Pietro Maximoff

898 98 70
                                    

"Tony?"

Grant'ın sesi ile gözlerimi açtım. Mavilikler ile göz göze geldiğimde büyük bir şekilde tebessüm ettim.

"Sarışın. İyi misin?"
"Bir sorun var."
"Ne oldu?"
"Galiba yine dönüşüm geçireceğim."

Hızla yataktan doğrulup elimi Grant'ın alnına koydum. Hafiften ateşi vardı.

"Ben Pepper ile sabah konuştum. Birkaç günlüğüne şehir dışında olacağım dedim."

"Pekâlâ. Canın yanıyor mu?"

"Biraz karın ağrım var ve kendimi yorgun hissediyorum."

"Yiyecek bir şeyler hazırlamamı ister misin?"

"Teşekkür ed... Ah!"

Grant hızla gözlerini kapatıp başını öne eğdiğinde üzerindeki t-shirtü çıkarttım.

"Dönüşümün başladı. Gel göğsüme."

Grant göğsüme yaslandığında alt eşofmanını ve baksırını çıkarttım.
Sarışın acı bir şekilde inliyor benim t-shirtümü sertçe tutuyordu. Hızla kollarımı onun bedenine dolayıp saçlarına öpücükler bırakmaya başladım.

"Tamam, tamam. Geçti." diyerek onu sakinleştirmeye çalışıyordum ama geçtiği yoktu. Grant göğsümde acı içinde kıvranıyor, kafasını her geçen saniye daha çok bastıyordu göğsüme. Onun saçlarını yavaş yavaş okşarken bu saçlar birkaç dakika sonra tüye dönüşmüşlerdi.

"Hoş geldin Blue." dedim tatlı yüzünü ellerimin arasına alarak. Blue birkaç saniye nefeslendikten sonra kafasını dizlerime bana bakmaya başladı.

"Seni özlemişim oğlum." dedim tüylerini severken. Blue maviliklerini benden çekip kapıya bakmaya başladı. Hemen ardından da kapı açıldı ve Pepper içeriye girdi.

"Tony, Grant gitti mi diye sor... Ahh! Blue!"

Pepper koşarak gelip Blue'yu sevmeye başlağında ben sehpanın üzerinde duran Grant'ın telefonuna bakıyordum. Hızlı bir şekilde ayağa kalkıp sanki etrafı topluyormuşum gibi sehpasının yanına geldim ve Grant'ın telefonunu aldım.

"Odaya dalmadan önce kapıyı tıklatmak bir nezaket göstergesidir Pepper. Tavsiye ederim."

"Haklısın, üzgünüm..." diyerek bana baktı Pepper. Daha sonra odaya kısa bir bakış attı. "Grant gitti mi?"

"Evet, hızla gitti."

"Moralin bozuk gibi."

"Sevgilim yanımda değil. Elbette bozuk moralim."

"Yıllar sonra seni bu kadar mutlu görmek beni çok sevindirdi. Grant'a bakarken gözlerinin içi gülüyor. Hatta her Grant diye ondan bahsettiğimizde kalbinin ne kadar hızlı attığını görebiliyorum. Ona gerçekten çok aşıksın değil mi?"

Gerçekten de böyle mi oluyordum?

"Elbette ona çok aşığım." dedim bana meraklı gözlerle bakan Blue'ya kısa bir bakış atarak. "Grant'a aşık olmamak mümkün mü?"

Blue kafasını yatağa bastırdığında gülerek birkaç adımda ona ulaştım ve başını iki elim ile okşayıp büyük bir öpücük bıraktım.

"Her neyse kuzen. Hadi aşağıya inip bir şeyler yiyelim..." daha sonra yataktaki Blue'yu kucağıma aldım. "Hadi oğlum. Sana da mama verelim."

×

Yemeğimizi yedikten sonra Pepper bilgisayarı alıp odanın bir köşesine çekildi. Ben de kitabımı alıp başka bir köşeye çekildim. Kısa süre sonra Blue yanıma gelip elimdeki kitabı ağzıyla aldı ve koltuğun üzerine bıraktı. Daha sonra ise kucağıma çıkıp bir top halini aldı ve kafasını dizlerime koyup yattı.

"Tony! Tony!"

Pepper bir anda bağırdığında Blue hızla kafasını kaldırıp o tarafa bakmaya başlamıştı.

"Ne oldu Pepper?"

"Wanda'nın soyadı neydi?"

"Maximoff. Ne oldu da?"

"Pietro Maximoff nesi oluyor?"

"Erkek kardeşi diye hatırlıyorum."

"Bana E-mail atmış."

"Ne ciddi misin?"

Hızla ayağa kalktığımda Blue yere düşmüştü.

"Blue! Özür dilerim! İyi misin?"

Blue ayağa kalkıp kafasını hızla yana doğru salladı ve bana bir bakış attı. Mavilikleri yine koyu maviye dönmüştü.

"Tony! Gel şu mesaja bak!"

Blue'yu orada bırakıp hızla Pepper'ın yanına gittim ve gelen maili oldum.

Merhaba Bayan Potts. Bu çok önemli bir konu. Lütfen bana çok acil bir şekilde dönüş yapın.
-Pietro Maximoff

doɢ αɴd нυмαɴ » ѕтoɴyحيث تعيش القصص. اكتشف الآن