5.bölüm

75 36 20
                                    

Tam gaz devam bebeğim...

Bir eksikleri vardı, o kişi Poyraz idi ve tek kaldığı odasının kapısı kapalıydı. Asya kimseye belli etmediği o küçük endişesiyle odasına doğru yöneldi. Kapıyı tıklattı, ses gelmedi. Tekrar etti, aynı sonucu aldığında bu sefer daha sert tıklattı kapıyı. Yine cevap alamayınca içeri gitmeye karar verdi. Kapı kilitliydi, korku ve endişe iyice büyürken yüzünde de belirmeye başlamıştı. "Poyraz? İyi misin? Kapıyı açar mısın lütfen? Poyraz? POYRAZ?! Can kapıyı kırar mısın hadi çabuk lütfen?!" Can koşarak Asya'nın yanına gitti, herkes kapının önüne doluşmuştu. Can omzunu kapıya döndü ve olanca gücüyle koşarak kapıyı kırarak açtı. Poyraz yatağında uyuyordu, herkes bir oh çekti ama Asya hala endişeliydi, o kadar sese nasıl uyanmamıştı? Diğerleri kahvaltıyı hazırlamak üzere tekrar mutfağa gittiğinde Asya içeri girdi ve yatağa doğru ilerledi kalbi çok hızlı atarken. Poyraz'ın göğüs kafesi inip kalkmıyordu, elini burnuna götürdüğünde nefes almadığını fark etti, onu yan çevirince gördüğü manzara karşısında bir çığlık kopardı, Poyraz'ın boğazı mosmordu.

*******

"Anlat bakalım, dinliyorum" polis sorguya almıştı Asya ve diğerlerini, herkese aynı soruyu sormuştu, anca sakinleşebilen Asya ise en sona kalmıştı. "Neyi anlatayım?" dedi burnunu çekerken, "neyi olacak? Cesedi nasıl bulduğunu" "biz kahvaltı için mutfakta toplandık, ama bir eksiğimiz olduğunu fark ettim, dikkatli bakınca Poyraz'ı göremedim. Endişelendim haliyle Sude'ye olandan dolayı, odasının kapısı kapalıydı, uyuyordur diye düşündüm sert tıklattım, adını seslendim falan... açmayınca Can'ın kapıyı kırmasını istedim, o da kırdı. Yatağında uyuyor sandık ama yanına gidince..." sözünü bitiremeden yine ağlamaya başladı. Oda ona artık bunaltıcı derecede küçük geliyordu, bir an önce buradan çıkıp eve gitmek istiyordu, ama gerçek evine, annesinin yanına gidip ona açtığı o güvenli kollarına sığınmak istiyordu. "İçeriden biri yapmış olabilir mi? Mesela bir erkek?" "Hayır! Onlar yapmaz! Biz bir grubuz ve asla ihanet etmeyiz birbirimize" "eve zorla girilmemiş gibi duruyor, kırık kapı, ya da pencere, kulp falan, hiç kavga izi de yok, güvendiği biri olmalı. Gece içeri giren birini duydunuz mu?" "Hayır, uyuyordum" "ama arkadaşınız öyle demiyor, uyumuyormuşsunuz" "kim dedi" "Can" iç çekti ve tekrar konuştu "evet, gece uyuyamadım, onun yanına gittim ve... ve ağladım. İçimi döktüm" "sorun neydi?" "Arkadaşımız Sude, o da öldürüldü" "bana başka bir sorun daha varmış gibi geldi" "tamam, geçmişimde yaptığım bir hata yüzümden ağlıyordum. Yani hem Sude için hemde hatam yüzünden" "bunca yıl unutmadığınıza göre, hatta gördüğüm kadarıyla acısı da geçmemiş, nedir bu hata?"

     Polise anlattıktan sonra şiş gözlerle sorgu odasından çıktı. Hayır artık aklına geçmişinin gelmesini istemiyordu, hatta mümkünse söküp atmak istiyordu. Hayatını mahveden o hata, yapmamalıydı, ona güvenmemeliydi! Gözleri yine dolarken onları görmeye gelen abisinin arabasına doğru ilerledi. Durumu duyan Mete hızla arabasına atlayıp buralara kadar gelmişti, onu yalnız bırakamazdı etrafta bir katil varken. O kadar hızlı gelmişti ki kaza yapacaktı neredeyse. Eve dönüş yolunda Asya tek kelime etmedi, yanlarında birkaç kişi daha vardı ama herkes tek bir arabaya sığmayacağı için taksiyle dönüyorlardı. İnanamıyordu Asya, yine olmuştu, ve devam edecekti bunu hissedebiliyordu. En azından abisi buradaydı ve azda olsa güvende hissediyordu. Eve varana kadar kimsenin çıtı çıkmadı, herkes kendi odasına giderken yine üzüntüyle Mete Asya'nın peşinden ilerledi. "Bir yatak atarız yere şimdilik burada kalırsın" dedi Asya.

Asya dayanamadı, ev ona çok bunaltıcı geliyordu. Biraz uyudu ama yarım saat geçmeden geri açtı gözlerini. Telefonuna bildirim geldi, sinirle ekranı açtığında gizli numara yazısını gördü. Bir an korkup bakmamayı düşündü, ama merakına yenik düştü ve açtı.

Gizli numara: 10-2=?

Gizli numara: doğru bildin

Gizli numara: 8 Gorgeous kişi!

     Sinirlendi Asya, çok sinirlendi, ve korktu, bu demek oluyordu ki hala onların peşindeydi, hala diğerlerini de istiyordu. Ayağa kalkıp üstüne rasgele bir şeyler giydi ve arabanın anahtarlarını alıp kimseye haber bile vermeden kaçarcasına çıktı evden. Tek isteği yalnız olmaktı, belki yalnız kalıp düşünürse geçerdi tüm acıları? Hayır geçmeyecekti, biliyordu. Yapmak istediği tek şey uzaklaşmaktı, belki o uzaklaşırsa diğerlerine bir şey olmazdı? Anlamıştı onun peşindeydi o her kimse, çünkü eğer tek derdi ikisinden birinden intikam olmak olsaydı zaten şimdiye işini bitirmiş olurdu ve devam etmezdi, bunu anlaşmasındaki tek sebep hala sadece ona gizli numaradan yazıyor olmasıydı. Sude ve Poyraz'ın telefonlarında benzer bir konuşma bulamamışlardı, yani gerçekten intikam Asya'dan alınacaktı. Ama kim? Ve neden? Neyin intikamı?

Sürücü koltuğuna oturup anahtarı taktı ve arabayı çalıştırıp hızla oradan ayrıldı. Radyoyu açıp en yeni çıkan şarkıları dinleme kararı aldı, belki hoşuna giden bir tane bulabilirdi. Ve buldu da, sesi açıp arabanın camlarını açtı. Belki de müzik dinleyerek bulurdu kendini hep yaptığı gibi? Normal bir insan olsa asla müzik dinleyemezdi böyle bir durumda, ama o kendini iyi hissediyordu, en azından şarkılar ondan birini yaralayarak fiziksel intikam almıyordu. Nereye gittiğini biliyor muydu Peki Asya? Bir an frene bastı ve düşündü, nereye gidiyordu?

You're So GorgeousWhere stories live. Discover now