Temsilciler ve Danışmanlar

184 75 100
                                    

Siyah atının dizginlerini çekip onu durdurdu. Ustalıkla tek hamlede indi. Zerafet ve sevgi ile çekti dizginleri ve atı bağladı. Frosch bu dünyada sevdiği tek candı. Hayır. Sevgisini gösterebildiği tek canlıydı.  Sevgi, öfke kaygı... Rouge için duygular somut olsa dahi öngörülemezdi. Duygularını gizlemek güvenliydi. Başını geriye çevirdi. Ormanın içerisinden başlayıp konsey binasına değin uzanan ışıklı yola göz attı. Ejderha Prensesini görebilmek umuduyla toplanmış insanları izledi.

Öfke... Bu kadar bekletildiği için öfkelenmişlerdi belki. Normal diye düşündü.

Korku... Bilinmeyene olan korku... Bunu bekliyordu.

Kıskançlık... İşte bu garipti. Hissin sahibini görmek için gözlerini kalabalıkta gezdirdi. Küçük bir kız çocuğu... Demek Ejderha Prensesi olmak istiyordu.

İstemsiz bir gülümseme yayıldı suratına. Çocukların duyguları her zaman karmaşıktı. Öyle ki bir çocuğun öfkesi ile karşılaştığında, onun bir çocuktan geldiğine emin olana kadar tedirgin olurdu. En ufak bir hediyeye karşı yaydıkları mutluluk bir ananın doğumdan sonra hissettiğine denkti. Çocuklar gerçekten ilginçti.

Kalabalıktan yayılan hisler kara bir bulut halinde gölgesine gizlenirken Rouge, kapıyı açıp konsey binasına girdi. Merdivene henüz ulaşmıştı ki, sadece kendisinin görebildiği kara duman bir akıntı gibi ayakları ile buluştu. Düşünceli adımlarla tırmandı merdiveni. Kapının önünde ciddiyetle bekleyen kardeşine selam verip kapıyı açtı.  Tek dizini yere vurarak selamladı konseyi. Dizini yerden kaldırırken kızıl gözlerini konsey üyeleri üzerinde gezdirdi. Onun kim olduğunu bilen her feyin istemsiz yaydığı tiksintiyi bekledi bir süre, beklediği gibi olmadı. Öyle ya konsey üyeleri makul olmaya çabalardı.

"Hoşgeldin Rouge.'' dedi konseyde olup da en yakın davranan adam. ''Seni ben çağırdım. Bugün ki karşılama toplantısında bize eşlik etmeni istiyoruz." diyerek devam etti Temsilci Shantan. Sonra bakışlarını konsey üyeleri üzerinde gezdirdi. Tekrar Rouge'a dönüp sözlerine devam etti.

"Sebebini anlıyorsun değil mi?"

Rouge ona ismini veren kızıl gözlerini bir kez daha konsey üyeleri üzerinde gezdirdi.

Korku... Temsilci Abril'in bir parçası olmuştu zaten. Ama Vekil Laura da mı korkuyordu?

"Anlıyorum efendim." dedi Rouge.

"Ama ben anlamıyorum." diyerek söze girdi Temsilci Mare. Rouge'a karşı mesafeli davranması normaldi.

"Açıklamıştım. Rouge özel bir hediye ile doğdu. Dar mekanlarda ki kötü enerjiyi ve hisleri muhatabına ulaşmadan manipüle edebilir. Değil mi Rouge?" diyerek cevapladı onu Temsilci Shantan.

Rouge başını sallamakla yetindi. Tabii ki Shantan'ın açıklaması safsatadan ibaretti. Rouge duyguları görür, tadar, manipüle ederdi. Daha da basit bir dille yerdi. Ama Temsilci Shantan'ın bu hissi tam manası ile anlatabilmesi mümkün değildi. Dahası böyle bir açıklama endişe verici olurdu.

"İşte bunu anlamıyorum. Daha önce hiç bir feyde böyle bir yetenek yoktu." Mare'nin sesi sorgulayıcıydı.

Çünkü ben bir fey değilim, diye düşündü Rouge. İfadesiz gözlerini yere indirdi.

"Genetik çeşitlilik." dedi Vekil Laura rahat bir sesle "Bu günün çocukları bizlerden çok daha özel. Ama illaki bunu tartışmak istiyorsan daha uygun bir zamanda sana detaylıca açıklayabilirim." Sesi buyurgandı. Yersiz bir tartışma ile uğraşamayacak kadar sabırsızdı. Bu sabırsızlık korkudan olsa gerek diye düşündü Rouge.

Rouge gözlerini yerden kaldırıp vekil Laura ile buluştu. Onu bu kadar korkutan neydi?

"Hizmetin için şimdiden teşekkür ederiz Rouge. Lütfen Prensesi karşıla ve ona eşlik et." diyerek konuyu kapattı Temsilci Shantan. Onu bir an evvel bu sohbetten kurtarmak istemişti.

ZERO: Buz ve Su sıfırda buluşur.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin