15 | "Âşıkların acısı birdir."

3.3K 441 222
                                    

Merhaba, özür dilerim geciktiğim için. Önceki bölümden çok daha uzun bir bölüm oldu, umarım affettirmiş olurum kendimi.

İyi okumalar!

Taehyung içinde bulundukları durum hakkında tam olarak nasıl hissetmesi gerektiğinden pek emin olamıyordu.

Jeon'un zeki bir adam olduğunu en başından beri biliyordu, üstelik çok fazla sır barındıran bir kişi olduğunu anlamak da zor değildi fakat bu kadarını tahmin etmiyordu. Doğrusu, bu kadarını kimse tahmin etmiyordu. Ah, Seokjin hariç, çünkü bu onun en başta şüphelendiği fakat daha sonrasında bir kenara kaldırdığı bir durumdu.

Onunla ilgili en kafa karıştıran kısım ise öğrendiği her şeyin daha fazla soru işareti oluşturmasıydı. Jeon hakkında hiçbir zaman bir şeyler öğreniyor, onu tanımaya başlıyormuş gibi hissedemiyordu bu yüzden. Karışık bir adamdı o, Taehyung bunu her geçen gün daha da anlıyordu ve bu durum onda farklı hisler uyandırıyordu.

Korku gibi.

Jeon'dan bireysel olarak korkmuyordu, daha çok Jeon ve kendisinin beraberliği geriyordu onu. Çünkü biliyordu ki, onlar hiç de duru durağı olan tipler değillerdi. Özellikle Jeon, Tanrı aşkına, eğer o bir şey isterse hiçbir şey onu durduramazdı.

Başını geriye attı ve iç çekti esmer olan. Bugün her ikisi için de yorucu bir gün olmuştu, özellikle Taehyung'un zihni karmakarışıktı bu yüzden Jeon'u bırakmayı reddetmiş, onu da peşinden sürükleyerek evine geçmişti. Şimdi de o kucağında oturmuş göğsünde dinleniyordu, kendi elleriyse onun ince belini seviyordu ağır ağır.

"Sormak istediklerini sorabilirsin," diye mırıldandı Jeon. Kucağında olduğu adamın kafasının ne kadar karışık olduğunu biliyordu ve bunun kendi hatası olduğunun da farkındaydı fakat ne yapabilirdi ki? İkisi de birbirlerinden bir şeyler saklıyorlardı, biri diğerinden daha masum sayılmazdı ve o da aslında sadece uyum sağlamayı seçmişti. İkisinin de yalanları, sırları vardı ve Jeon ilk adımı atan olmayı reddetmişti.

"Namjoon, Luciel'in pedofiliden suçlandığından bahsetmişti," dedi Taehyung bir an bile duraksamadan. Bu konu kafasını oldukça uzun zamandır kurcalıyordu, bu yüzden hiç tereddüt etmedi. "Suçlanmasına sebep olan kişi sen misin?"

Jeon, duyduğu soruyla hafifçe gülümsedi ve başını yasladığı göğüsten kaldırarak gözlerini Taehyung'un yüzünde gezdirdi. Bunu anlatmakla ilgili bir sorunu yoktu, bir defa daha deliliği ve hastalığı kanıtlanmış olacaktı sadece.

"Evet, on yedi yaşındaydım o sıralar fakat bana tecavüz etmedi," diye mırıldandığında esmerin gözleri ona döndü. "Sonrasında da onu bırakmadım çünkü dediğim gibi, ortada taciz veya tecavüz gibi bir durum yoktu fakat elbette bu onun pedofili olmadığı anlamına gelmiyor."

Taehyung, anlamsızca iki yana salladı başını. Çok da şaşırmış sayılmazdı, artık konu Jeon olduğunda her şeyi beklemesi gerektiğini öğreneli çok olmuştu. Yine de bunun iğrenç olduğu su götürmez bir gerçekti.

Fakat Jeon hastaydı işte, her ne yaşadıysa çökmüştü ve kendisinden on üç yaş büyük bir herif ile çocuk yaşta bir şeyler yaşamak onun için sorun değildi. Belki de hayatında iyi şeyler olmayacağına o kadar inanmıştı ki, daha da dibe batmak istemişti. Bilmiyordu, hatırlamıyordu, o zamanlar ne düşündüğünü bir türlü anlayamıyordu fakat şimdi bile bu bir sorun değildi, artık kendisine bir şey olmasını zerre umursadığı yoktu.

"Luciel ile aranda nasıl bir ilişki var?"

Beyaz tenli, iç çekti bu soru üzerine. Şu an öyle olmasa da, çok kısa bir süre öncesine kadar aynı yatağı paylaştığı bir adamdı o ki şu an ondan bu anlamda uzak durmaya çalışırken fazlasıyla şüpheli göründüğünün de bilincindeydi ve Tanrı şahit, Taehyung'un üzülmeyeceğini bilse asla bu kadar uğraşmazdı. Hayır, Luciel'in sikine bayıldığından değil, bir şeylerin değiştiği anlaşılmasın diye. Çünkü senelerdir sorgusuz sualsiz onun yatağına gelen adamın birden bu kadar uzaklaşması ne normaldi ne de Luciel aptal bir adamdı.

my strange addiction ;; taekookWhere stories live. Discover now