırlıyordu.

Bildiği tüm alfaların aksine, Jimin yaşına göre en sorumluluk sahibi olanıydı. Yaşıtları etrafta dağıtıp omega ararken, o kıçını yırtarcasına çalışıyordu ve şimdi bile, ondan başka sürüye alfa olabilecek daha iyi bir seçenek yoktu. Geçici alfa bile Jimin'i kendi oğluna tercih etmişti, neredeyse siyah saçlı alfaya sürüyü devralması için yalvaracaktı.

Ve tabii ki, Jimin reddetmişti.

Olabildiğince insancıl yaşamak istiyordu, kendinin bu yönünü tamamen soyutlamak istiyordu, sevgilisi için - Jungkook'u için. Nitekim isteklerini de kabul etmişlerdi, sadece geçici alfanın sağlığı çöküşte olduğu için. Bir sürünün alfası, diğer bir alfa onu öldürüp sürüyü ele geçirene kadar değişmezdi. Ya da bu durumda, doğal yollarla ölen bir alfa, ondan sonra alfa olabilecek birinin ismini vermeliydi. Ve beklenildiği gibi; alfa, Jimin'in ismini vermişti.

Çok fazla reddetmek istiyordu - Taemin bunu da hatırlıyordu. Yüzünde o hiç ikna olmamış ifade vardı ve Taemin onu bunun hakkında konuşmak için köşeye sürüklemek zorunda kalmıştı.

"Jungkook'tan hiçbir şey saklayamam, Taemin-ssi." demişti. "Benim bir kurt-adam olduğumu bilmemesi zaten kötü."

"Bunu ona söylemeyi hiç düşünmüyor musun?"

"Bunu aştığımı düşünmüştüm, biliyorsun." Sesi çok sıkılgan geliyordu. "Eğer insan gibi yaşamaya devam edersem, eninde sonunda bu yanımı unuturum sanıyordum. Ama bunu..." Kafasını geri çevirip ölüm döşeğindeki alfaya baktı. "Bunu benim için zorlaştırıyorsun."

"Bunu düşünmek için biraz vaktin var." diye tavsiye verdi ona Taemin - şimdi asla yapmaması gerektiğini düşündüğü şeyi yapmıştı. "Eğer bunu kabul edersen, belki bir gün Jungkook'a da bu konuda güvenebilirsin. Ve eğer seni gerçekten seviyorsa, eminim ki seni anlayacaktır."

"Bir insana varlığımızdan bahsetmek bir suç." Jiminin gözleri genişlemişti.

"Dinle Jimin, bu artık modern dünya. Artık eski sürüler gibi yaşamıyoruz. Artık çok fazla sürü kavgaları olmuyor bu yüzden bir alfa olarak çok fazla şeyle ilgilenmene gerek yok. Daha kolay olacak, söz veriyorum."

Jimin'e söz vermişti ve Jimin bunu düşünmüştü, Seul'un kuzey sürüsünün alfası olarak sorumluluk almayı.

Tutamadığı bir söz vermişti ve işte şimdi buradaydılar. Suçluluk duygusu çok fazlaydı, ve bu Taemin'i fazlasıyla yaralıyordu.

Bu sabah Jimin'i kollarına alıp tekerlekli sandalyeye oturmasını sağladığında kalbi sıkışmıştı. Alfa kollarına yığılmıştı, zorlukla ayakta duruyordu. Jimin'i, Daegu ve Ilsan alfalarının olduğu Yoongi'nin ofisine getirmişti - iki tane dalyan gibi adamın olduğu odaya, birinin sol omzunda mühür işareti vardı. Jimin sadece köşede öylece oturuyordu, onlara cansız gözlerle bakıyordu.

bloodmoon | jikook [türkçe] ✓Where stories live. Discover now