3.4

708 88 227
                                    

"Hazır mısın?"

Başımla polisi onaylayıp yanımdaki Jimin'in elini sıkı sıkı kavradım. Jimin gülümseyip beni rahatlattığında kapıyı tıklatıp yavaşça açtım.

"Taehyung. Tekrardan hoş geldin."

Psikolog gülümsediğinde kafamı sallmakla yetindim. Korkmuyordum fakat biraz gergindim.

Doktorun gözleri önce Jimin'e ardından da Jimin'le birleşik olan ellerimize kaydı. Doktor bana bakıp gülümsediğinde Jimin'in elini daha sıkı kavradım.

"Buraya oturabilirsin."

Doktor yandaki koltuğu işaret ettiğinde oraya ilerleyip koltuğa uzandım. Bu koltuk biraz dişçi koltuğuna benziyordu. Ondan daha rahattı tabi.

Jimin karşımda polisin yanında beklerken psikolog oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi.

"En son çığlık hakkında konuşmuştuk. Bana anlattıkların dışında bildiğin başka birşey var mı?"

Kafamı iki yana salladığımda psikolog yanımdaki koltuğa oturdu. Kafamı ona çevirip merakla yüzüne baktım.

"Şimdi kendine karşı dürüst olmanı istiyorum Taehyung. Geçmişinle barışmalısın."

Kaşlarımı çattığımda psikoloğun yüzü ciddileşti.

"Sana soracağım sorulara cevap ver lütfen. Fakat önce daha iyi odaklanmak için gözlerini kapatıp rahatlamalısın."

Kafamı sallayıp son kez Jimin'e baktım. Jimin bana cesaret vermek için gülmsediğinde derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım.

"Bu çığlığı ne zaman duymaya başladın?"

Her taraf kapkaranlıktı. Ama ben karanlıktan korkmuyorum.

"9 yaşımda başladı."

Gözümün önünde yuvarlak renkler belirmeye başladı. Dikkatimi renklere verdim.

"Bu çığlıkları duymana neden olacak birşey mi yaşadın?"

Renkler çok güzeldi. Bana gökkuşağını anımsatmıştı.

"Evet."

Etraftan bir süre ses gelmediğinde yutkundum.

"Peki bize bu olayı anlatır mısın?"

Gözümün önündeki renkler bir şekil oluşturduğunda duraksadım ve anılarımın birer birer gözümün önünden geçişlerini izledim.

"Henüz 9 yaşındaydım..."

9 sene önce;

"Taehyung, hala yatmıyor musun?"

Annem uykulu sesiyle bana seslendiğinde gözlerimi televizyondan çekip ona baktım.

"Imm, hayır. Babamı bekliyorum."

Annem esneyip odasına geri döndüğünde gözlerimi televizyondaki çizgi filme çevirdim. Bu saatlerde en sevdiğim çizgi filmin tekrarı oluyordu.

"Çok iyi."

Heyecanla konuştuğumda kapıdan gelen sesle gözlerimi televizyondan çektim.

"Baba?"

Kapının kapanma sesi geldiğinde oturduğum koltuktan kalkıp koridora ilerledim. Tahmin ettiğim gibi babam gelmişti. Ayakkabısını çıkarıyordu.

"Hoş geldin baba."

Gülümseyip babama baktığımda babam da beni fark edip gülümsemişti.

Dead To Loser ➳ Vmin TextingDär berättelser lever. Upptäck nu