Chapter One: Exceptional

570 32 9
                                    

Başarısız bir staj görüşmesinin ardından otobüse binmiştim. Hayallerim yine suya düşecek gibi duruyordu, iyi mi dans edememiştim yoksa sesim mi kötüydü? Ümitlerim gitgide tükeniyor, bir idol olma yolundaki çabalarım tükeniyordu.

Otobüse binen hamile kadına yer verip ayakta yolculuğa devam etmeye başlamıştım. Düşüncelerimde boğulurken bilinçsizce kafamı kaldırdığımda ve tam çaprazımda birisini görmüştüm; kahverengi saçlarının altından pembe ve turuncu renkler dökülüyor, giydiği beyaz tişört ve etekle çok canlı görünüyordu. Ten renginin bembeyaz olması dikkatimi çekmişti, bu onu çok çok tatlı yapmıştı sanki...

Neler diyordum ben? Böyle kızlardan hep nefret etmişimdir, şımarık görünmelerinin yanında bebek gibi davranmaları da hep onlardan uzak durmama sebep olur. Nasıl böyle bir kız beni etkileyebilir diye düşünmeden edememiştim. Boyu tahminen 160 civarıydı ve güzel bir vücudu vardı. Görünüşü ona sevimli kız izlenimi verse de gözlerinde soğuk bir ciddiyet vardı.

Gözgöze geldiğimizde dakikalardır ona baktığımı farketmiştim... Hızlıca gözlerimi telefonuma indirdiğimde bir bildirim geldiğini görmüş ve gelen bildirime bakmıştım.

@moonbinnie: Eunwoo! Kaç dakikadır seni arıyorum neredesin?

Sanırım aşık oldum : @eunchawoo

@moonbinnie: Sen ciddi misin?

Evet : @eunchawoo

@moobinnie: Neye benziyor, insan mı?

Bunu nasıl tanımlayabilirdim ki? İdeal tipimin tam tersiydi, tamamen tabularımı yıkmıştı sanki. Ona bakarak düşünürken açılmış kolundaki dövme dikkatimi çekmişti. Böyle sevimli ve açık tenli birinde olunca çok fazla göze batıyordu bu dövme. Telefonumu kaldırıp belli etmeden fotoğrafını çektim ve Moonbin'e yolladım.

@moonbinnie: Şaka mı yapıyorsun? Böyle kızlardan nefret ettiğini düşünüyordum. Ama cidden sevimli duruyor.

Telefonu cebime atıp kafamı kaldırdığımda onu yerinde görememiştim, birkaç panik dolu saniyeden sonra çıkışa ilerlediğini görmüş ve hemen otobüsten inmiştim. O an hiçbir şey düşünmüyordum, aklımda ve kalbimde sadece merakla karışık garip bir duygu vardı. Onu takip ettiğimi ve evime daha 7 durak olduğunu farkettiğimde biraz geç kalmıştım.

Dimdik duruyordu, kendinden oldukça emin bir yürüyüşü vardı. Bir anda arkasını döndüğünde düşünce dünyamdan çıkıp gerçek dünyaya sert bir düşüş yaptım. Gerçekten arkasını dönmüştü ve tam da bana bakıyordu, yakalanma hissiyle bütün vücudumun kızardığını hissedebiliyordum.

"Sen beni mi takip ediyorsun?"

Bu soruyla iyice afallamıştım, evet onu takip ediyordum ama beni bir sapık sanabilirdi hatta sanmıştı da! Neden diye sorarsa bir açıklama yapamazdım çünkü ben de bilmiyordum...

"Hayır..."

Tam geçip gidecekken tekrar önüme geçmişti. Bu durumda iki şey gözüme çarpmıştı; boyu çok uzun değildi ve kafasını kaldırmak zorunda kalıyordu, ve kalbimin atışı dışarıdan da çok rahat duyulabiliyordu.

"Aynı sokağı 3 kere turladım, ya delisin ya da gerçekten beni takip ediyorsun."

O sırada parlatıcı sürdüğü dudaklarının ne kadar güzel oynadığına ve ardından da kolundaki dövmeye sırayla gözüm takılmıştı.

"Dövmen çok güzel."

"Çok mu beğendin?"

Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda gülümsediğini farketmiştim. Gözleri hafif kısılmış kafasını hafif yana eğmişti, bu cidden çok sevimliydi.

"Evet."

Cevabımı verir vermez elimden tutup beni gittiği yere doğru götürmeye başlamıştı. Elimi tuttuğuna mı şaşırsaydım nereye gittiğimize mi bilemiyordum o anın heyecanıyla. Tek bir soru bile soramamıştım şaşkınlıktan, durduğumuzda kafamı kaldırıp geldiğimiz dükkanın tabelasını okudum. Burası bir dövmeciydi, kafasını çevirip bana baktı.

"Emin değil gibi duruyorsun."

Derin bir nefes aldım ve gözlerine bakıp gülümsedim.

"Hayır, eminim."

MOONFLOWER ; dahyun x eunwoo ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin