İşkence

436 24 18
                                    

3Gün sonra:

Savaştan:

Nazlı ve Zeynep daha uyanmadı babam'ın adamları heryerde bunu yapanları arıyordu. Biz hastanede kızların uyanmasını bekliyorduk. Esra uyanmıştı ama kendine tam gelemediği için normal odada tutuyorlardı. Onca korumayı bir şekilde bayıltmayı başarıp eve girmişlerdi. Polis ise hâla o adamları sorguya çekiyordu. Ama adamlar kimlerin  saldırdığını asla söylemiyorlardı. Murat delirmiş durumdaydı. Benim de ondan bir farkım yoktu. Lavaboya yüzümü yıkamak için gittim. Yüzüme suyu çarpıp aynaya baktığımda aynadaki görüntümden korktum. Gözlerim şişmiş etrafında mor halkalar oluşmuştu tıpkı Nazlı gibi dudaklarım bembeyazdı yanaklarım ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Ellerim ise deli gibi titriyordu. Çok fazla sakinleştirici verdiler bana sinir krizleri geçirdiğim için. Bu yüzden ellerim hala titriyordu. Murat'ın yanına gittim gittigimde camdan Zeynep'i izliyridu. Buse ise hem bize hemde kızlara koşturup duruyordu. Barış dışarıda babamlara yardım ediyordu. Aniden telefonum çaldı biraz irkildim yaklaşık 3 gündür telefonum çalmıyordu. Babam yazısını görür görmez açtım.
-Efendim
-Adamları bulduk mekandalar sen mi gelirsin biz mi halledelim
-Geliyorum.

Murata söylediğimde o da "geliyorum" diyip peşime takıldı. Beraber motorlara binip mekana doğru yola çıktık.
.
.
.
Mekana geldiğimizde babam adamları bağlamıştı. Hemen bağırarak sordum
-Hanginiz lan Nazlı'yı vuran?

Ortadaki saçları sarı olan bebe konuştu
-Ben vurdum seni de vuracağım benim babamı hapse attıran herkesi vuracağım.

Yanına gidip bir yumruk attım. Ardı ardına vurmaya başladım. Murat da aynı şekilde diğerini dövüyordu. O sırada içeriye elinde bir kızla Mert girdi. Zorla bir sandalyeye bağladı.
Savaş:Kim bu Mert
Mert:Esra'yı vuran kahbe
Kız:Kahbe senin anandır lan it babamı hapse attırmanız yanınıza kalır mı zannettiniz.

Mert sinirle kıza bir tokat attı kızlara vurmak ne kadar doğru bilmiyorum ama bu kiz hakediyordu. Murat'a baktığımda elinde bir jiletle adamı resmen doğruyordu.

Savaş:Mert bence bırak bu üçünü de Murat halletsin Murat bu işleri iyi yapar. Mert kafasını sallayıp yanımdaki koltuğa oturdu. Murat tam anlamıyla adamın her tarafına jilet attıktan sonra adamlara bağırdı.
-Küvet getirin lan içinde buzlu su olsun.

Bir süre sonra adamlar ellerinde koca bir küveti zar zor içeriye getirdiler. Murat içeriye girdi. Biz ne yapacağını düşünürken Murat elinde koca bir paket tuzla içeriye girdi. Adam yalvarıyordu kız ise "Kes yalvarmayı" diye bağırıyordu. Tuzu küvete boşalttı neredeyse 10 kilo tuzu küvete koydu.
Mert bağırdı
-Lan sen tuz kaç lira biliyor musun?

Bir anlık kahkaha attım Nazlı aklıma geldiğinde anında gülümsemem soldu. Adamlar kanlar içindeki adamı küvete koydular. Ayaklarından ve omuzlarından bastırıyorlardı.
Murat:Dakkikada bir Kafasını suya sokun boğulmak üzereyken çıkartın.

Öteki adama döndüğünde biraz düşünür gibi yaptı.
Murat:Silahı hangi elinle tutuyordun.

Adam sesiz kaldığında Murat adamın sağ elini eline aldı.

-Solak değilsen kesinlikle bu el değilmi

Sonrasında belinden silahı çıkarttı adamın omzuna tutup sıktı. Adam acılar içinde kıvranıyordu. Sonra da
-Ama solak da olabilirsin

Diyip sol omzuna da sıktı. Sonra da eline bir bıcak alıp kanayan mermi deliğini kesmeye başladı. Adam bayıldığı anda yüzüne buzlu suyu atıp devam ediyordu. En sonunda elini yaraya sokup mermiyi aldı.
-Evet bu mermiyi çıkarttım sıra diğerinde.

Uzun uzun uğraşıp öteki mermiyi de çıkarttı. Adamın kolları daha çok kanıyordu. Bu sefer bir sargı bezi alıp kollarını sıkı sıkı sardı.
-Öyle kolay kolay ölmek yok.

Kıza döndüğünde kızın gözlerinde gram korku yoktu. Bize döndü.
-Bir kıza yapılacak en iyi işkence nedir?

Biz bilmiyoruz anlamında ellerimizi kaldırdık. Sonra da adamların birinden jilet istedi. Kızın kalçalarını bile geçen upuzun saçları vardı. Kızın saçlarını  jiletle kazımaya başladı. Kızın anında ağzından yapma diye yalvarışları başladı. Kızın kafası tamamen kel olduğunda Murat tekrar bize döndü.
-Ama kökü onda ya yine uzar değil mi?

Kafamızı bu sefer olumlu anlamda salladık. İçeriye tekrar gittiğinde yaklaşık 5 dakika sonra elinde kezzapla dışarıya çıktı. Kızın kafasının tamamına kezzapı yavaş yavaş döktü. Kız çığlık atıyor bağırıyordu ama Murat gözünü bile kırpmadan dökmeye devam etti. Adamlar bayılmıştı. Tuzlu suyun içindeki adamı çıkartıp sandalyeye geri bağladı.
Mert:Ne zaman öldüreceğiz?
Murat:Hayır Mert öldürmek yok bunun şu omzundai deliklere doktor baksın sonra da yollayalım girsinler birdaha bizden birine zarar verirlerse başlarına gelecekleri öğrendiler.  Mert biraz itiraf sonrası bu fikri onayladı. Doktor adamın yarasına kat kat dikiş attı. Diğer adamın kedikleri derin olmadığı için ona bakmadı bile. Kızın kafasına bir krem sürüp gitti.

Murat:Bana bakın lan bundan sonra sizden herhangi birisi bize zarar vermeye kalkışırsa bu yaptığım şeylerin iki katını yaparım ve ölmeden bırakmam anladınız değil mi?

Hepsi kafasını salladı 'bir daha yapmayız bırakın bizi' diye yalvarmaya başladılar. Murat mekanın yerini öğrenmemeleri için gözlerini bağlayıp üçünü bagaja tıktı. Babama birşeyler söyledikten sonra babam kafasını onaylar anlamda sallayıp adamların ve kızın olduğu arabayı çalıştırıp gitti. Bizde hastaneye doğru yola çıktık.
.
.
.
Nazlı daha uyanmamıştı. Bizde koltuklara oturup bir haber gelmesini beklemeye başladık.
.
.
.

^✓^✓^✓^✓______________

İçeriden diiiiiiiiiiiiiiiittt diye bir ses gelmeye başladı. Nazlı'nın kaldığı odadan geliyordu. Doktor ve hemşireler koşarak içeriye girdi. Camdan bakmaya basaldığımda EKG deki tek çizgiyi ve çığlık gibi bağıran o sesi duydum. Hemşire perdeyi indirdiğinde koca bir küfür savurdum. Sinirden elim ayağım titremeye başladı. Kendime engel olamıyordum. Doktor dışarıya çıktı. Arkasından sedye ile yüzü örtülü olan Nazlı'yı çıkartılar. "Maalesef hastayı kaybettik"

İki dizimin üzerine çöktüm. Çığlık atıyordum hiç dinmeyen bir çığlık.

"Allah'ım benim de kalbimi durdur"
.
.
.
Arkadaşlar Nazlı öldü mü?

ÇETE (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now