2.0

3.5K 276 474
                                    

Otele nasıl geldiğimizi hatırlamıyordum ve idda umrumda da değildi, Dünya dönmeyi kesmiş gibi hissettiriyordu.
Omii'nin gömleğini daha hızlı çıkarması için ona yardım ettiğimde tekrar üzerine atlamamak için zor duruyordum.
Mükemmel bir vücudu vardı ve ağlamak istiyordum. Kendi gömleğimin sadece düğmelerini çözmüş, üzerimden çıkarma zahmeti göstermemiştim. Ama o kesinlikle çıkarmalıydı, bu gece harcanamazdı.
Harcanmamalıydı.

Dudaklarına kısa bir öpücük bırakıp çekildiğimde; gömleğini yatağın bir kenarlarına atmaya çalışıyordu.
Pantolonumu onun gibi yatağa atmayıp rastgele bir yerlere fırlatmıştım.
Onun daha altını çıkarmasına izin vermeden kollarımı boynuna sarıp ikimizinde yatağa düşmesini sağlamıştım.
Gülüşüyle sarhoş olmuş gibi sırıtmış bir iki saniye onu süzmüştüm.
Sarhoş gibiden daha çok sarhoştum belkide bilmiyorum. Sağlıklı düşünemeyecek kadar aklım başımda değildi.
Elimi saçlarında gezdirip saç tutamlarıyla oynamaya başladığımda bu seferde o beni öpmüştü. Sanki her an kırılabilirmişim gibi öpüyordu ve ben ona biraz daha eriyordum.
Dudaklarından ayrılmak istemesemde yavaş yavaş nefessiz kaldığımı hissetmiş; ondan ayrılmak zorunda kalmıştım.
Bir saniye bile kaybetmeden yavaş bir kaç öpücükle boynuma indiğinde kalp krizi geçirip, ölmemek için dua ediyordum.

O dilini kulağıma yakın bir yerde gezdirmeye başlamışken nefesimi verdim.
Yemin ederim ölüyordum.
Beni öldürecekti.
Sakinleşmek için ne kadar düzenli nefes alıp vermeye çalışsamda pek işe yaramıyordu.
Bu seferde göğsüme gelmişti ve elini belimde gezdiriyordu.
Bir elim hâla onun saçlarında gezerken diğerinin çarşafı avcuma doldurmasına izin veriyordum.
Daha fazla dayanamayacağımı hissettiğimde; ona seslenmiştim.

"Omii,"

Beni takmayıp bir kaç yerime iz bile bırakmıştı. Tekrar ona seslenmek yerine direk saçlarını çekip bana bakmasını sağlamıştım.

"Yeter artık..."

Sesimin yalvarırcasına çıkmasını engelleyememiştim ama cidden bunun için yalvarabilirdim, çünkü ölmek üzereymişim gibi hissediyordum ve beni yerin dibine girmemi sağlayacak kadar utandırıyordu.

"Buna sen mi karar veriyorsun?"

Sesinin tonunu yüzünden hayır demek istemiştim ama kendimi dizginleyebilmiştim.

"Ölmemi istemezsin değil mi?"

"Ölü biriyle sevişemem, nekrofili değilim ben."

Gülüp yatağın karşısındaki kayganlaştırıcı olduğunu düşündüğüm kutuyu aldığında sevimsizce gülümsedim.

"En son aseksüel değilimde diyordun."

Eline kayganlaştırıcıyı dökmesini izlerken gözlerimi kıstım.

"Sen üzerime atlamadan önceydi o."

Sırıtıp bana döndüğünde cevap vermek için kendimi hazırlamıştım ama içimde hissettiğim parmaklarıyla nefesim dahi kesilmişti.

"Hassiktir!"

Canım acıyordu.
Hemde çok acıyordu.
Sevdiğim çocuk benim katilim olacaktı ve bende buna göz yumacaktım.

"Atsumu, rahatlamaya çalış biraz."

Parmaklarını hareket ettirmesini beklemiyordum ama parmaklarını hareket ettirmişti. Nefes alışverişlerim hızlanıyordu ve engelleyemiyordum.
İçimden ve dışımdanda küfür ediyordum.
Ama Omii beni rahatlatmak yerine daha çok acı çekmemi istermişçesine üçüncü parmağınıda içime atmıştı.
Şerefsizin sırıtmasına dahi erimeseydim; çoktan bu duruma düşmemiş olurdum.
Parmaklarını içimden çıkardığında çarşafı sıkmaktan acıyan ellerimi birleştirip acısını geçirebilecekmiş gibi ovmaya başladım.

"Hazır mısın?"

Kesinlikle değildim.
Kısa bakışmamızdan sonra alnımı silip yattığım yatağın rahatlığına ve acıya teslim olmuştum.
Parmak olayı bile canımı o kadar yakmışken hazır olmamın imkanı yoktu.

Omii'nin masadan aldığı paketi ağzıyla açmasıyla artık yeni bir fetişim daha oluşmuştu.

"Omii, zıplama rekorun kaç?"

Bana garip bakışlar attığında omzumdan kaymış olan gömleğimi düzelttim.
En azından bunu sorma hakkım olmalıydı.

"Seni becermek üzereyim ama merak ettiğin şey bu mu?"

Gülmekle dalga geçmek arasında kalmış gibiydi. Muzipçe bacağımı, omzuna kadar çıkarıp sırıttım. Üzerimde mükemmel bir herif vardı ve bende onun her hâlini görmek için yanıp tutuşuyordum.

"Edemez miyim?"

"Doğru zaman değil, önce kendini güvenceye almalısın."

"Ha? Ned-"

Saf gibi birde nedeni soracakken haber bile vermeden içime girmişti.

"Siktir!"

Beni öldürmeye yeminliymiş gibi yavaş bile davranmamıştı.
Acı yüzünden nefes dahi alamıyordum, sanki bedenim ortadan ikieye ayrılacakmış gibiydi.
Miya Atsumu bunun için ağlayamazdı...
Ama gözlerimden süzülen yaşlara hakim olamıyordum.
Gözyaşlarım yüzünden bulanık gören gözlerimi silemiyordum bile...

"Kendini kasma, rahatla biraz."

Omii'nin sesini duyduğumda rahatlamam gerekiyordu ama zaten sinirliydim ve biraz daha böyle kalırsak buradan sağ çıkamayacaktım.

Ağlamaktan ne ona kızabiliyordum nede bir şeyler söyleyebiliyordum.
Yavaşça hareket etmeye başladığında bir eliyle gözlerimin altında biriken yaşları silmişti.
Saçlarımı anlımdan çekip bir kaç saniyeliğine dudaklarını bastırmış geri çekilmişti.

"Biraz daha dayanabilirsin değil mi?"

Yavaşça kafa salladığımda hareketlerini hızlandırmıştı.
Yemin ederim bu çocuk beni mazoşist bile yapardı.

Hareketlerine her geçen saniye alışmaya başlıyordum. Omii omzundaki bacağımın iç kısmına bir kaç öpücük bırakmış elini bacağımdan bel boşluğuma kadar getirmişti.
İnlememek yada küfretmemek için kendimi o kadar kasıyordum ki; Sakusa arada kendimi kasmamam gerektiğini söylüyordu.

Acıya bir süre sonra alışmıştım ama hızlanmasını söylediğimde de olacaklardan korkuyordum.
Ama o söylememe gerek kalmadan hızlanmıştı. Hareketleri yüzünden istemsizce sırtım yay gibi gerilmiş; kafamı arkaya atmıştım.
Omii bu sefer dik durmak yerine üzerime daha çok eğilmişti ve fazla yakındık.
Kafamı kaldırdığımda kollarımı boynuna dolamış bana daha da yakınlaşmasını sağlamıştım.
Kıvrımlı saçlarının bir kaç tutamı anlına yapışmıştı ve teminin üzerindeki teninim verdiği hissi tarif edemezdim.

Dudaklarımızı birleştirip dilimi ağzının içinde gezdirdim. Küçük öpücük olsada etkisi fazlaydı. Geri çekilip onu serbest bıraktığımda bunun verdiği zevk aklıma ve bedenime hançerle kazanıyordu.
Bir kaç hızlı hareketinden sonra geldiğimde o da benden bir kaç saniye sonra gelmiş; nefes nefese içimden çıkmıştı.
Bende nefes alışverişlerimi düzenlemeye çalışıyordum.
Gözlerimi kapatıp boşlukta süzülmeye başlamıştım.
Ta ki bir kaç dakikanın ardından yatağa uzattığım kolumun üzerinde Omii'nin ağırlığını hissedinceye kadar öyle kalmıştım.
Kolumun üzerine yatmış kafasını yüzünü göremeyeceğim kadar boynuma yerleştirmişti.
Çok tatlıydı, aynı küçük çocuklar gibi davranıyordu.
Üzerine yattığı kolumu büküp saçlarını oynamaya başladığımda hafifçe dudaklarımı saçlarına bastırdım.
Yorgunluğumu ve uykusuzluğumu bir kenara bırakıp onu izlemek istiyordum ama bilincim buna izin vermiyordu.
Bunun sabahında Omii'nin kollarımda uyancak olmasını ve bu gece ki hâlini asla unutmayacaktım.
Çünkü biraz tutulmuştum.
Hayır, birazdan fazla tutulmuştum.







Bazi insanlar hata yapar!!!
Ama onemli olan hatasindan ders cikarip bida yapmamasidir
Bida olmayacagindan emin olabilirsiniz!!!!

asexualWhere stories live. Discover now