Tam bir buçuk saattir VPN uğraşıyorum bu bölümü yayınlayabilmek için, bölüm ondan geç geldi. Beni yine sinir etti, daha ne kadar böyle sürüneceğiz acabaLütfen yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.
62. BÖLÜM "BENİM CESUR'UM"
Akıllara durgunluk veren vurulma olayı medyanın gündeminden düşmüş çoğu haber sayfasının artık ilgisini çekmiyordu. Gökhan Güngör korkudanmı zamanının gelmesini beklemesindenmi bilinmez sessiz sedasız kendi kabuğuna çekildi. Aileden kimseyi tehdit etmedi, karşılık vermedi ve böyle davranması her geçen gün beni biraz daha korkutuyordu.
Çünkü düşman sinsiydi ve ummadığımız anda saldıracakmış gibi geliyordu.
"Neden bu kadar endişelisin?" Korkut'un sesi düşüncelerimi dağıttı, pencerenin ardında kollarımı kavuşturmuş karanlıkta parlayan şehrin ışıklarına bakarken dalmıştım. "Cesur'un yediği haltta kalmadı artık, ne bu surat?"
"Kocam hakkında doğru konuş."
"Tamam karısı." Yanıma geldi, elindeki içeceği içerken aramızda bir kol uzunluğunda mesafe bırakmıştı rahatsız olmamam için, şaşırmadım bugün iyi adamdı. "Ee söylemeyecek misin?"
"Arkadaşım değilsin neden öyle davranıyorsun?"
"Seninle bir geçmişimiz var." Evet şu lanet genel ev. "Hayatımızın merkezinde olan kişide aynı, istemesen de bu bizi birbirimize yakınlaştırıyor."
"Bahsettiğin kişi benim çok sevdiğim kocam, seninse nefret ettiğin ağabeyinse öyle."
"Ne hissettiğimi bilemezsin, sözlerine dikkat etmen yararına olur."
"Göz önünde olanı inkar edemezsin."
Bana yandan bir bakış attı. "Cesur'un bana ait olan her şeyi alması gibi mi?"
Saçma, kendi kendine kurup inanıyordu yine.
"Neymiş bu seni kötü adam yapan şey?"
"Sevgi." dedi, en tehlikeli duygunun yokluğunu hissettiğini biliyordum ve ailesiyle bağ kurmayan oydu. Birine yakın olmazsanız onu nasıl sevebilirsiniz ki, mesafeler insanları birbirinden uzaklaştırır. Korkut gördüğü ilginin fazlasını istiyordu, oysa çabanın olmadığı yerde vefada olmazdı.
Hak etmediğine göz dikmek yanlıştı.
"Ailen ilgisiz diye benim Cesur'umu suçlayamazsın." Yüzümü ona döndüm. Kendimi kastederek "Kimilerine göre çok şanslısın." dedim, bazen kendinizden ödün verdiğinizde bile hak ettiğiniz sevgiyi alamıyorsunuz. Sebebiyse beklentinizi karşılayacak kişide zerresinin olmaması, ben gösteremiyorum yalanına sakın inanmayın hiç inanmadım. "Böyle boş şeylere takılmak yerine sen kendini sev, sen kendine değer ver."
"Sevilmeyi tercih ediyorum." dedi, önüme döndüm, Korkut'la bu konuyu konuştuğuma inanmıyorum, ben gerçekten iyi değildim. "Belki bana acırsın." Yine açık bir kapı bıraktı. Neyin peşindeydi? Yeni bir oyunun kıyısında mıydım yoksa gerçekten arkadaşmı olmak istiyordu? "Ne diyorsun?"
"Asaf'a söylerim kafanı okşar."
"Siksinler onuda elinide!" İçeceğini kafaya dikti sinirden, alkol kokusu aldım, gece hayatına yaşanan son olay yüzünden ara vermesi ona iyi gelmemişti. "Her taşın altından çıkıyor zaten, eksik kalsın."
"Sana bir soru sorsam bana karşı dürüst olur musun?"
"Hayır." dedi, beni oyuna getirip getirmediğini öğrenemedim. Yansımasına baktı. Sessizleşti. Dakikalar geçti, gitmesini bekledim kaldı. Yanımda yokmuş gibi davranamadım sağı solu belli olmuyordu bir anlık dalgınlığımdan faydalanabilirdi, ona güvenmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÜRÜK KOZA (+18)
RomanceO sırtımı dayadığım bir ağaç değildi sadece. Güven veren bakışları benim yarınlarımdı. Sıcacık eli hayatımdaki en güzel şeydi. Ve varlığı...ruhuma güç veriyordu.