19 | "Bir bedeli olacağını düşünmedin mi?"

2.8K 317 88
                                    

merhaba, dershane hızlandırmasının üçüncü haftası anca bitebildi ve bu süreçte yazmak çok zordu. beklettiğim için çok üzgünüm.

yazım yanlışlarına bakamayacağım, uykum var, iyi okumalar.

Bir şekilde bir araya gelmiş bu yedi kişinin hikâyeleri ve hayatları aslında birbirinden çok farklıydı, bu yüzden yedisinin bir arada böyle oturuyor olması hayatın tuhaf bir getirisiydi. Hepsinin karakterleri çok ayrıydı ve hepsi bir şekilde birleşmiş, aynı amaç için çalışmaya başlamışlardı fakat elbette bu hepsinin birbirlerini sevdiği anlamına gelmiyordu.

En azından Seokjin, Jeon'dan pek hazzetmiyordu ve bu yukarıdaki görülü doğrulamaya yeterdi bile.

Aslında bunun belirli bir nedeni yoktu, hatta Jeon, Seokjin'in ilgileneceği tarzda biriydi zira psikiyatri onun alanıydı ve Jeon da nadir bir bozukluğa sahipti, yine de bazen birilerini sevmezdiniz ve bunun için bir nedene ihtiyaç duymazdınız, Seokjin'in içinde bulunduğu durum tam olarak buydu.

Jeon herkesin kaldırabileceği tarzda bir kişiliğe sahip değildi, eminim ki hepimiz bunda hemfikirizdir. Dissosiyatif kişilik bozukluğunun yanısıra Jeon'un sıradışı bir kişiliği vardı, elbette bunun kaynağı bozuk psikolojisiydi fakat zamanla bu oturmuş, onun karakteri hâline gelmişti. Umursamazdı, sağlıklı bir insanın umursamazlığı değildi bu, Jeon'un ürkütücü bir umursamazlığı vardı. Dünya yıkılsa umursamazdı ve bu kesinlikle mecazi değildi, gerçekten kılını dâhi kıpırdatmazdı. İnsan ilişkileri pek iyi olmadığından dolayı, çünkü hiç doğru düzgün arkadaş edinememişti, nasıl davranması gerektiğinden pek emin olamıyordu bu yüzden bazen kaba ve kırıcı olabiliyordu. Aslında hiçbirini kasıtlı olarak yapmıyordu, sadece Jeon o kadar zor etkilenen bir insandı ki sanki herkes kendisi gibiymiş gibi düşünüyor ve böyle davranıyor, çoğu zaman kimsenin kırılıp kırılmayacağını düşünmüyordu.

Bu noktalarda Seokjin ile çakışıyorlardı zira Seokjin her ne kadar bu tip insanlara alışık olsa da kişiliği buna fazla tersti, bu yüzden bir türlü tam olarak ona ısınamıyordu ve bu olay bazen bazı sürtüşmelere yol açabiliyordu.

"Artık Luciel için bir plan oluşturmamız gerekmiyor mu yoksa Luciel'in eceliyle ölmesini bekleyip buna intikam adını mı vereceğiz?"

Jeon, Seokjin'in söylediği şeye güldü ve iyice sevgilisine sokuldu. Böyle bir insandı işte, Taehyung yanında olduğunda ona dokunmadan, sırnaşmadan duramıyor ve tüm ilgi ile sevgisini aldığından emin olmaya çalışıyordu. Zaten genel olarak sırnaşık bir tipti Jeon ve sahip olduğu tek kişi sevgilisi olduğundan dolayı tüm bu arzusunu ona yöneltiyor, her şeyi ondan bekliyordu.

"Aramızda onu çok iyi tanıyan iki kişi var," dedi Yoongi, gözleri Jimin'in üzerindeyken. "Bize bir plan bulmamızda yardımcı olabilirsiniz." Jimin, fevri bir şekilde arkasına yaslandı ve gözlerini devirip kimsenin duymayacağı kadar kısık bir sesle küfür mırıldandı. Luciel ile bir geçmişinin olmasından hiç hoşnut değildi ve özellikle bunun yüzüne vurulması işleri daha da berbat hâle getiriyordu.

"Ben bu tarz planlar için fazla spontane bir insanım," dedi Jeon sevgilisinin kolları arasındayken. "Fakat Taehyung bence iyi bir planla gelebilir bize, tıpkı bana yaptığı gibi."

Taehyung, duyduklarıyla tam kaşlarını çatıp kendisini savunacaktı ki Seokjin aniden araya girdi.

"O dahiyane fikir bana aitti, öncelikle," dedi bundan çok gurur duyuyormuş gibi. Fakat Jeon onunla aynı fikirde olmayacaktı ki önce gülmüş, ardından "Başarısızlığa uğramış dahiyane bir fikir," diye vurgulamıştı.

"Bugün neden herkes birbirine laf atıyor?" Hoseok, çikolatalı sütünü içerken asık bir suratla mırıldandı ve iki yana salladı başını. Seokjin ve Jeon'un arasındaki o olumsuz aura yetmezmiş gibi Jimin ve Yoongi mümkün olan her konuda kedi ve köpek gibi didişerek diğerlerinin hayat enerjilerini sömürüyorlardı, aralarında kaostan en uzak olan ve en kendi hâlinde takılan kişi olan Hoseok da bunların hepsinden kötü yönde etkilenen tek kişiydi muhtemelen.

my strange addiction ;; taekookWhere stories live. Discover now