İrtihal//XIV-Acılara Prangalı

112 8 128
                                    

BÖLÜM 14

ACILARA PRANGALI

Yaşlı Amca /Yıldızlara Bak

***

Oyun bizim sandığımızdan daha tehlikeli ve daha cürretkardı. Kalbin içindeki süveyda da yatan o karanlık ruh çıkmayı dört gözle bekliyordu. İçimde benim bile bilmediğim biri vardı. Korkum varlığını ufak ufak hissettiriyor, katilim onunla temas kuruyordu.

Bense içimdeki o süveydaya iltimas ediyor onu her türlü hissi ondan alçak tutuyordu. Boran ile yakınlaştığım her saniyede korkum ikiye katlanıyor ruhum katile dikleniyordu. Beni kollarında döndüren adamın sevgisine ulaşma düşüncesi bile beni benden almaya yeterdi.

Fakat başıma çöreklenen kara bulutların esiri olmuş, birer kukla gibi baltaya adımızı yazan adama itaat ediyorduk. Bedenimi saran kollarına rağmen aklımdan çıkaramadığım bir katile esirdi korkularım.

Gözlerimi tedirginlikle gözlerine diktim. "Boran, içimde çok kötü bir his var." Güya bu gece kötülükleri anmayacak, korkulara yer vermeyecektik. Yumuşak bakışlarına benim içimdeki kara bulutlar yerleşti. "Daha yeni geldik ama istersen eve dönebiliriz."

Ona bakmak yerine bütün salonu gözden geçirdim. "Bilmiyorum, içim daralıyor, sanki birine bir şey oluyor." Müziğe ayak uyduran adımlarımız durdu. "Ben anneni ararım. Sen de babanı ara istersen. "Hızla başımı salladım ve masaya varır varmaz çantamdan telefonumu çıkardım.

Kaç çalışta açıldı bilmiyorum ama telefonum sonunda açıldı. "Alo? Baba iyi misiniz?" Telaşlı sesime huzurlu bir ses yanıt verdi. "İyiyiz kızım, Ayla ablanla Elif geldiler bu öğlen. İstersen yarın buluşalım." İçe yayılan ferahlıkla derin bir nefes verdim. "Olur, yarın sabah konuşuruz."

Ufak bir vedayla kapanan telefonumu çantama atıp Boran'a baktım. Gözlerimiz kesişti bir süre. Telefonu kapatıp cebine attı. "İyilermiş. Teyzenlere gitmişler. "

Elimi göğsüme koyup gülümsedim. Boran sandalyeyi çekip oturmamı işaret etti. Yanıma oturup çıkışımı engelleyecek şekilde kolunu sandalyeme attı. "Eylül, belki sırası değil ama..." Bir süre sustu. "Psikolojik yardım almaya başlasan iyi olur güzelim."

Cevap vermedim ama yüzüm düştü. "Bak bu durum kaygı bozukluğuna evrilebilir, ağır depresyon yaşaman olası ki zaten hafif belirtiler gösteriyorsun. Daha da kötüsü..." Kaşlarımı çattım. "Daha kötüsü?" Derin bir nefes alıp masanın üzerindeki elimde parmaklarını gezdirdi. "Şizofreniye kadar gidebilir. Ben kör değilim Eylül. Geçen her dakika daha kötüye gidiyorsun. Kaç gecedir uyumadığını bilmiyor muyum sanıyorsun? Ya da durup durup irkildiğini?"

Serçenin Gözyaşı/TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now