final (love is gone)

2.8K 209 436
                                    

james young - what is love
billie eilish - i love you
kodaline - all i want
seafret - atlantis
camila cabello - consequences
james arthur - train wreck
slander - love is gone

Bir.

"Ben sadece senden rahatsız oluyorum."

İki.

"Hataydı tamam mı? Oldu ve bitti. Anlam yükleme bu kadar."

Beş.

"O zaman niye yüzüme bakmıyorsun?"

"Görmek istemediğimden belki?"

Dokuz.

"Sana aşık değilim."

On üç.

"Sana ihtiyacım yok."

On sekiz.

"Jeongguk... Birine ihtiyaç duysaydım bu sen olmazdın."

Yirmi iki.

"Beni öpmeni seviyorum."

Yirmi beş.

"Görmüyorsun Jeongguk ve ben de sana göstermeyeceğim."

Otuz üç.

"İkincisinin olacağından çok eminsin yani?"

Otuz dokuz.

"Gerçekten buna kırılmış olamazsın."

Kırk altı.

"Senin olayın ne biliyor musun? Büyümeyi öğrenmen lazım."

Elli bir.

"Sadece çok güzelsin... Neden gülüyorsun? Güzel olduğunu söyleyemez miyim?"

"Aklıma birden kavgalardan birinde kokuşmuş bir sike benzediğimi söylemen geldi, bilmiyorum, çok komik... Az önce güzel olduğumu söylemeyecektin değil mi?"

"Söylemek istediklerimden biriydi,"

"Peki bunu 'seni seviyorum' olarak kabul edebilir miyim?"

Yetmiş iki.

"Üzerime gelerek, bir şeyleri hemen öğrenmek isteyerek yardımcı olamazsın bana. Bunun için beklemen gerekiyor ve bunu yapmaktan hoşlanmıyorsan Jeongguk, gitmekte özgürsün."

Seksen beş.

"Beni boğuyorsun."

Seksen yedi.

"Ne bekliyordun ki? Öptün diye bir prense dönüşeceğimi mi? Elini attığın her şey altına dönüşmüyor demek ki."

Doksan dört.

"İyi ki geldin. Burada olduğun için mutluyum."

Yüz on.

"Biz farklıyız."

Yüz on üç.

"Her zaman olduğu gibi sinirimi bozuyorsun."

i'm a bad liar (believe me, this one time)Where stories live. Discover now