Bölüm 1

2.1K 191 76
                                    

Günün en sıcak saatlerinde şakaklarından akan ter damlalarını silmek için dahi kolunu kaldırmayan genç adam, baygın bakışlarla oturduğu han kapısının önünden gelip geçen insanları izliyordu.

"Ama anne ben onları çok merak ediyorum! Ne olur uzaktan bir kerecik baksam? Lütfeeen.." satıcıyla pazarlık yapan kadın kafasını oğluna doğru çevirdiğinde sinirle konuştu;

"Sana kaç kere onların kötü, çirkin ve tehlikeli varlıklar olduğunu söyleyeceğim!? İnsan bile değil onlar! Ayrıca onları görmen imkansız, o yoldan kim geçmiş ki sen geçeceksin ha!?" 

Kadının oldukça büyük bir sinirle onlar diye bahsettiği kişilerin kim olduğunu  çok iyi biliyordu genç adam.

Elfler.

Fakat insanların onları görmeden bir kaç halk efsanesine inanarak bu denli bir nefret beslemeleri saçma geliyordu ona. O geçitten kimse geçemediyse nereden biliyorlardı elflerin çirkin, kötü ve tehlikeli olduklarını?

Aglon Geçidi. Elflerin yaşadığı, kimine göre cennet bahçelerini anımsatan, kimine göreyse gece ve gündüzün zifiri karanlık geçtiği, her türlü kötülüğün barındığı ve bir insanın oraya girdiği takdirde asla geri dönemeyeceğine inandıkları yere gidiyordu.

Yıllar boyunca tabii ki insanlar oraya gidip keşfetmek istemişlerdi. Hatta bazıları orayı işgal etmeyi bile düşünmüştü fakat oraya gidip de geri dönen kimse olmamıştı. Bunun üzerine insanlar elf ırkından korkmaya ve çeşitli efsaneler uydurmaya başlamıştı.

Halkın belli bir kesimi ise elflerin insan ırkından bir çok yönde üstün olduğunu, kadın ya da erkek fark etmeksizin olağan üstü bir güzellik ve zarafete sahip olduklarını düşünüyorlardı. 

Ama tabi ipek gibi uzun ve sarının en açık ama en güzel tonuna sahip saçları, insanlara göre daha uzun ve şekilli bedenleri, ay ışığı altında parlayan mermeri andıran pürüzsüz ciltleri ve uzun sivri kulakları olduğunu kimse bilmiyordu.

Genç adamın ise ilgilendiği tek şey okçuluk alanında son derece mükemmel olduklarıydı. Çünkü kendisi kılıç ve ok silahlarını kullanarak yetişmişti. Kimse onların neye benzediğini bilmese de klan liderlerinin her ay yaptığı  toplantılara elf kralı bir her seferinde farklı cinste ki kuşlarla mektup yolluyordu. 

Klan liderleri ilk başlarda bu durumdan tedirgin olsalar da yollanan mektupların oldukça önemli bir kişiden geliyor olması, yapıcı fikir ve düşünceler sayesinde toplantıda söz hakkı olduğunu zaman içerisinde kabul etmişlerdi.

Bu ay ki toplantı günü ise bugündü. Klan liderlerinin her ay toplandığı görkemli han birer birer dolmaya başlamıştı. 

Genç adam sonun da oturduğu yerden kalkıp satıcıların bağırdığı, çocukların tahta kılıçlarla birbirini kovaladığı geniş meydan da ara ara belinde ki kılıç ile oynayarak yürümeye başladı.

Yolun sol kenarında yaptığı ekmekleri satan kadının yanına doğru ilerledi genç adam. 

"Mmm..Bu güzel kokan şeylerden bugün de faydalanabilecek miyim?" yaramaz bir ses tonuyla sorduğu soruyu yaşlı kadın yalandan bir sinir ifadesiyle cevapladı.

"Eşek herif! Ne zaman izin isteyerek faydalandın sen. O ekmekler çıkacak bir yerinden. En taze ekmeklerimi gelir gelmez kaşla göz arasında götürdün hepsini!" sitemle konuşan yaşlı kadın sözlerine tezat biçimde en taze ve sıcak olanları seçip genç adam söylemeden keseye koymaya başlamıştı.

Genç adam halk arasında oldukça sevilirdi. Nüfuslu biri değildi lakin kibar, yardımsever ve çocuksu davranışları sayesinde insanlar onu tanır ve severdi. Sahip olduğu bir ailesi olmadığı için şevkat duygusunu kan bağı olmayan insanlarla doyurmaya çalışıyordu.

Aglon Geçidi [YiZhan]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin