|t w e l v e|¹²

2.6K 154 18
                                    

Barış Murat|

Ve bir güç oyunu ile daha dokunulmazlıktayız. Nisa başta, yanında ben, benim yanımda Berkan vardı. Nisa ile dün gece utançtan pek konuşamamıştık. Çünkü bana sarılmıştı. Düşmüştük. Ve bir şey daha olmuştu. Belki dudaklarımız değmiş olabilirdi. Ve o andan sonra ikimizde saçma sapan şeyler gevelemiş uyumaya gitmiştik.

Ne kadar da güzel. Şimdi bu güç oyununda en iyi bizdik avantaja çıkınca ayvayı yedik.

"Bence nisa barış abi. Geçen seferki oyunda ki uyumlarını tartışmayalım bence."

Berkanın ağzına kürek sokasım vardı. İkimizde hâlâ hayvan gibi utanıyorduk. Ve çıkarsak konuşurduk.

"Çıksınlar ne diyeyim cemal sen ister misin?"

"Bence barışla çıkalım hallederiz biz."

Kafa salladığımda seremoni bitmiş sepetleri tutmak için oturmuştuk yere. Nisa ayağını yine ayağımın altından geçirip destek almıştı.

"Rahat mısın?"

"Evet."

"Gönüllülerde Meryem yasin, ünlülerde barış ve nisa. Bu oyunun popüler ismi barış ve nisa. Geçen oyunda karşı takımdan 10 kilo fazla taşıyıp konuşarak oyunu kazanan ikili. Hazır buyrun!"

Herkes koşup torbaları atarken biz sessizdik bu sefer.

"Özür dilerim."

Başımı nisaya çevirdiğimde o da bana bakıyordu.

"Amacım o yaptığım şeyi kendi içimde unutmaktı seni daha çok üzdüm kabul ediyorum. Ama içimde bir şeylerin cevabı yoktu."

Gözlerine bakıyordum. Titriyor gibi hissediyordum.

"Bazı şeylerin cevabı yoktu ve ben bununla başa çıkamıyordum. Hâlâ çıkamıyorum ama senin yanında olmadan da olmuyor ki. Çok saçma belki ama bir kaç cevap aramak için senden uzaklaştım."

"Neden benden uzaklaştın?"

Başını yere eğdi bir iki saniye durdu ve yüzüme baktı tekrar.

"Çünkü senin yanındayken olan şeyleri senin yanında yok etmeye çalışamazdım."

Kaşlarımı çatmıştım. Ne demek istiyordu? Bir umut ışığında bile güneşi doğuracak olan kalbime bunları demesi acı veriyordu.

"Ne demek istiyorsun nisa?"

"İsmini yazdım. İhanet ettim sana. Kendi içimde bazı sorulara cevap ararken seni kaybettim."

"Bana ihanet etmedin bazı şeyleri yanlış anladın."

"Kalbini üzmüş olmak beni paramparça etti."

Dişlerimi sıktım. Torba git gide ağırlaşıyordu.

"Ünlüler 70 gönüllüler 60 taşıyor!"

"Yanımda kalsaydın ben zaten böyle düşünmezdim."

"Özür dilerim. Beni affedebilecek misin?"

Başımı eğdim. Gereksiz insanlara verdiğim şansı bir kere çok değer verdiğim birine verebilirdim. Birini çok sevince ona ikinci şansı değil yüzüncü şansı bile çok görmüyordunuz.

"Affedilecek bir şey yok. Sen benim için her zaman çok değerlisin."

Gülümsediğinde kaybolan gözlerine bakmıştım gülerek. Cidden onu çok özlemiştim.

"Ve ünlüler kazandı! Avantaj ünlülerin."

İkimizde sepeti bıraktığımız da ayaklarımızı uzatıp kollarımızı tutmuştuk.

"Bu oyunu hiç özlemedim."

"Bende."

Ayağa kalkıp ellerimi ona uzatmıştım. O da tutup kalkınca kolumu omzuna atmıştım. O da belime koymuştu. Yumruklarımızı tokuşturup birbirimize bakmıştık gülerek.

"Ironman ve Hulk geri döndü."

"Yanlış barış. Hiç gitmedik."

Gülümsedim dediği şeye. Nisa ikinci bir şansı hakkediyordu.

§|§|§

Hakkettiler cidden.

Dark with moonlight. ||NisBar||Where stories live. Discover now