25. Devran Değişiyor 🦋

76.9K 2K 1.7K
                                    

Kemerlerinizi takın.
BERCESTE de kartlar yeniden dağıtılıyor. Hikayeyi dikkatle okuyun..

Yeni bir döneme geçiyoruz.

🦋

Sabah alarmımın sesiyle elimi başucuma atarak telefonu bulmaya çalıştım. Parmaklarım tam telefona temas etti alayım derken yere düşürdüm.

Off.

"Yavrum şu telefonu gözünü açıp almak çok mu zor ?"

Karan üstümden tam kalkmadan yerde ki telefonuma uzandı. Çalan alarmı kapatarak sertçe koltuğa fırlattı.

Karan'ın evinde ailesiyle geçirdiğim akşamdan beri her gece birlikte uyuyorduk. İşleri bu sıralar yoğun olduğundan uzun saatler çalışıyor ama bana vakit ayırmayıda ihmal etmiyordu. Geceleri de uyuyamadığını söylerek beni evine getirtiyordu. Ya da dün gece ve ondan önce ki gece olduğu gibi gecenin bir yarısı kapıma dayanıp birlikte uyuyalım diyordu. Hayır da denmiyor tabi. Uykulu uykulu gelmiş kapıma.

Bu süreçte bende onunla uyumaya alışmıştım. Yatakta çok deli yatan ben şimdilerde Karan'ın kollarında uyuduysam kollarında uyanıyordum.
Göğsündeyse göğsünde. Pozisyonumu koruyordum.

"Dersin kaçta ?" dedi tekrar yüzünü göğsüme gömerken.

"9.10 da başlayacak. Kalkalım hadi, sana kahvaltı hazırlayacağım." dedim elim saçları arasında ki yerini bulurken. Kollarıyla bedenimi sıkıca sardığı için sırtında ki kasları şişmiş gözlerime bir şölen sunuyordu.

"Uğraşma hiç seni okula bırakmadan yeriz bir şeyler." dedi. Ben ona kahvaltı hazırlamak istemiştim ama yinede bu dediğini kabul ettim. "Peki."
Uyandığımızdan beri başını göğsümden kaldırmayan adam peki dememle kafasını kaldırmış hafif çatık kaşlarıyla bana bakıyordu.
"Ben seninle daha çok vakit geçireyim diye öyle dedim bozulma hemen." dedi. Anlamıştı tabi sesimden. Bu detayla bile yüzüm güldü hemencecik.

Uzanıp dudaklarıma bir öpücük bıraktı. Ellerini belime indirip birden beni yatakta kaydırmasıyla altına yattım. Dudaklarımdan çıkan küçük çığlık onun dudaklarında kayboldu. "Zamanı iyi değerlendirmek lazım tabi, değil mi ?" dedi üstten bana bakarak.

Dudakları direk olarak boynuma yöneldiğinde aklıma yine o gün evde konuşulanlar geldi. Üstelik bugün cumaydı. Yani düşündüğüm gibi bir davet, organizasyon veya yemek varsa haftasonu bunun için tam idealdi. Karan da hala benimle bu konu hakkında tek kelime etmemişti.

"Sana bir şey soracağım." dedim kendimi tutamayarak. O gün babasıyla konuştuklarını çok merak ediyordum. Onları dinlediğimi de anlayacaktı sorunca ama kızmaz diye düşünüyorum.

"Sor." dedi hiç tereddütsüz. Her soruya verecek bir cevabı olan kendinden emin bir adamdı Karan.

"O gün.. siz babanla bir şey konuştunuz." dediğimde boynumdaki dudakları durdu. "benimle ilgili." dedim. Sanki benimle ilgili olunca dinlemem normalmiş gibi bu detayı verdim.
Ellerini başımın iki yanına koyarak üzerimde yükseldi. Hiç bir şey demeden gözlerime bakıyordu. "Kızdın mı ?" dedim. Bir şey söylemedi yine. "Dinlediğim için yani ama ben tesadüf eseri duydum. Konu benimle ilgili oluncada.." diyerek bir şeyler geveledim. O konuşmadıkça ben geriliyordum.

Birkaç saniye daha bakıştığımızda "kızmadım." dedi nihayet.

"O zaman anlatır mısın neyden bahsettiğinizi ?" dedim. Bence bilmeye hakkım vardı.
"Bir davet var." dedi. Bunu tahmin etmiştim. Başımı salladım devam etmesi için. "Yarın. Güya iş adamları toplanıyor." dedi. Ne demek güya ?
"Bakıldığında hepsi iş adamı ama asıl işleri o değil. Pisliğin teki hepsi. Bir bok çukurunda debeleniyorlar. Birçok pis işi hepsi kendi arasında bölüşmüş insanlar. Uyuşturucu gibi şeylerden bahsediyorum." dedi. Karan ve babasının böyle adamların içinde işleri neydi ki.
"Kumarhane işletmek gibi. Tabi o kumarhanenin içinde daha neler var." dedi dişlerini sıkarak.
"Senede bir böyle bir toplanma gerçekleştiriliyor. Sözde dikkat çekmemek için hayır toplantısı gibi gösterip paralar toplanıyor." dedi.

BERCESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin