31

10.5K 919 209
                                    



"Jen!" Arkamdan seslenen kişiye dönmedim.

Onun açısından her şeyin çok zor olduğunun farkındaydım, ama hiç çabalamadığını görmek beni çok üzüyordu. Söylediği tek şey 'yapamam.'dı.

"Jennie!" Koridorda dersliklerine geçmeye çalışan öğrenci kalabalığının arasından sıyrılıp peşimden gelmeye çalışıyordu.

"Jennie! Konuşabilir miyiz!" Her bağırışında koridordakiler bana bakıyordu.

Ama bir süre sonra insanlar fazla sıkışık durduğundan, onlara dokunmadan geçemeyeceğini anlamıştı.

"Çekilebilir misiniz!"

İnsan, sevdiği insanın çaresiz sesini duyduğunda ona ne kadar kızgın olursa olsun sarılmak isterdi.

Ona koşarak sarılmak en çok yapmak istediğim şeydi ama bunu bile yapamıyordum.

Gerçekten büyük bir travma geçirmişti, ama buna o kadar takılmıştı ki hayatı boyunca asla geçmeyeceğini düşünüyordu ve bunu düşünmesi sinirimi bozuyordu.

Takmazdı, önem verdiği şeyleri göstermekte zorluk çekerdi.

Düşünmem gerekiyordu, onu nasıl kapalı kutusundan çıkaracağım hakkında. Ama aklıma gelen ağlama isteği dışında pekte bir şey yoktu.

Merdivenlere ulaştığında açılan yolla peşinden koşmaya başladı. "Hey! Jen!"

Daha da hızlı indim.

"Jen! Lütfen iki dakika konuşalım!"

"Konuşacak bir şey yok Taehyung." Ona döndüm. "2 aydır gerçekten uğraşıyorum. Ama çabalamıyorsun."

Bir şey söylemedi. Ağzı konuşmak için açıldı ama geri kapandı.

Bir şey söylemesini bekledim.

Ama söylemedi.

"Benden ne istiyorsan yaptım, hiç bir şeyden şikayet etmedim. Bilmediğim bir şey varsa senin için öğrenmeye çalıştım Taehyung."

"Jennie, birden nasıl dokunacağım sana?"

"Mesele bu değil Taehyung." Dedim sinirle. "Yapmaya çalıştığını görmem bile yeterdi. Gerçekten bu şekilde yaşamak sana acı vermiyor mu?"

Bir şey söylemedi. Hiç bir şey söylememesi iki kat sinirimi bozuyordu.

"Belki hayatın boyunca kimseye dokunmadan yaşayacak olabilirsin. Ama dışardaki koşullara göre insanlarla sürekli temas edeceksin. Bu senin için çok zor olacak. Bu yüzden bundan ilk sevdiklerinden başlamanı istedim. 5 yıl uğraşacaksakta, 8 yıl uğraşacaksakta, uğraşsaydık." Taehyung saçlarını karıştırdı.

"Ne olacak şimdi?"

Gözlerim dolarken kafamı çevirdim. Ağlamak üzereydim.

"Ben gidiyorum."

"Dur! Dur nereye!" Peşimden geldi. "Jen beni niye anlamıyorsun!"

"Seni anlıyorum! Sus artık!" Durdu. Gerçekten çok bağırmıştım.

Yutkundum.

"Ben ayrılmak istemiyorum Jen! Bir ilişki sallantılı gittiğinde hemen ayrılmazlar!" Dedi sinirle.

"Ben de sana sarılmak istiyorum! Beni sevdiğini göstermeni istiyorum! Artık Namjoon'u unutmanı istiyorum! Hiç üzülmemeni istiyorum!"

"Bunu yapamadığım için mi ayrılacaksın?"

"Yapmak istemediğin için zaman tanıyacağım Taehyung." Burnumu çektim. Arkadaşlarımın arkamda durduğunu gördüğümde derin bir nefes verdim. "Görüşürüz."

Omuzlarını düşürdü.

Dudaklarımı bastırdım yürürken. Ağlamak istemiyordum.

"İyi misin bebeğim?" Lisa'nın elini omzuma atışına çaresiz bir gülümseme gösterdim. "Evet."

Jungkook elleri cebinde yürürken bir süre arkasını döndü, Taehyung'a baktı.

"Konuşmak ister misin?" Dedi Jimin gülümserken. "İstemem."

"Bak iyi yaptın, bir süre kendinize gelseniz daha iyi olur." Dedi Seokjin.

"Sadece..." üzüntüden midem bulanıyordu. Yüzümü sıvazladım. "Ben eve gideceğim."

Yürümeye başladım.

youandme!Where stories live. Discover now