33

10.2K 924 664
                                    


"Hayalet çocuk! Jennie niye okula gelmiyor?" Taehyung cevap vermeden sınıfa yürümeye başladı. Veee... Taehyung başladığı güne geri dönmüştü.

Siyah kapüşonu, kulaklıkları. Asla konuşmayan o Taehyung, gülmekten çekinen o çocuk.

"Sana diyoruz, duymuyor musun?" Taehyung kafasını kaldırdı.

Jongin.

Cidden mi?

Çocuğa baktı sadece. "Jennie nerde Taehyung?"

"Bilmiyorum." Dedi önüne dönerken. "Nasıl bilmiyorsun?"

"Bilmiyorum." Diye yineledi. "Ayrıldınız mı?" Dedi ve gülmeye başladı. Taehyung kaşlarını çattı.

Çok sinir bozucuydu.

"Ayrılmadık." Ayağa kalktı. Sınıftan çıkmak için kapıya yöneldi.

"Nereye gidiyorsun? Seni teselli edecektim." Kahkahaları duyuldu.

İşte o anda, Jongin Taehyung'un kolunu tuttu. Yine.

Taehyung korkuyla elini çekmeye çalıştı.

Bırakmadığı için korkuyla bağırdı. Gülmeye başladılar.

"O kadar mı üzüldün gittiğine? Yazık." Taehyung koşmaya çalıştı.

"Bir dakika bir dakika. Teselli sarılması vermedim."

Bütün vücudu acı içinde yanarken, Taehyung kafasını salladı. "Jongin, lütfen."

"Kardeşim benim be." Çaresizce yalvaran oğlanı tutup kendine çekti.

Taehyung vücuduna değen vücutla bağırarak kıvranmaya başladı. "Jongin! Ne olur dokunma bana!"

Onu itmeye çalıştıkça, daha da dokunuyordu ona.

Bütün vücudu uyuşmuştu, başı dönmeye başlamıştı.

"Bırak beni! Bırak!"

"Sakin ol, aşk acısı bu. Geçecek." Gülmeye devam etti.

Tekme atmaya başladığında Jongin sinirle ittirdi Taehyung'u. Çocuk yere düştüğünde, kapüşonu açıldı.

"Mavi yakışır mıymış sana?"

Taehyung daralan nefesi yüzünden nefes almaya çalışıyordu. Jongin çocuğun yanına eğildi.

Çenesinden sıkıca tutup gülümsedi.

Taehyung gözlerini kapattı acıyla.

"Bir şey mi söyleyeceksin, Hayalet Çocuk?" Uyuşan kolları ve acıyla yanan vücuduyla dişlerini sıktı. "Bana dokunma." Dedi zorla.

"Jongin, iflah olmaz bir gerizekalısın." Kafasını kaldırdı.

"Hey, size ne diyorlardı? Potanın Gayleri?" Yoongi gülmeye başladı.

"Hadi işine bak Jongin." Ayağa kalkıp Taehyung'u bıraktı. "Arkadaşların mı oldu senin?"

"Hala Jennie'den hoşlandığın için mi bunlar?" Hoseok alayla söylendi.

Jongin sinirle onlara baktı. "Hadi gidelim kardeşim." Dedi arkadaşlarından biri.

Kalabalık yavaşça dağılırken Jongin son kez Taehyung'a baktı.

"Sende ne buluyor anlamıyorum. Ben senden daha iyiyim." Taehyung yutkundu.

"Hadi Jongin. Git artık."

"Homofobiğim bu arada." Dedi sinirle. Hoseok gözlerini devirdi. "Siktir git."

Kalabalık tamamen dağılmıştı ki, Taehyung titreyerek yerden kalkmaya çalıştı. Etrafına tutundu, ama bütün vücudu titriyordu.

"Taehyung!" Dedi Hoseok yanına koşarken. Yoongi'de peşinden gitti. "Taehyung!"

"Konuşalım mı!"

"Taehyung." İkisi çocuğun yanına ulaştığında, merdivenden iniyorlardı.

"Sana yardım edelim." Taehyung ölmek üzere olduğunu hissederken tutup merdivene oturdu.

Kafasını duvara yaslayıp gözlerini kapattı.

Ders başlamak üzereydi ve her yer boşalmıştı.

"İyi misin?" Diye sordu Yoongi.

"Jennie'yi çok özledim." Sesi titremişti. Derin bir nefes verdi. "O beni acımı hissederdi."

Dudaklarını birbirine bastırıp yanına oturdu Hoseok.

Uzun bir sessizlik oldu.

"Onu çok seviyorsun değil mi Taehyung?" Taehyung kafasını salladı usulca.

"Aşk mı?" Taehyung tekrar kafasını salladı. Gülümsedi Yoongi. "Biz ne zaman böyle olacağız Hoseok?"

"Sana mı? Hah, siktir git."

"Niye be?" Gözlerini devirdi. "Çocuğun sorununu çözmeye çalışıyoruz aptal herif."

Taehyung nefes alış verilerini düzene sokmuş, gözleri kapalı bir şekilde dudaklarını birbirine bastırmıştı. "Siz takılın." Diye mırıldanmıştı.

"Taehyung, konuşmak ister misin?" Kafasını salladı hayır anlamında.

"Hala canın yanıyor mu?" Bir şey söylemedi. "Çocuğu rahat bırak artık. Sana cevap vermek zorunda değil."

"Kıskanma iki dakika."

"Ben mi? Ne kıskanacağım?"

"Bana yardım etmek istiyor musunuz?" Kısa bir sessizlik oldu. Söylediği şeyi idrak etmeye çalışıyorlardı.

"Evet! Evet kesinlikle!"

"O zaman yardım edin." Dedi çaresizce. "Ben Jennie'yi istiyorum."

youandme!Where stories live. Discover now