can kuşum bedenime dar gelince
uçtum yalnızlar istasyonuna
bekleyişteydi herkes gelmeyecek treni
başladım ben de tüm yalnızlar gibi
gece gündüz
aç susuz
durgun ve suskun bekleyişe
...
düşündüm ne manasız bir bekleyiş bu
hani yüz onaltı gün sonra filan gelecek olsaydı tren
bekleyişin olurdu bir manası
...
herkes biliyor aslında
gelmeyecek beklenen tren
gelse de kalkmayacak
kalksa da yolda bozulacak
yine de kupkuru bir ümit ugruna
asmış aklını pervazlara
dinliyor gönül sesini istasyon müdavimleri
...
çare yok, çaresiz bekleyiş dışında
görüş günü olmayan mahkumuyuz bekleyişin
zifiri karanlık bir zindanda
ufak bir parıltı bile yok parmaklıklar arasından sızan
...
ne umarız ki sanki
bile bile günün dogmayacagını
neden güneşe mektup yazarız ki 'gel' diye
...
hikayemizin adı 'nafile bekleyiş'
bizler 'zorunlu aktör'
zoraki roller
ümit yoksulu eller
...
kolay gelsin tüm aktörlere!...
...
#nafilevakit
#14/1/15
![](https://img.wattpad.com/cover/27814228-288-k904404.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ben'ce biraz aşk olsun
Poetrymasumdur minik damlacık bebekler bile gıpta eder nazlı nazlı buharlaşır gökyüzüne en nihayetinde buluşur sevda yüklü buluşma yerinde diğer aşık damlacıklarla kaynaşır hoş beş ederler birlikte 'hadi' der damlacık 'şimdi gönüllere akalım tek tek' başl...