34

2.2K 263 98
                                    

gryffin, illenium - feel good (ft. daya)

"Yani... Çift gibi bir şeysiniz?"

"Beraberiz işte."

Taehyung omuz silkti ve göz ucuyla birkaç masa uzağındaki Jeongguk'a baktı. Bir ayağını dizine yaslamış bir şekilde neredeyse sandalyeden kayacakmış gibi oturuyordu. Ellerini karnında birleştirmişti. Turuncu saçlı her ne anlatıyorsa fazla eğleniyormuş gibi görünüyordu.

"Sanırım insanların öğrenmesiyle bir problemin yok." Yoongi bunu söylediğinde Taehyung gözlerini ona çevirdi. "Şu yüzündeki aptal aşık ifadeyi sil... Mal." Arkadaşı onu uyarmasaydı dudaklarında yereşen tebessümün farkında bile değildi, boğazını temizleyip kirpiklerini kırpıştırdı.

"Sen var ya bittmişsin oğlum," dedi Namjoon ve ağzına üç tane patates cipsi attı. Onları çiğnerlen konuşmaya devam ettiğinde diğerleri ona iğreniyormuş gibi baktılar. "Kim bilebilirdi senin sahiden de ağır ibnenin teki olduğunu?"

"Bağır istersen biraz daha amına koyayım, şuradaki emolar seni duymadı galiba." Taehyung homurdanarak bunu söylediğinde duyan var mı diye çevresine baktı. Her ne kadar Jeongguk ile beraber olma fikrini sevse de bunu kimsenin bilmesini istemiyordu.

"Nereye kadar saklayacaksın? Jeongguk'un bunu gizlemek isteyeceğini düşünmüyorum."

Jin tahmin edilmesi kolay şeyi söylediğinde iç çekti. Jeongguk elbette gizlemek istemezdi. Kapalı kapıların ardı ne kadar heyecanlı görünürse görünsün Jeongguk bu heyecana belli bir yere kadar sahip olabilirdi. Bir bakışta bile anlamak kolaydı. Jeongguk onu herkesin önünde öpmek isterdi, yakınında olmak ve aynı kulaklığı paylaşmak falan. Bunlar normaldi. İlişki yaşayan herkesin yaptığı bir şeydi ama Taehyung henüz bunun için hazır değildi. Ne zaman hazır olacağını da bilmiyordu gerçi.

"Şimdilik bana anlayışlı yüzünü gösteriyor." dedi kafasındaki düşüncelerle. Bir süre saklamaları gerektiğini söylediğinde Jeongguk'un yüzü düşmüştü ama yine de tamam demişti. Tamam saklayalım. "Ama isyan bayraklarını çekmesi uzun sürmez, kim buna dayanmak ister ki?"

"O da homofobik bir babaya sahip olsa, belki."

"Ama iki tane annesi var." Taehyung ellerini rastgele havada salladı. "Eşcinsel birinin sahip olabileceği en güzel şeylere sahip. İki. Anne." Sonra durdu ve aklına gelen şeyleri saymaya devam etti. "Gerçi onlara sahip olmasa bile saklamak istemezdi. Jeongguk özgür bir ruha sahip, istediği şeyi elde edene kadar çekeceği acıları siktir ediyor-"

Namjoon parmağını şıklatıp "Ve istediği şey sensin." diyerek sözünü kestiğinde "Bunu bir daha söyle çünkü hoşuma gitti." dedi ve dilini yanağının içinde döndürdükten sonra sırıttı.

Jin ve Namjoon aynı anda öğürürken Yoongi, Taehyung'tan utanıyormuş gibi yüzünü kapattı. Üçü de onun böyle biri olabileceğini düşünmemişti.

"Abartın amına koyayım," dedi gözlerini devirirken. "Her neyse, dediğim gibi bunu çok saklamak istemeyecek ve ben o zaman geldiğinde ne yapacağımı bilmiyorum."

"Sanırım o zaman aşırı yakın." Yoongi sessizce söylediğinde anlamamış gibi dönüp ona baktı. "Hatta üç saniye kadar." Çenesiyle ileriyi işaret ettiğinde başını çevirdi ve anında masalarına gelen Jimin'i gördü.

"Siktir,"

"Bence de siktir." dedi Jimin, çoktan yanlarına vardığında. Ardından yan masadakilere sormadan bir sandalye çekti ve ters çevirerek masalarına oturdu. "Keyifler nasıl? Umarım bok gibidir."

i'm a bad liar (believe me, this one time)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin