49. HURMALAR

62.1K 2K 1.3K
                                    

Hoşgeldiniz 🧡

Bölümün adını doğru okudunuz evet 😊

Bölümü de okumak için sizi böyle alalım satır arası yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum ♡

"Bu bir yasak aşk öyküsü çok da acıklı. Birazdan evleniyor yarim, ondan bu acı.
Birde başımda dönüyorken bizim bu şarkı. Mutluluk hediyem, şarkım da senin olsun."

Arabaya bindiğimizden beri Anıl Rober Hatemo - Beyaz ve Sen şarkısını tekrar tekrar açıp birde bas bas bağırarak eşlik ediyordu.

Tek elini kulağına kapatıp "Ey Tanrım dayanabilir miyim buna ben ?" diye bağırdı.

Ha biz mi ? Biz gelinlik için tasarımcıma gidiyorduk.

"Yardım et, çıkar onu, al aklımdan lütfen. Taşıyamayabilirim düşerim birden."

Elifle artık baygınlık geçirme noktasına gelmiştik.

Anıl tek eliyle kıvrak hareketler yapmaya başladı. Arkasını dönüp kafasını arkaya bana doğru yatırıp "Ne de güzel olmuşsundur beyazlar içinde sen." dedi.

Para bekleyen dansöz gibi kaldığında sertçe alnına şaplak attım. "Bana bak rahat dur araba kullanıyorum." dedim.

"Kapat şu şarkıyıda." dedi Elif arkadan öne uzanıp şarkıyı kapattı. "Gelin oluyor diye üzülüyor musun seviniyor musun belli değil." dedi yaka silkerek.

Anıl arkaya dönüp Elife laf yetiştircekken "Sus !" dedi Elif tahammülü kalmamış gibi.
Bu sırada çalan telefonum Anılı da tekrar önüne döndürmüştü. Telefonum arabaya bağlı olduğundan ve arayanda Yaman olduğundan hemen açtım.

"Efendim Yaman." dedim.

Hemen arkamızdan Uygarla birlikte geliyorlardı. Yaman "yenge şu camı açta su çocuğu alnının çatından bir vurayım iki saattir üzerine doğru ayılıp bayılıyor. Ben bir bayıltayım düğüne kadar ayılmasın." dedi.

Anıl dehşet içinde dinledi Yamanı. Bakışları bana döndüğünde "açıyorum Yamanım gel geç yan tarafımıza." dedim.
"Oha !" dedi Anıl panikle. "Ne demek gel geç, vur falan ya."

"Biz bunu niye aldık ya ?" dedi Yaman telefondan. "Taktık peşimize çok lazım sanki. Gelinlik denerken ne işi var bunun."

"Geldik zaten tamam artık. Heyecanlıyım birde siz germeyin beni." dedim direksiyonu sola kırarken.

"Peki yenge." dedi Yaman ince bir sesle ve telefon kapandı.

Anıl elini göğsüne koyup sitemkar bir tavırla bana döndü. "Demek sen beni..." derken kafası öne gitti.
Önce torpidoya ardından cama ordan bana ve tekrar koltuğa bıraktı kendini. Gözleri kapalı bir şekilde yatıyordu. Dikiz aynasından Elife baktığımda "o kadar sert vurmadım." dedi saçlarını omzunun arkasına atıp arkasına yaslandı.

Kalan birkaç dakikalık yolu sessiz sakin gidebilmiştik. Geldiğimizde aracı hemen girişe bıraktım. Benimle birlikte hemen arkama Uygar ve Yaman park etti. Onlarında arkasında bir araç daha vardı. Karan eminim daha görmediğim birçok önlem almıştı. Üstelik telefonumda da sadece onun görebileceği şekilde bir program yüklenmişti. Telefonumdan nerede olduğumu görebiliyordu. Aynı şekilde bende sadece onun konumunu görebilirdim ama buna gerek duymadım. Bana ulaşamama ya da korumalardan ayrı kalma durumum olursa Karan konumumu telefonum yanımda olduğu sürece görebiliyordu.

Elifle araçtan indiğimizde Yaman ve Uygar hemen yanımızda bittiler. Kapımı kapatmadan Anıla baktım hala baygın yatıyordu. Sıkıntılı bir soluk bırakıp "Anıl kalk hadi geldik." dedim.

BERCESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin