çaresiz bir film sahnesi, ayrılık!

730 17 4
                                    

yine kalırken göçükler altında

koklarken ayrılık şehrinin çiçeklerini

penceremde buğulu bakışlarım

görmezken giren çıkanı karşıdaki camiye

gözüm cenazelere odaklı

kalkarken gün aşırı

bazen her vakitte bir kişi

bazen ardı ardına bir kaç tanesi

bazen birkaç gün olmazken bırakıp giden

...

her giden de bana yaklaşırken sıra

bugün, yarın, bir saat sonra

bilmezken

...

kimi gözyaşı dökerken

gidenin, doldurulamayacak yeri için

en çok da ardındaki yalnızlık duygusu ağlatırken insanları

gidişinin açtığı günden güne büyüyecek koca delik,

gözlerde çaresizlik

yürek hızlı hızlı atışta

dar gelirken yer gök

cesareti yok ölenle ölmeye

yine de iç geçirirken sıramı öne alsa Yaratan diye

...

kimi koklarken

duyar mıyım son bir kez kokusunu diye sarılırken cenazeye

ıslak kirpikleri boğulurken yorgun hislerinin girdabında

ama razı yine de

hiç duyamayacak da olsa kokusunu!...

bir umut koklarken

sükut eşlik ediyorken sarılmalarına

kendimi bulurum sahnenin başrolünde!...

...

işte her gün bu ayrılık acıtır benliğimi

çaresizlik geçer bir film sahnesi gibi gözümün önünden!

...

ahh ayrılık!

vurdukça büyüyen katran karası bir his içimde

işte!

gittiğinden beri...

gün aşırı böyleyim ben

her gün koyarım musalla taşına kalbimi

izlerim ölmesini yavaş yavaş

...

işte bu

bendeki Sen'den ayrılığın resmi

...

#yorgunsavaşçı

#21/1/15

ben'ce biraz aşk olsunWhere stories live. Discover now