XXI.|| heyecanın doruklarında

1.1K 131 129
                                        

[Bu bölümün şarkısı yok, çünkü bu bölümü yalnızca onların dostluklarından ilham alarak yazdım.]

•••

Alarmın sesi tüm daireyi doldururken hızla gözlerini açıp telefonu buldu Park Jimin. Taehyung alarmla uyanmaktan nefret ederdi biliyordu.

Güneş, bordo perdelerin arasından sızıp odaya doluyordu. Dışarıdaki hava güzel sayılmasa bile güneş vardı. Bu Kanada için sayılı anlardan biri dense yalan olmazdı.

Doğrulup yanında yatan esmer sevgilisine baktı. Ne de güzel uyuyordu öyle. Belli belirsiz gülümsedi Jimin. Sahiden de hayattaki tüm şansın Taehyung'a sahip olmakla harcamıştı ve bundan oldukça memnundu.

Gözlerini kırpıştırdı bir kaç kez. Sanki biri gözüne ışık tutuyor gibiydi. Gözünü kırptıkça bir kaç görüntü geliyor ve geçiyordu görüş alanından. Rahatsız olduğu için güzel manzarasını geride bırakıp yataktan kalktı ne yazık ki. Yataktan kalkarken birinin defalarca ona seslendiğini duyuyordu sanki. Aynalı dolabın önünden geçip kendini hole atarken iki eliyle kulaklarını kapatmıştı.

"İyisin, problem yok. İyisin..."

Bir kaç derin nefesle işi halledeceğini sandı ama olmadı. Duvarlara tutunarak mutfaktan çıkılan balkona giderken aklı karmakarışıktı. Bu durumdayken sessiz olmaya çalışıyor olması da onu oldukça zorluyordu.

Balkonun kapısını açıp soğuk sabah ayazına teslim olduğunda kulaklarındaki ses kaybolmuştu nihayet. Tekrar derin bir nefes alıp kendini duvara yasladı ve yavaş yavaş aşağı çöküp fayans zemine oturdu.

Ne kadar öyle kaldığını bilmiyordu. Çıplak ayakları soğuk zemindeyken daha mutluydu sadece. Balkon kapısı açıldığında gözlerini diktiği balkon demirinden ayırıp gelene baktı. Bu, dün gece onlarda kalan YoonKook ikilisinden büyük olandı.

Yoongi şiş yüzü ve hala tam açılmamış gözleriyle küçüğüne sorgularcasına bakıyor, olayı kavramaya çalışıyordu.

"Ne yapıyorsun bu saatte?"

Dönüp heniz aydınlanmış gökyüzüne baktı Yoongi. Işık kısık gözlerini daha da kıstırmıştı ona.

"Hava almaya çıktım öyle. Hadi yat sen, uykun dağılmasın."

"Bir şey olmaz. İyi misin?"

"İyiyim tabii. Sen neden kalktın?"

Esneyip ağzını şapırdattı büyüğü cevap vermeden önce. Saçına taktığı siyah bandını da düzeltmeyi ihmal etmedi.

"Jungkook... Seni buraya gelirken görmüş de."

Kaşlarını çattı Jimin.

"O niye uyanıkmış bu saatte peki?"

"Bee'yi tuvalete kaldırsın diye Namjoon aramış."

Başını sallayıp tekrar önüne döndü Jimin. Yoongi ve Jungkook burada kaldıklarından Bee de burada, aşağıdaki dairede kalıyordu. Önceden de değinildiği gibi, küçük Kim Bee oldukça düşkündü Jungkook'a. Aynı şekilde Jungkook da ona düşkündü tabii. İkisinin bağı çoğu zaman Seok-Jin'i kıskandırsa bile alışmış ve kabullenmişti hepsi durumu. Bee ve Jungkook bir birlerine görünmez bir bağ ile bağlıydılar işte, elden ne gelirdi ki?

"Yatmacak mısın? Çok soğuk burası."

"Yatacağım birazdan. Sen bekleme beni."

Jimin, büyüğü tatmin olsun diye gülümserken Yoongi omuzlarını düşürüp balkonun içine girdi ve kapıyı arkasından kapattı. Jimin'in yanına otururken çoktan soğuktan etkilenmeye başlamıştı.

IDYLLIC pt. 2 DEPAYSEMENT || vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin