42

10.4K 886 921
                                    


"SÜRPRİZ!" Bağırışmaları duyduğumda gülmeye başladım. Hoseok ve Jungkook ağdan ve soldan konseyi patlatırken, sevdiğim herkesin önümde durduğunu görmek daha da güzeldi.

"Artık 18 misin?" Dedi TaeHyung elimi tutarken. Gözlerimi devirdim gülerken. "Hatırlamadığını sandığımda ne kadar üzüldüm biliyor musun? Devirdiğini sandım, kimse hatırlamıyordu."

"İyi bir erkek arkadaş olmak için sürprizler konusunda kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Bu seferlik idare et." Güldüm ona sarılırken.

"İyiki doğdun canım kızım." Annemin bana seslenmesiyle Taehyung'dan ayrılıp ona sarıldım. Şu lanet olası sarılma faslı bittiğinde, Taehyung'a sormam gereken bir sürü soru olacaktı.

"Babam nerde?" Dedim kaşlarımı çatarken. Annem gülümsemeye çalıştı. Gözleri Taehyung'a kayarken anlamaya çalıştım. "Biraz hasta."

Gelen geçene sarıldığım bir kaç dakikanın ardından, sonunda tatlı bir sohbet başlamıştı. Aslında hedefim Taehyung'un kalkıp gittiği bir anda peşinden gidip onu yakalamaktı.

"Eh, biz hediyemizi verip gidelim artık. Gençlerin sohbetini bozmayalım." Taehyung'ın annesi son derece kibar bir şekilde kocaman kaliteli paketi uzatırken, babası oturduğu yerden bacak bacak üstüne attı.

İçinden çıkan Chanel çanta ile kısa bir şoka uğradım.

O h a.

Nasıl tepki vereceğimi bilemeyip gülmeye başladım. Çok sevdiğimi anlamış olmalı ki kollarını açtı kadın. "Seni hak etmiyor ama, olsun." Kayınvalidemin kollarına sarıldım.

Yine çok güzel kokuyordu kadın.

"Sizinle daha sık görüşmeliyiz." Dedi annem ayağa kalkan kayınvalideciğime.

Annemi çok haklı bulup otuz iki dişimin de gözüktüğü o kocaman gülümsemememi verdim.

"Çok kalmadınız mı?" Adam sinirle Taehyung'un kafasına vurup söylendi. "Burası bizim evimiz."

"Biz büyükler olarak, misafir salonuna geçebiliriz. Ne dersiniz?" Annem ve onları onaylayıp yürümeye başladığında, gitmelerini bekledik.

"Hadi öpüşün." Hoseok birden atıldı.

Gülmeye başladılar.

"Biz de verelim hediyemizi." Lisa bana bir paket uzattı.

Paketi açtım korkuyla.

İçinden bir çerçeve çıktığında, dudaklarımı büzdüm duygusallaşarak. İçindeki fotoğraflarımıza bakıp acı bir gülümseme kondurdum yüzüme. "Ya..."

"Benim hediyem en iyisi." Yoongi paketi nerdeyse yüzüme fırlattı.

İçindeki kumaş bir şey olmasaydı ağzına sıçmak için kalkıp güzel planlarımı uygulamaya koyulurdum.

Tişört olduğunu kavrayıp çıkardığımda kumaşı havaya kaldırdım.

Üstünde Hoseok ve Yoongi'nin bir fotoğrafı vardı, üstüne üstlük üstünde 'SOPE REAL.' yazıyordu.

Kahkaha atmaya başladım.

Ona iki gün önce adlarının birleşiminin Sope olduğunu ve gerçekten çıkmaya başlamaları gerektiğini söylemiştim. İkisine fan sayfası açacak raddeye geldiğimde Hoseok, 'oldu olacak bir de tişört giy.' demişti.

"Sope yazan bir tişört almadı değil mi?" Hoseok sinirle söylendi.

"Yoo." Dedim tişörtü katlarken. Ufak bir sessizlik oldu. "YOONGİ!"

youandme!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin