27

11.4K 977 453
                                    


"Anne, baba." Gülümsedim. Gözlerimi oturan kardeşime çevirdim. Gözlerimi devirdim. "Sen de mi burdaydın?"

"Peki ben niye oturuyorum?" Kafamı gelen sesle çevirdim. Tesisatçı abi?

"Uh, pardon. Sen niye oturdun gerçekten?"

"Eğer evde bulunan herkes salona gelmezse kendimi öldürürüm diye bağırdın, ben de karar veremedim." Kafamı salladım. "Doğru, şey. Sen işine bakabilirsin." Adam ayağa kalkarken aileme döndüm.

"Size önemli bir şey söyleyeceğim."

"Sonunda Taehyung'dan vazgeçtiğin mi?" Dedi Jungkook alayla gülerken.

Yüzümü buruşturdum.

"Hayır, Taehyung'un işin ciddiyetini anladığını." Bir kaç dakika hiç bir şey söylemediler. Anam kaşlarını kaldırdı.

"Nasıl yani?"

"Şimdi şöyle." Babamı keskin bakışları üzerine kafamı çevirdim.

"Benim erkek arkadaşım var." Babam derin bir nefes verdi. "Lütfen Taehyung olmadığını söyle."

"Taehyung." Annem gülümsedi. "Başardın yani?"

"Evet."

Jungkook ve babam şoklar içinde bana bakıyordu ama bu pekte önemli değildi.

"Nasıl etti çıkma teklifini?" Annem ayaklandı. "Nasıl mi etti? Ne zaman ettiği önemli olan!" Babam ayaklandı. "Sen gizlice ciddiyete binmediği sürecek görüşmeyeceksin dediğim çocukla mı buluşuyordun?"

"Yok, şimdi o öyle değil." Yutkundum. "Çünkü o zaman ciddiydi."

Ufak bir sessizlik daha oldu. Şimdi topuklayıp kaçacaktım ama, o zaman iki kat kızacaktım.

"Ne demek bu?"

Jungkook sinirle gülmeye başladı. "Uzun süredir çıkıyorlar demek."

"Bize söylemedin mi?" Annem gülümsedi babama. "Çocuklar da beklemiş biraz, Yong."

Sinirle yürümeye başladı Kook odasına. Sinirle ona baktım. "Defol git!"

"Jennie." Dedi babam. "Ben bu çocuktan hiç hoşlanmıyorum."

"Ben çok hoşlanıyorum baba." Annem elini babamın omzuna koydu. "Yong."

"Ne zamandır çıkıyorsunuz?"

"Şey, çok değil. 1 ay."

"BİR AY MI?" Korkuyla koşmaya başladım. "JENNİE! BENİ ÇILDIRTMAK MI İSTİYORSUN!"

"Yok, öyle bir niyetim olmadı hiç." Dedim korka korka. Babamdı bu yani, boru değildi.

"SENİ BÖYLE Mİ YETİŞTİRDİK! BİZE HER ŞEY SÖYLENECEK DEMEDİK Mİ!"

"Ama şimdi," derin bir nefes verdim. "Ne yapayım baba, çocuktan hoşlanmıyorsun."

"Ailesi kimdir, nedir bilmiyoruz. Anlattığın şeylere göre çocuk tuhaf Jen. Seni de sürekli ağlatıyordu. Ben kabul edemiyorum maalesef."

"Ben ailesini tanıyorum. Çok iyi insanlar. Ayrıca o zaman sevgili değildik." Kapının arkasına saklanırken konuştum. "Tanıştırabilirim baba."

"Bir zahmet." Dedi sinirle. "Benim kafam yatmadığı sürece, olmaz. Tamam mı?" 

"Niye şimdi bu kadar kuralcı oldun baba?"

"Çünkü üzülmeni istemiyorum." Ofladım. "Beni üzen sensin baba."

Bir şey söylemedi.

Annem ellerini beline koyup saklanan bana ve babama baktı. "Tamam, ben Taehyung'u tanımaya çalışacağım. Sen sakin ol Yong. Her şeyin bir çözümü var."

"Pısırık biri istemiyorum, anladın mı Jen? Duygusal biri hiç istemiyorum! Güçlü olacak. Kararlı olacak." Yutkundum.

İyi de bu Taehyung değildi ki.

Bu tanım bildiğin süper kahraman falandı.

"Çok sıkıldım ben." Dedim portmantoya ilerlerken. "Nereye?" Dedi sinirle. "Taehyung'un yanına gideceğim."

"Niye?" Dedi ardından.

"Babamın onu sevmediğini söylemeye gidiyorum. Ailesi beni çok sevdiği için, aynısını bana söyleyeceğini düşünmüyorum." 

Babam gözlerini devirdi. "Öyle söyleme çocuğa." Bak bak bak.

"Babacım, canım tontişim." Derin bir nefes verdim.

"Taehyung ile çıkan benim, sen değilsin. Neden çocuğu sen beğeniyorsun?"

Derin bir nefes verip koltuğa oturdu. Biraz sustu. Bu Koca Yong'un düşünme modüldü.

Umutla bekledim.

Dakikalar sonra konuşmaya başladı.

"Sevmiyorum değilde, tanımıyorum diyelim. İçine kapanık biri." Tontişim benim ya.

Beni asla üzmek istemezdi. 

"Yani?" Gözlerini devirdi. "Sevgilinle bir şekilde sorunları çöz, tanıştırmaya getir. Tamam mı?" Kafamı salladım. 

"Ah, şey." Dedim dip not olarak. "Ona dokunmayın tamam mı? Temas yani."

"Tamam, tamam söylemiştin hatırlıyorum." Gülümsedim. "En azından sana dokunamıyor olması güzel. Burdan puanımı aldı."

Sinirle babama döndüm.

Tabi tekrar geri çektim kafamı. Baba bu boru değil.
Fark etti mi yanardım.

"Ben gidiyorum o zaman." Annem kafasını salladı. "Tamam bir tanem."

Otuz iki diş sırıtarak ayakkabılarımı giydiğimde babam mırıldandı. "Benim adımı duyunca bu kadar mutlu olmuyorsun."

Babam.
Beni.
Taehyung'dan.
mı,
kıskandı?

Tükürüğüm boğazımda kalırken öksürdüm. Bu gerçekten büyük bir tehlikeydi. Dünyanın en kıskanç iki erkeğinin ringe girişini seyretmek çok korkunç olurdu.

Ayakkabılarımı hızla giyip parka koşmaya başladım.

youandme!Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon