~11~

985 51 27
                                    

Bazı acılar gerçekten tarif edilemezdi. Tüm her şey karmakarışık olurdu. O acıyı kendi kendimize tarif edecek olsak ortaya saçma sapan kelimeler çıkardı ve asla anlatamaz, sadece hissederdik. Anlatmak istediğimi çoktan anladınız zaten biliyorum, çünkü siz o acıyı çok yaşadınız.

"Bu şarkıyı silmemiş miydin." Diyen Nida'ya baktım.

"Silmiştim, hatta beraber silmiştik aptal."

"Evet beraber silmiştik, ben de hatırlıyorum." Dedi Ilgın.

"Peki o zaman... yani nasıl?"

"Ben de bilmiyorum Nida." Dedim.

Konuya bir açıklık getirmem gerekiyor değil mi? Bu şarkıyı eski sevgilim beni boynuzladığı zaman çok dinliyordum. Eski sevgilim dediğime bakmayın siz, çocukluk aşkımdı. İlk ve tek aşkım.. Ama böyle onları türk dizi klasiği gibi otel odasında falan basmadım. Keşke öyle olsaydı, belki o zaman bu kadar acıtmazdı...

4 Mayıs 2019

Kahvaltılıkları masaya tek tek koyarken bir yandan da şarkı mırıldanıyordum, sandalyeye oturup telefonuma uzandım ve Semih'e mesaj attım.

Ayda: Günaydın.

Kahvaltı yapmaya devam ederken çok geçmeden cevap geldi.

Semih: Günaydın canım.

Ayda: Neredesin?

Halısaha da mısın? Yazacakken mesaj attı.

Semih: Evdeyim, tüm gün dizi izleyeceğim sanırım.

Nasıl ya? Uğur, yani en yakın arkadaşı bana maça gideceklerini söylemişti. Her neyse, iptal olmuştur sanırım.

Ayda: İyi izlemeler sana o zaman.

Bir saat sonra canım aşırı sıkılmıştı ve ne yapsam diye düşünüyordum. Aklıma Nida'nın gelmesiyle hemen Nida'yı aradım.

"Siz beni arar mıydınız Ayda hanım." Dedi dalga geçerek.

"Canım inanılmaz derecede sıkılıyor. Nerdesin?"

"Ilgın'la her zaman gittiğimiz sahil kenarındayız."

"Tamamdır, yarım saate ordayım."

15 dakikada hazırlanıp evden çıkmıştım. Yolda kulaklıklarımı takıp şarkı dinleyecektim ki Uğur ve bir kaç kişiyi gördüm. Maça gittikleri belliydi, sırtlarında çanta ellerinde ise top vardı. İyice kafam karışmıştı. Onlara biraz daha yaklaştım.

"Uğur selam, nereye maça mı?"

"Evet ya maça gidiyoruz."

"Semih sizden önce gitmiş, geç kaldınız" Dedim dalga geçip gülerek.

"Ha evet, biliyorum. Konuşmuştuk zaten." Dedi alelacele.

Ne? Baya bildiğin yalan atıyor. Semih evde, yani en azından bana öyle söylemişti.

"Ben de Semih'i özlemiştim, beraber gidelim mi?" Dedim bozmayarak.

"Olur gidelim de ondan önce uğramamız gereken yerler var yorulursun sen, bir dahaki sefere beraber gideriz. Hatta çok geç kaldık, görüşürüz." Dedi ve bir hışımla gittiler.

Neden o kadar telaş yapıp yalan söylemişti ki? O Allah'ın cezası pislik öyle huzursuz etti ki beni.. İçime öyle bir kurt düşürdü ki.. Şuan bildiğin Adnan Ziyagil gibi hissediyorum.

Hemen yönümü değiştirip Semih'in evine doğru yürümeye başladım. Uğur saçma sapan bir şaka yapıyor olmalıydı. Değil mi? Bunun başka bir açıklaması olamazdı. 10 dakika sonra Semih'in evine vardığımda kapıyı ısrarla çalmama rağmen açan olmamıştı. Direkt telefonumu çıkarıp onu aradım. Çaldı.. çaldı.. ama açan olmadı.

Gizemli OkulWhere stories live. Discover now