Hikayenin olay örgüsü eskiyle aynı mı diye sormuşsunuz, bir kısmı aynı ve değiştirdiğim çok yerde var, bazı sahneler tamamen silindi yerine yenileri eklendi.
Söz verdiğim gibi bu haftanın ikinci bölümüyle sizlerleyim.
Asaf'la geldim.
Bol bol yorum yaparsanız sevinirim.
67. BÖLÜM "ASAF'LA BİR GÜN.
Nehir Cerrahoğlu
Yaptığım iyiyiklerin getirisi bana kesilen cezalar olmamalı.
İnsanın yapmak istediği ama yapmaktan çekindiği ve benim buna cesaret etmem, onlara yardım etmem sonra kendim için merak ettiğim için yaptığımı söylemeleri çok yanlıştı.
Bir karşılık beklemeyen ben kıymet bilmiyordum.
Bu hayatta tanıdığım her kadının ve erkeğin hakkından gelmiş biri olarak şu an kapısında beklediğim adamı yenemiyordum ve bu benim çok zoruma gidiyordu!
Asaf Toker tam bir baş belasıydı.
Muhteşem ötesi ağabeyimin aklını çelerek beni hep müşkül durumda bırakıyor üşengeçliğinden de evini bana temizletecekti.
Neyseki pinti değildi.
Kapıyı çalınca içimden bir ses şimdiden tüm gömleklerini makasla dedi. Bu güzel bir fikirdi lakin beni doktorun eline hepten düşürürdü.
Şirinlik yapıp huyuna gidersem belki bir şansım olur beni çok yormaz ve erkenden gitmeme izin verir.
Ha kendini kandırmaya devam et, o kabadayı torunu eline düşenin canını okumadan bırakmaz.
Ofladım. "Bu haksızlık ama!" Kendi kendime yakınırken kapı açıldı ve Asaf şerefsizi gri pijamalarıyla göründü, bana gülümseyince kendimi ona uyarken buldum.
Onda inkar edemeyeceğim birçok şeyden biri; sıcacık gülümsemesinin bulaşıcı olması.
"Hoşgeldin cancağızım."
"Cancağızım kadar başına taş düşsün." diye fısıldadım onu ağzımda çiğnerken, keyfime evine gelmiş ondan hizmet görecekmişim gibi davranmasına ilk defa sesimi çıkarmadım. Beni süzdü.
"Hazırlıklı gelmişsin." Evet bugün giymeyi çok istediğim seksi elbisem yerine sıradan bir kot pantolonla basit bir kazak giymiştim.
Kenara çekilince içeri girdim salonun ortasına ilerlediğimde elindeki kapıyı arkamdan kapattı, ardımdan geldi.
"Bugün nasıl bir ruh halindesin?" diye sordum görmemişim gibi ve olmayan şansımı son kez zorlayordum.
"Sence." diye karşılık verdi, eh modundaydı ve canımı okuyacaktı.
"Umarım aklından kötü şeyler geçmiyordur."
"Günahımı alıyorsun şu an ve sana hiç yakıştıramadım." Bedenimi ona dönüp gözlerine baktım. Kollarımı göğsümde kavuşturup surat astım. "Kırıldığımı bilmelisin."
"Sende olmayan şeyi niye söylüyorsun."
"Kalpsiz herif beni ne zannediyorsun."
"Her kötülüğü yapacak-"
"Senin kafanı kırarım!" Sesimi yükseltince güldü, sinir. Şimdiden bana dişlerimi sıktırmıştı evime gidene kadar çileden çıkarır kesin. "Ee neresi temizlenecek."
"Tüm ev." dediğinde ağlamak istedim, bu şimdiye dek bana verilen en kötü cezaydı. "Önce bana güzel bir kahvaltı hazırla."
"Ben gelmeden önce zıkkımlasaydın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÜRÜK KOZA (+18)
RomanceO sırtımı dayadığım bir ağaç değildi sadece. Güven veren bakışları benim yarınlarımdı. Sıcacık eli hayatımdaki en güzel şeydi. Ve varlığı...ruhuma güç veriyordu.