❤ 50 ❤

2.6K 273 789
                                    

Styles ailesinin evine girerken elinde de bir buket gül taşıyordu Louis. Evin bahçe kapısı açıktı; sürekli birileri girip çıkıyor, etrafı düzenliyorlardı. Düğün hazırlıkları tamamlanmış görünüyordu.

Sandalyelerin yönünü düzenlemekle meşgul olan Harry birkaç saniyeliğine başını kaldırdığında direkt Louis'yi gördü. Uğraştığı şeyi bıraktı, koşar adımlarla ona ilerledi. Louis onu kollarını iki yana açarak bekliyordu, bir yandan da Harry'nin çocuk gibi koşturmasına sırıtıyordu.

Harry kıyafetlerini kırıştıracak olmayı hiç umursamadan Louis'nin boynuna sarılıp "Hoş geldin!" dedi. "Takım elbise çok yakışmış!"

"Senin kadar güzel olamadım." dedi Louis Harry'nin yanağını öpüp geri çekilirken. Kalpli gömleği ve siyah pantolonuyla tam bir sevimlilik abidesiydi.

"Çiçekler kime?"

Louis "Annene getirdim, tebrik amaçlı." dedi ve bembeyaz güllerin arasında tek başına duran kırmızı gülü çıkartıp ona uzattı. "Ama bu sana."

"Teşekkür ederim, Loueh! Gelsene, annemin yanına gidelim." Harry bir eliyle kırmızı gülü tutup diğeriyle Louis'nin elini kavradı ve onu evin içine çekiştirdi. "Gemma yukarıda, hazırlanıyor. Babam sabahtan beri eksikleri tamamlamak için koşuşturuyor. Benimle anneme de bahçenin hazırlığını düzenlemek kaldı."

"Neredeyse bitirmişsiniz, çok güzel olmuş."

"Beğendin mi? Sandalyeleri ben süsledim."

"Belli, bal damlamış her yere."

Harry kıkırdadı, omzuyla onu ittirip "Loueh!" dedi. Böyle şımarıkça hareketler yaptığında Louis onu daha da çok seviyordu.

Birlikte eve girdiler, eşyaları taşıyan birkaç kişinin arasından geçip mutfağa ilerlediler. Harry hâlâ içeceklerle ilgilenmekle meşgul olan annesine "Anne, Louis geldi." dedi kadının o yöne dönmesini sağladı.

"Louis, hoş geldin canım. Kusura bakma, etraf çok karışık, görmedim geldiğini."

"Sorun değil. Bu çiçekleri size getirdim," Louis elindeki gül buketini Anne'e uzattı. "Gemma'ya da getirecektim ama onun gelin çiçeği var."

Anne ve Harry onun söylediğine gülerken Louis sırıttı. Düğün gününde azıcık da olsa güldürebildiğime göre bir sonraki düğün bizimki olabilir, diye düşündü. Düz mantık hayat kurtarırdı, Louis her konuda düz mantık kullanıyordu.

"Çok teşekkürler, çok zarifsin." Anne çiçekleri ondan aldı, mutfak masasındaki vazoda duran yapay çiçekleri çıkarıp elindeki beyaz gülleri vazoya koydu. "Ailen de düğüne geliyor, değil mi?"

"Evet, geliyorlar. Ben evden çıkarken hazırlanıyorlardı. Ben biraz erken geldim, belki yardım edeceğim bir şey vardır diye."

"Neredeyse her şeyi bitirdik, teşekkürler."

Harry Louis'ye "Gelsene, sana ceketimi göstereyim." dedi. "Yapılacak bir şey olursa bizi çağırırsın anne."

"İş yok ama gelen misafirleri karşılayacağız, o zaman aşağıda olun."

"Tamam."

Louis Anne'e son kez kolay gelsin deyip Harry'nin peşinden yürüdü. Birlikte merdivenlerden aşağıdaki tek odaya, Harry'nin odasına gittiler. Tüm duvarlar irili ufaklı tablolarla doluydu. Odanın girişinde üst üste yığılmış koliler vardı, Harry'nin eve taşıyacağı eşyaları oradaydı. Bu yüzden çalışma masasının üstü boştu, ayrıca duvara monteli olan raflarında da hiçbir şey yoktu.

HOMECOMINGWhere stories live. Discover now