HL (10)

1.4K 204 233
                                    

Ağır bir tarzda kurgu olduğu için bölümler geç geliyor,

Ayriyeten geçen bölümdeki saçmalık yüzünden özür dilerim resmen saçmaladım bölüm yazacağım diye bir daha olmayacak güzeller. ❤️🙏

¶¶¶¶¶¶¶¶

¬Felix'den (Olay günü)

Gözlerim, tedirgin bir şekilde etrafta geziniyordu, sanki titriyorlar ya da etraf sallanıyordu. Deprem mi oluyordu yoksa? Ah hayır, korkuyordum. Bedenim titrediği için bana öyle geliyordu.

Geldiğim okulun kapısından çıkarken bütün profesyonelliğimi göstermek zorunda kalıyordum her saniye... Yanımda gezen adam tehlikeliydi, hiç olmayacak kadar. Bu adamın ne yapacağını asla bilmiyordum. Bana anlatılan şeyler kan dondurucuydu. Bana da böyle olacak mıydı?

Her gün, her saat Hyunjin kapıda bekliyordu. Bahçede ne olursa olsun bizi gözetlediğini biliyordum, o burada yakınımdayken daha güvendeydim. Evet Hyunjin vardı.

1 haftadır bir atak yapmayan adam sayesinde içimdeki korku azalsa da asla kaybolmamıştı. Bu adama asla güvenmiyorum ve güvenmemekte haklıydım. Bir anda beni tuvalette öldürebilirdi, okulun boş sınıfına çekip yapabilirdi. Arka tarafa götürüp kaçırabilirdi. Ama küpem vardı, bu nedenle beni hemen bulurlardı.

Bu tehlikeli görev yüzünden gerilen vücudum ile bazen uyuyamadığım oluyordu. Her an ölebileceğinizi bilseniz siz de rahat olmazdınız. Adam zekiydi ve geceleri evime bile girebilirdi.

Dün geceyi hatırlayarak omuzlarımı salladım. Dün gecenin bir saati yine uyuyamamış bir şekilde salondaki koltukta otururken önüme konan bir fincan papatya çayı ve onu getiren beden yani Hyunjin benim uyumamı sağlamıştı.

Çay ile rahatlayan bedenimi tutarak dizlerine yatmamı sağlamıştı. Saçlarımda gezinen parmaklar ile sanki tüm hayatım boyunca sadece buna ihtiyacım var gibi hissetmiştim. İşe başladığım şu 4.(?) senemde uykusuz kaldığım gecelerin acısını sanki dün gece çıkarmış gibiydim. En güzel saatlerimdi.

Şuan ise adımımı dışarıya atıyordum. Evet attım. Önümde arabaya yaslanmış olarak beni bekleyen sarışın ile göz göze geldim. Yanıma hızlı adımlarla gelip omzuma dokunan beden ile titredim ama anında gülümseyerek ona baktım. Bana uzattığı çekerse bakarak selam verdim. "Ah Hyung teşekkür ederim..."

"Baksana Felix yürümek ister misin?" Onun yüzüne doğru baktığımda gözlerindeki boşluğu görebiliyordum, insan yaşamını önemsemeyen birisinin soğuk ve boş gözleri. Bu yaşıma kadar bir sürü vaka gördüm, bir sürü katil gördüm.

Seri katillerin gözlerinde her zaman bu soğukluk olurdu. Boşluklar içerisine düşen bir bedenin kendisini kurtarmaya bile çalışmadığını anlardım. Zevk alıyorlardı. İnsanları öldürmekten, onlara zarar vermekten zevk alıyorlardı. Bu korkutucu ve hastalıklı bir işti ve zaten katiller nasıl mantıklı insanlar olabilirdi ki?

"Hyung biliyorsun babam..." Baş parmağım ile arka tarafı gösterdim. Arkamda bizi bekleyen Hyunjin vardı. "Hadi ama biraz yürüyelim daha sonra söz gidersin."

"O zaman ben haber vereyim Hyung." evet başlıyordu, beni zorlamıştı. Bana inanarak atak yapıyordu, Felix sakin olmalısın. İyi olacaksın, Ekip burada... Adımlarımı arkamda beni bekleyen bedene çevirdim ve hızla yanına yürüdüm. Hyunjin ise anında anlamıştı ne için geldiğimi.

Sarışın beden yaklaştığım zaman rolü gereği bana selam vermişti. Gülümsedim, "Hyunjin gidiyoruz... Ekip hazır olsun." sesimdeki gerginliği umarım ona yansıtmamışımdır.

HᴇʟʟSᴛᴀᴛɪᴏɴ § HʏᴜɴLɪx✔︎Where stories live. Discover now