Bağışlayın

64 11 10
                                    

geçecek elbet üzerinizden yasım ve ben bütün yazları teğet geçip yaşamadığım her bir günün ardından bakakalınca siz yine eski ahvalinize çoktan dönmüş olacaksınız.
biz gözlerimizi kapatmışken, siz büyük hesaplar yapıp canlarımızı ucuza kapatmanın da bir çeşit sünnet olduğunu, sağa sola mağrur bakışlarla anlatacaksınız.
sonra, içimizden birisi saflığın arkasına sığınıp, "gemisini yürüten kaptandır" deyince, gururlanıp "bu uğurda yapılan her şey mübahtır" sözünün arkasına sığınıp kural tanımayacaksınız.
dağıtacaksınız; dağı, taşı, ağacı.
koparacaksınız toprağından; meyveyi, sebzeyi, çiçeği
Kumdan kaleler yapıp ilk dalgada yıkacaksınız çocuklarımızın yaşama olan sevdasını.
eceli kendinize kalkan yapıp bir de güzel dalgaya alacaksınız.
yetmeyecek, hırsızlığa yeni bir metot getirip evlerimize girip çuvalla kolon çalacaksınız.
çuvallamayın sakın! Bana yaşamayı hatırlatacaksınız.
çaldıkça acıkacak, üstüne de canımıza susayacaksınız.
Susayınca da korkmayın sakın! malûm pek tuzlu da sayılmayız.
bağışlayın beni, sizlere açgözlülük yapmayın diye nasihat edecek kadar uzun yaşamadığım için.
bağışla çocukluğum seni kucağıma alıp masallarla büyütemedim ve yine bu kıyametin eşiğinden size yetişecek kadar hızlı koşamadım. bağışlayın yarınlarım.
bağışlayın, iyiliğe sütun olup yıkılmasına engel olamadım.
bağışlayın, kötülüğe kol kanat gerenlere engel olamadım.
bağışlayın, molozun altında daha fazla dayanamadım.
Öldüm, bağışlayın.

Sen ağacıWhere stories live. Discover now