Hastane koridorlarında

596 36 8
                                    

En acısı budur aslında sevdiğin bir insanın hastanede olması daha kötüsü yoğun bakımda olması çok daha kötüsü morg. Yaşayan bilir kalbiniz parçalanır hüngür hüngür ağlarsınız ama geri gelmeyeceğini bilirsiniz.

Savaş:

Hastaneye gelir gelmez ikisi de yoğun bakıma alındı. Ne olduğunu sorduklarında "Alkol" diyebildim sadece. Mideleri yıkandı ve kan tahlili alındı. Yoğun bakım odasında beklerken birisi bağırarak "Bana bak lan doktor bozuntusu eğer Nazlı ölürse sende yaşayamazsın anladın mı?"
Sesin olduğu yere doğru yönelirken Mert'i gördüm. Doktorun yakasına yapışmış ölümüne sallıyordu.  Koşarak yanına gidip onu çektim. Doktor kaçarcasına Nazlı'nın bulunduğu odaya geçti. Mert sinir krizi geçiriyordu neredeyse. Bana sarılıp ağlamaya başladı. Ne olduğunu şaşırdım. Hiçbir tepki vermedim. Çünkü bende deli gibi ağlıyordum. O sırada kapı açıldı bizimkilerin koşarak yanımıza geldi. Mert'den ayrılıp onlara döndüm. Hepsi ağlamıştı gözleri kan çanağına dönmüştü. Bir süre sonra Mert başını tutmaya başladı. Olduğu yere yığılırken öylece onu izledim. Nereden haberi oldu bunun ayrıca bu tepkisi niye? Hemen sarsmaya başladım onu bir hemşire yanımıza gelip onu uyandırmaya çalıştı. Sayılıyordu "özür dilerim Nazlı hepsi benim suçum" yakasına yapışıp ne dedin sen diye bağırdım. Hemşire beni uzaklaştırıp onu sedye ile odaya götürdü. Zeynep ağlıyordu kendini kaybetmiş bir şekilde ağlıyordu ve camdan Murat'ı izliyordu. Bende Nazlı'yı izliyordum. Banu ve Barış bize destek olmaya çalışıyordu ama onların da bizden farkı yoktu. Doktor yanımıza geldi.
-Çok yüksek dozda sentetik uyuşturucu içmişler Nazlı'nın durumu iyiye gidiyor ama Murat stabil.

Diyip yanımızdan ayrıldı. Banu şaşkınca bize döndü
-Ama onlar uyuşturucu kullanmaz ki

Dedi kafamı salladım. Murat uyuşturucu kelimesinden bile nefret ederken asla ağzına sürmez onu. Aklıma gelen şeyle Barışı da alıp hastaneden çıktım.
-Barış içki şişesini ve o enerji içeceğini alıp laboratuvara ver. İçinden ne çıkacak bak ama kimsenin haberi olmasın.

Diyerek hastaneye geri döndüm. Bu kadar kısa sürede Nazlı normal odaya alınmıştı. Murat hala daha aynı durumdaydı. Hızlıca Nazlı'nın alındığı odaya girdim. Uyuyordu gözlerinin altı morarmış teni bembeyaz olmuştu. Ağlamamak için kenimi zor tutuyorum. Hızlıca odadan çıkıp bizimkilerin yanına gittim. Zeynep hala ağlıyor ve Banu ne yaparsa yapsın sakinleşmiyordu.
Zeynep:Savaş ikinci kez kalbi durdu.
Dedi ve boynuma sarılıp ağlamaya başladı "Şşşt sakin ol Zeynep o iyi olacak merak etme lütfen güçlü durmaya çalış" dedim. Onu Banu'ya emanet edip hemşire buldum "Şey bir şey rica edeceğim Zeynep'e bir uyku ilacı yapar mısınız bide Mert'in oda numarası kaçtı?"
Hemşire gülümseyip
"Zeynep şu ağlayan kız ise yaparım, oda numarası 203" teşekkürler diyip yanından ayrıldım. 203 numaralı odaya girdim. Mert'i yatağa bağlamışlardı  sanırım çok fazla tepindi. Yanına gittim.
-Mert az önce bayıldığında hepsi benim suçum diye sayıklıyordun söyle ne yaptın lan
-Ben yapmadım Savaş biz yaptık.
-Biz kim lan
-Sen ve ben eğer o kavga olmasaydı Nazlı içki içmezdi bu hale gelmezdi anladın mı?
-Nazlı'nın kan testi sonucu kanında uyuşturucu çıkmış alkolden değil yani
-Ama Nazlı uyuşturucu kullanmaz ki hatta nefret eder
-Bir kez daha soruyorum senin bu işte bir parmağın var mı?
-Savaş ben Nazlı'ya zarar vermem.
-Onu da anlamış değilim zaten okulda o kadar berbat davrandığın bir kız için az önce hastaneyi yıkıyordun neden?
-Çünkü okulda ona öyle davranmak zorundayım ben Nazlı'ya aşığım eninde sonunda Nazlı benim olacak bunu aklına şok
-Ne diyorsun lan sen

Diyip bir yumruk geçirdim.
-Bağlı bir insana yumruk atmak kolay Savaş ben doğru söylüyorum okul biter bitmez Nazlı benim olacak.
-Okul biter bitmez Nazlı ile evleneceğim o zaman senin olacak mı görürüz.

Diyip odadan çıktım. Nazlı ona asla gitmez o kendi kafasında hayal kuruyor. Gerekirse Nazlı ile evlenirim yine de ona vermem Nazlı'yı. Nazlı'nın odasına girdiğimde uyanmıştı ve doktorlar ona birşeyler yapıyordu.
-Savaş bey Nazlı hanım uyandı çok iyi durumu şu anda 24 saat gözlem yapıp taburcu edeceğiz.

Kafamı salladım ardindan odadan çıktılar. Yanına gidip elini tuttum.
-İyi misin güzelim
-Savaş Murat nerede?
-Şey Murat iyi merak etme sen nasılsın?
-İyiyim Savaş biz uyuşturucu içmedik sadece alkol ve enerji içeceği vardı orada cidden bir şey içmedik biz.
-Biliyorum canım biliyorum merak etme bulacağım ben sakin ol uyumaya çalış.

O sırada telefuj çaldı Barış arıyordu.
-Savaş alkolün içinde o uyuşturucudan çıktı ne yapacağız.
-Konum at geliyorum ben.

Diyip ayaklandım Nazlı'nın alnından öpüp odadan çıktım. Hızlıca attığı konuma sürdüm. Arabadan inip yanına gittim.
-Barış bu içkiyi aldıkları tekel'e gidiyoruz.

Diyip tekrar arabaya bindim. Son sürat sürmeye başladım. Güneş çoktan dogmustu saat 11 oldu hastanede zaman geçmiyor zannederken saate bile bakmadım şu an anladım ki çok uzun zaman olmuş. Arabadan inip hızla tekel'e girdim Barış da peşimden girdi. Adam bizi görünce rahatız oldu ama sonra gülümseyip"buyurun" dedi. Adamı kolundan tutup salladım.
-O alkolü sana kim verdi?
-Şey biz onları toptan alıyoruz.

Dedi hiç inanmadım ve bu işte Mert'in parmağı olduğunu biliyordum. Barış'a işaret yaptım ve adamı kollarını arkasına alıp tutunmaya başladı. Gidip çöp kovasını yere döktüm. Tahminim doğru çıktı. Çöp kovasının içinden hap kutusu çıktı.
-Bu ne lan o zaman bu ne? Çabuk konuş yoksa seni konuşana kadar döverim.
-Beni öldürür
-Kim lan kim konuşmazsan ben öldürürüm.
-Şey sen öldür en iyisi onlar çete onların eline düşmek en kötüsü.

Tahmin ettiğim gibi Mert. Bileğimi gösterdim ona Barış ta gözünün içine sokarcasına gösterdi.
-Siz şey misiniz?
-Aynen üstüne bastın ayağını çek motor çetesiyiz biz onların eline düşmek mi yoksa bizim mi?
-Şey Mert ve Berkay getirdi hapı ölmekle tehdit ettiler korktum yoksa asla yapmazdım.

Dedi Barış bıraktı onu ve çıktık. Hızlıca hastaneye sürdük yolda telefon çaldı. Banu arıyordu.
-Uyandi Savaş uyandı!
-Tamam kuzum geliyoruz hemen.
Diyip kapattım. Hızlıca hastaneye girdik. Murat'ta hemen Nazlı'nın yanındaki odadaydı. Onu gördükten sonra Mert'in olduğu odaya gittim. Ama yoktu çıkmış gitmiş. Bundan sonra kork benden Mert kabusun olacağım senin...

ÇETE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin