Merhaba, Tony

882 96 81
                                    

"Geri çevir

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Geri çevir." dedim sinirli bir şekilde. Wanda'yı yeni yeni unutmaya başlamışken yeniden aynı şeyleri yaşamak istemiyordum. Uzaktan bizi izleyen Blue'nun yanına gidip onu kucağıma aldım ve tüylerini okşamaya başladım. "Oğlum, iyi misin? Ben bir anlık heyecan ile düşürdüm seni."

Şuan Grant'ın bana küftettiğini hissedebiliyordum. Çünkü ağırlığını iyice bana vermişti.

"Tony! Bir mail daha geldi. Bunu okumak isteyebilirsin."

Grant'ı daha doğrusu Blue'yu bırakmadan Pepper'ın yanına gittim ve gelen maile baktım.

Konu Wanda ve Tony ile alakalı. Bunu daha fazla saklamak istemiyorum. Lütfen bana siz veya Tony dönsün. İnanın amacım kötü değil.

Telefon numaramı bırakıyorum.

738-122-981

-Pietro Maximoff

Kalbim hızlanarak atmaya başlamıştı. Blue'yu yavaşça koltuğun üzerine bırakıp telefonumu çıkarttım ve Pietro'nun attığı telefon numarasını kaydettim. Aramak ve aramamak arasında gidip geliyordum. Aslında Pietro kötü bir çocuk değildi. En azından lisede kötü biri değildi. Hatta Wanda benden o çocuk için ayrıldığında yanıma gelip 'Emin ol bu sana bir ödül.' demişti. Ne dediğini anlayamadım hiçbir zaman ama hiç de ödül olmamıştı. Tam aksine liseden beri her günüm aşk acısı ile geçti her gün Steve'den daha fazla nefret ettim.

"Tony, ne yapacaksın?" diye sordu Pepper tek kaşını kaldırırken. Gözlerimi Blue'nun maviliklerine çevirdim. Bu sıralar olmazdı, zaten Grant zor bir zamandan geçiyordu. Eğer Pietro ile konuşursam neler olacağını bilmiyorum, tekrardan eski Tony olabilir ve bu da Grant ile ilgilenmem demek olur.

"Şimdilik dursun. Ben daha sonra ona dönerim." dedikten sonra koltuğa bıraktığım Blue'yu tekrardan kucağıma alıp merdivenlerden çıktım ve odama girdim. Blue yatağa bıraktığımda kafamda yüzlerce soru işareti vardı.

"Anlamıyorum. Bunca yıl sonra neden? Bak, ben daha iki ay öncesine kadar Wanda için her şeyi yapardım. Ama şimdi... Bunu tarif etmek çok zor. Şuan yanıma gelse bunu umursamam bile. Sanki günübirlik bir ilişki gibi hissediyorum. Ama öyle değildi. Lise bana 'Git kendini arabanın önüne at.' dese bir saniye düşünmem arabanın önüne atardım. Benden Steve için ayrıldığında inanır mısım bilmem ama o çocukla karşılaşsam en acı verici bir şekilde öldürebilirdim o çocuğu. Hiçbir suçu yokken hem de. Şuan el ele gelsinle karşıma bunu umursamam. Bir anda neden böyle oldu anlamıyorum."

Blue'ya baktığımda kaşlarımı çatıp ellerimi belime koydum.

Uyumuştu...

"Teşekkür ederim, Grant

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Teşekkür ederim, Grant." diye mırıldandıktan sonra yanına gidip üstünü örttüm ve başına ufak bir öpücük bıraktım.

"Ah, yine mi hastanlandı?"

Pepper'ın sesini duyduğumda ona dönüp kafamı olumluca salladım. Maalesef ki yalanı hâlâ devam ettirmeliydik.

"Hâlâ tam olarak kendisine gelemedi. Biraz dinlensin."

"Tony, ben bu akşam gidiyorum. Yarına önemli bir toplantı konmuş."

"Pekâlâ."

"Sen de gel."

"Bir sene beni bekleme, Pepper. Gerçekten...-"

"Kendini nasıl iyi hissedeceksen öyle yap."

Pepper bana gülümsediğinde ben de ona gülümsedim. Daha sonra Blue'yu rahatsız etmemek için odadan çıkıp bahçeye indik.

"Wanda konusunda kafan karışık değil mi?"

"Üstünden yıllar geçti ve ben onu yeni yeni unuttum."

"Grant sayesinde?"

Birkaç saniye sessiz kaldım. Aslında bu doğruydu. Grant ile beraberken Wanda umrumda bile olmuyordu. Dudaklarımda içten bir tebessüm oluştu. Kafamı yavaşça salladım.

"Evet, onun sayesinde."

"Onu seviyorsun. Ne zaman ben sana baksam ona bakarken görüyorum seni."

"O çok güzel. Gerçek değilmiş gibi güzel."

Bunu Pepper'e değil daha çok kendime demiş gibiydim.

"O da seni seviyor."

"Nereden anladın?"

"Sana ne zaman baksa tebessüm ediyor. Yanında utanıyor."

Gülerek "Çok utangaç." dediğimde Pepper kafasını sallamıştı. Daha sonra ise içeriye tekrardan girip akşam yemeği hazırladık.

İki saat ne çabuk geçti anlamadık bile. Blue uykudan yeni uyanmış olan gözleri ile yanıma geldiğinde kollarıma iki yana açtım. Benim kucağıma geleceğini düşünmüştüm ama o Pepper'ın kucağına gidip kafasını onun göğsüne koydu.

"Ohhh! Blue! Oğlum! Seni çok özledim."

O an anladım. Grant bilerek ona gitmişti.

"Akıllı köpek." diye geçirdim içimden.
Pepper, Blue'ya kocaman sarılıp ona severken ben çenemi elime koyup onları izlemeye başladım.

Bir süre sonra Pepper'ın gitme vakti gelmişti. Blue ile vedalaştıktan sonra arabaya binip havalimanına gittik.

"Keşke Blue'yu da buraya getirseydik." dedi Pepper. Ama onu dışarıya çıkartmak istemediğim için evde bırakmıştım.

"Biliyorsun, hasta. Belki dışarısı iyi gelmeyebilir."

"Haklısın. Grant'a üzgün olduğumu belirt. Birgün mutlaka ikinizi de bekliyorum ve Tony, lütfen birbirinizi bırakmayın."

Pepper ile sıkıca sarıldıktan sonra onun uçağa binmesini bekledim. Daha sonra hızla eve sürdüm arabamı. Grant'ı tek bırakmak istemiyordum.

Eve geldiğimde anahtarım ile içeriye girdim. "Blue! Ben geldim güzelim!" diye bağırdım ama Blue gelmemişti. Anahtarı kenara koyduktan sonra içeriye girdim.

O an tüm dünyam kararmıştı.

Grant çıplak bir şekilde yerde baygın yatıyordu.

Ve Wanda tek ayağını Grant'ın göğsüne koymuş, bana gülümseyerek bakıyordu.

"Merhaba, Tony. Beni özledin mi?"

 Beni özledin mi?"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
doɢ αɴd нυмαɴ » ѕтoɴyWhere stories live. Discover now