4. BÖLÜM - KULÜBE

76 17 2
                                    

4 Aralık 2020 Çarşamba

Düşüncelerinin arasında öyle kaybolmuştu ki ağladığının farkında bile değildi genç kız. Topuna kaydı bakışları, kendini suçluyordu hala, burnunu çekip seslice konuştu.

"Benim yüzümden..."

Kendi sesini duymasıyla düşüncelerinden kopup kulübeye geri döndü. Gözyaşlarını silip burnunu çekti, ayağa kalkıp montunu giydi sonra çantasını da omzuna atıp kapşonunu geçirdi başına. Bir kolunun altında topu, kapıya yürüdü. Kapıyı açtığı zaman deniz kokusuna karışık tanıdık bir koku geldi burnuna, yaşlı gözlerini ve öne eğdiği başını kaldırınca göz göze geldi.

Genç adam şaşkın bakışlarıyla inceledi. Gözlerinin önüne düşmüştü saçları, arkasında ise bir çift yaşlı yeşil göz vardı. Aniden endişeyle bakışları değişirken aynı zamanda merak etti.

Genç kız da şaşkındı, karşısına çıkmasını beklediği son kişiydi ama denk gelmişlerdi işte. Demek ki o da kulübeyi ara sıra kullanıyordu.

Kendi düşüncelerinin arasında endişeli gözlerle karşılaşınca gülümsedi kız. Onun önünde ağlamayacaktı tabii ki.

Birazcık geri çekilerek önüne gelen saçını kulağının arkasına itti ve o arada gözyaşlarını silip çok kısa burnunu çekti. Toparlanmıştı bile, başını kaldırıp Bora'nın gözlerine baktı ve gülümsedi.

"İyi akşamlar."

Bora üstelemedi ve sohbete devam etti.

"Sana da iyi akşamlar."

Yıldız kapıyı daha çok açarak kenara çekildi.

"Pardon ya, kapıda kaldın sen de."

İçeri adımlarken konuştu.
"Sorun değil, şaşırdım ben de, seni görmeyi beklemiyordum."

Bora içeri geçmişti, ikisinin gözleri kesişince kısa bir süreliğine bakıştılar daha sonra Yıldız kapşonunu düzeltirken konuştu.

"Hmm ben gidiyordum zaten sen keyfine bak. Görüşürüz."

Nedenini anlamadığı bir heyecan kaplamıştı içini Yıldız'ın kapıya yöneldi.

"Yıldız!..." Bora'nın seslemesiyle ona döndü. Kalbinin sesi daha da artmıştı.

"Zamanın varsa kalır mısın? Ben de öylesine gelmiştim zaten tek başıma oturup dinlenecektim."

Yıldız gülümsedi zamanı vardı tabii ki, sadece şu küçük heyecanını kontrol etmeliydi o kadar. Genç kız, çantasını omzundan indirip koltuğun kenarına, yere koydu.

Bora da konuşmaya devam etti.
"Yani kalıyorsun. Teşekkür ederim. Aslında ben okuldan sonra da aradım seni ama gittin hemen, yakalayamadım."

Yıldız bu sefer seslice güldü ve cevap verdi.

"Çünkü çok mutluydum ve hemen eve gidip kardeşime haber vermek istiyordum."

Bora ilk "neyi?" diye düşündü sonra aklına, basket oynarken Yıldız'ın sevinci ve heyecanı geldi. Gerçekten basket oynadıkları için miydi bu kadar mutluluk? Aklına geleni sormaya karar verdi.

"Basket oynadığını mı?"

"Hı hı." Yıldız cevap verirken bile gülümsüyordu.

Kafasında tamamlanmamış parçalarla olay Bora'nın bakış açısından garipti. Bora şaşkın bir şekilde "peki" diye geçirdi içinden ve montunun önünü açarak koltuğun sol tarafına doğru oturdu. Yıldız da onu takip ederek montunu çıkartıp elinden bırakmadığı topuyla birlikte diğer uca oturdu. Ortamdaki sessizlik daha fazla uzamadan Bora konuşmaya başladı.

Seni Seviyorum...Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt