Herkese merhaba!
Nasılız?
Yeni kurgumu okumak için profilime koşun lütfen, çünkü bu kız çok heyecanlı! Yaralı çok özel bir kurgu olacak.
Arkadaşlar bu bölüme bir sürü yorum istiyorum çünkü değecek!
Sınır: 40+ vote, 50+ yorum
Bölüm şarkısı: Nil karaibrahimgil, ben ona resmen aşığım.
*
Atlas ile her zaman geldiğimiz bardan içeri girdiğimizde ikimizde de garip bir heyecan duygusu hakimdi çünkü onlarında burada olduğuna emindik. Heyecanımız onların varlığına değildi, onları görmeyerek onlara nasıl bir hüsran bırakacağımızaydı."Şuraya geçelim." dediğimde birlikte ilerledik, mekan çok kalabalıktı ve oldukça sesliydi. Birbirimizi zor duyuyorduk resmen.
"Bize bunların yapıldığına inanamıyorum!" diye bağırdı Atlas. Ne kadar durumu törpülemeye çalışsak da: "Kandırıldık!" siye bağırdım sinirle.
"Kandırmak istemedik." diyen ikiliye hızla çevirdim gözlerimi nereden çıkmıştı bunlar?
"Geldi yürek hırsızları." dedi Atlas alayla ve kinayeyle Agâh'a bakıyordu: "Ne güzel çaldınız yüreğimizi değil mi Agâh?" diye eklediğinde sırıttım.
"Âlâ," dedi Kartal yanıma oturdu. Çok güzel koktuğunu söylemiş miydim?
"Kartal," dedim bayık bir şekilde, ondan etkilendiğimi belli etmeyi bırakın onla konuşmak bile istemediğimi düşünmeliydi.
"Özür dilerim." dedi gözlerimin en içine bakarak. Sanki kırgınlığı gözlerimin içerisinden çekip çıkarmak ister gibi, konuşmuştu.
"Ya sen ne ukala bir şeysin!" diye bağırıp ayaklanan Atlas ile şaşkınlıkla ayaklandım. Agâh'ın üzerine yürürken kolundan tutmaya çalıştım: "Ya bırak! Hala yüzsüz yüzsüz konuşuyor!"
"Ne yüzsüzü ya! Yüzsüz değilim ben!" diye bağırdı Agâh.
"Sen ne bağırıyorsun ya benim arkadaşıma!" diyerek benimde ona bağırmam bir oldu.
"Kızlar, Agâh susar mısınız?" dedi Kartal sakinleştirici bir sesle.
"Sen hiç konuşma Kartal!" diye bağırdım.
"Ben ne yaptım ya!" diyerek o da ayaklandı.
"Kartal hadi kardeşim." dedi Agâh. Onlara anlamayarak bakıyordum ki dünyam tepetaklak döndü, Kartal beni omzuna atmıştı!
"Gerizekalı! İndir beni!" diye bağırıyordum, Atlas'ın sesini duyduğumda onun da benle aynı durumda olduğuna emin oldum.
"Mağara adamı indirsene!" diye bağırıyordu.
Kartal'ın sırtına yumruk attım: "Acıdı yalnız." dediğinde daha fazla vurdum.
"Acısın diye vuruyorum zaten." dedim sinirle.
Mekandan çıkmış sahil boyunca ilerlemiştik: "Yeter artık ben yürürüm." desemde kâr etmiyordu. Bende çırpınmayı bırakmıştım.
En sonunda beni indirdiğinde sinirle ona döndüm, bana yüzünde sıcacık bir gülümsemeyle bakıyordu."Kartal," dedim gülümsemesine şaşırarak.
"Etrafına bak, Sezen." dedi sakince. Etrafıma baktığımda bir yamacın başında olduğumuzu gördüm. Bütün şehir ayaklarımızın altındaydı ve öyle sessizdi ki..
YOU ARE READING
DÖVMECİ || TEXTİNG
Short StoryT A M A M L A N D I Nokta: Beni de o çizdiğin, ince ince ayrıntılarını düşündüğün dövmelerin gibi çizer misin? Nokta: Beni de dövme yapmayı sevdiğin gibi sever misin? Nokta: Çünkü ben sana aşık olmak üzereyim.