Bölüm 4

566 10 3
                                    

"İnsanlar sevilmek için kusurlarını gizleme gereği duyarlar. Ama kimse zaaflarına, zayıf anlarına, hatalarına tanık olmadığı birini gerçekten sevemez"

💫💫💫

Annesinden aldığı masmavi gözleri, daha birkaç saat önce çıktığı camlı girişten ayrılmazken hissedebildiği tek şey panikti.

Kalbi öyle hızlı atıyordu ki bedeni bu kuvvetle hafifçe sarsılıyor, stresten kulağı uğulduyordu. Ne yapacağı, nasıl davranacağı hakkında hiçbir fikri yoktu, bu kadar çabuk karşılaşacaklarını hiç düşünmemişti. Yanlış bir şey söylerse ya da yaparsa...

Sikeyim!

Yaman'ın onu bir çuval gibi duvara çarptığı görüntü zihninde oynarken yüzündeki kan öyle bir hızla çekildi ki teni ölü gibi bembeyaz oldu.

"Zeynep?"

Genç kadın, titreyen dudaklarının arasından keskin bir nefes çekti ve yaşam pırıltıları kaybolan, matlaşmış mavileri yavaşça arkadaşına döndü. Adamın gözlerinde sorgulayıcı bir ifade, samimi bir endişe vardı.

"İyi misin, bir şey mi oldu?"

Genç kadın, ona donuk gözleriyle bakmaya devam ederken Atakan'ın kaşları çatılmış, gözleri telaşla etrafta dolanmaya başlamıştı. "Bir şey mi gördün, ne oluyor?"

Adamın endişeli tepkisi onu kendine getirip durumun ciddiyetinin farkına varmasına sebep olurken boğazını temizledi ve cılız sesiyle "Hayır" diye mırıldandı. "Yok bir şey"

Atakan, her ne kadar söylediklerine ikna olmuş gibi durmasa da uzatmadı ve "Öyle olsun" diye mırıldandı. "Hadi in de bir an önce içeri girelim"

Genç kadın, yavaş hareketlerle kemerini çıkartıp arabadan inerken şaşkınlığını henüz atmaya başlayan tilkileri; bakışlarını etrafta, yoğunluğu sabaha göre artan, siyah giyinimli iri adamlarda dolanıyordu. Onu hatırlamadıklarını umarak arabanın kapısını kapattı ve biriyle konuşan Atakan'a baktı.

"Zeynep"

Genç kadın, yavaş adımlarla yanlarına giderken hafifçe beyazlamış koyu kahverengi saçlara, uzun bir boya ve buradaki herkes gibi iri bir cüsseye sahip olan adamı, sabah görmediğinden emindi. Yine de ona aşina gelen kısık kahverengi gözler, kadını süzmüş; huzursuz hissetmesine sebep olmuştu. Adamın duruşu etrafına geri adım attıracak bir tehlike yayarken ifadesi en az Yaman kadar donuk, en az onun kadar tehlikeliydi.

"Zeynep, bu Sergey"

Zeynep konuşmaya tenezzül etmeyip kısa bir baş selamı verirken Atakan elini beline koyup onu hafifçe yanına çekti ve adamın gözleri biraz şüpheyle ve biraz da şaşkınlıkla ikisi arasında gidip geldi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Zeynep konuşmaya tenezzül etmeyip kısa bir baş selamı verirken Atakan elini beline koyup onu hafifçe yanına çekti ve adamın gözleri biraz şüpheyle ve biraz da şaşkınlıkla ikisi arasında gidip geldi. Onu sabah çıkarken gördüğüne emin olan genç kadın, midesine bir kramp girdiğini hissetmiş; sertçe yutkunmuştu. Gidip Yaman'a öterse al başına belayı...

Tahripkâr +18Where stories live. Discover now