♡ 30 ♡

3.1K 347 549
                                    

Fakülte binasından içeri girerken Louis dikkatle etrafını inceliyordu. Koridor ferah ve genişti, iyi bir ışıklandırmaya sahipti. Harry'nin bu koridorlarda çekilmiş birkaç fotoğrafını sosyal medya hesaplarında görmüştü. Etrafta gezinen öğrencilerin çoğu Louis'ye göre ilginç tarzları olan; rastalı, dövmeli, piercingli tiplerdi. Harry bunların arasında minicik bir bebek gibi görünüyor olmalıydı.

Koridordaki sandalyede oturup ayakkabılarını bağlamakla uğraşan kızın yanına ilerledi ve nazik olduğunu umduğu bir ses tonuyla "Merhaba." dedi. "İkinci sınıf sanat tarihinin hangi sınıfta olduğunu biliyor musun?"

Kız başını kaldırdı ve dudaklarını birbirine bastırıp başını iki yana salladı. "Ama Sanat Tarihi dersine Bay Bretherten giriyor. Odası koridorun sonunda sağda, onun kapısında ders programı asılıdır. Oradan görebilirsin."

"Teşekkür ederim!" Adımlarını hızlandırıp kendisine bahsedilen yere doğru ilerledi. Arka arkaya sıralanmış olan öğretmen ofislerinin kapılarındaki isimlere bakıp kızın söylediği adamın odasını buldu ve ders programından o gün o saatte hangi sınıfta olduğuna baktı. Daha sonra da öğrendiği sınıfı aramak üzere etrafta gezinmeye başladı.

Sonunda doğru sınıfı bulduğunda öğle yemeğine beş dakika kalmıştı. Kapının ön tarafındaki sandalyeye oturdu, bacak bacak üstüne atıp arkasına yaslandı. Harry onun geleceğini bilmiyordu, ikisi yemekhanenin önünde buluşmak üzere anlaşmışlardı ama Louis bunun yerine onu sınıfından almanın daha tatlı bir jest olacağını düşünmüştü.

Telefonunu çıkarıp Harry ile bir saat önceki mesajlaşmasına baktı. Ona okula geldiğine dair bir mesaj atmıştı ve Harry de çok heyecanlı olduğunu söyleyip ekranı emojilerle donatmıştı. Derse girmeden önce attığı; masasındaki karışık eşyalarını gösteren fotoğraf o konuşmanın hemen altındaydı. Sonrasında Louis yine flörtöz moduna girip onu utançtan kıpkırmızı edene kadar iltifat etmiş, karşılığında da engel yemişti. Tabi Harry ona kıyamayıp otuz saniye sonra engeli kaldırmış ve özür dilemişti.

Kapı açılma sesi duyunca başını ekrandan kaldırdı ve o sırada kulaklarına kadar sırıttığını fark etti. Ekranını kapatıp telefonu cebine attı. Sınıftan çıkan yaşlı adam öğretmen olmalıydı; Louis ona bakarken içinden tarih dersine giren bir tarihi eser şakası yaptı ama buna kendisi bile gülmedi. Heyecanlıyken genelde böyle saçmalardı. 

Ayağa kalkıp avuç ilerini pantolonuna sürttü. İçeriden tek tük öğrenci çıkıyordu, sonunda Harry denbir arkadaşıyla konuşarak sınıftan çıktı. Başında şapkası, altında siyah kotu ve üstünde de rengarenk muffin desenli siyah tişörtü vardı. Tam yanındakine "Anladığım kadarıyla ödev için dönem sonuna kadar vaktimiz var," derken Louis'yi görmesiye donakalması bir oldu. 

"Loueh!" diye bağırıp arkadaşını da geride bırakarak Louis'nin üstüne atladı. Louis onun tatlı heyecanına gülüp kollarını sıkıca onun beline sardı ve tek kelime dahi etmeden dudaklarını onun yanağının alt tarafındaki bene bastırdı. Karşılığında çok güzel bir kıkırtı kazandı, bunu da zihnindeki günün en kârlı anları kısmına kazıdı. 

"Senin buradan yemekhaneye gelmen en az beş dakika sürerdi ve ben seninle beş dakika daha fazla geçirelim istedim." dedi dudakları hala onun yanağındayken. Harry tekrar kıkırdadı ve onun ensesindeki saçlarla oynadı. "Çok tatlısın, Loueh!"

"Sen de öylesin, bal peteği." Louis onun yanağını bir kez daha öpüp geri çekildi. "Hadi gidelim." 

"Ama şey, daha sınıftaki eşyalarımı toplamadım ki. Bir öğretmenin yanına gidecektim, notumu öğrenmem lazım."

HOMECOMINGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin